Yusuf İmamoğlu'nun Şehadeti: 8 Haziran 1970’te Üniversite Bahçesinde Katledilen Bir Ülkücü
8 Haziran 1970’te İstanbul Üniversitesi’nde uğradığı saldırı sonucu şehit edilen Yusuf İmamoğlu, ülkücü hareketin hafızasında bir simge olarak yaşamaya devam ediyor.

Yusuf İmamoğlu'nun Şehadeti: 8 Haziran 1970’te Üniversite Bahçesinde Katledilen Bir Ülkücü
ŞEHİTLER ÖLMEZ / TÜRKİYE
Cebinden 35 kuruş çıktı, 36 saattir açtı: Bir dava adamının dramı
8 Haziran 1970 tarihinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin bahçesi, Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen bir cinayete sahne oldu. Coğrafya Bölümü son sınıf öğrencisi Yusuf İmamoğlu, karne imzalatma bahanesiyle girdiği okulda komünist militanlarca hedef alındı.
Otopsi sonucu genç Yusuf’un 36 saattir yemek yemediği, cebinden ise sadece 35 kuruş çıktığı tespit edildi. Öğrencilerin anlattığına göre fakir bir aileden gelen, Bulgaristan göçmeni bir ailenin evladı olan Yusuf İmamoğlu, son nefesini verirken bile kimse yanına yaklaştırılmadı.
Kurşunlar odanın kapısında yağdı
İmamoğlu, o gün okul girişinde bekleyen öğretmen okulu öğrencilerinin karnelerini imzalatmak için gönüllü olmuştu. Evrakları teslim ettikten sonra 339 numaralı odadan çıkarken, başlarında Vural Yıldırımoğlu, Yusuf Kayabaşı, Ali Menekşe, Feridun Şakar ve Vahram Apik’in bulunduğu ileri sürülen bir grup tarafından kurşun yağmuruna tutuldu.
Tanıklara göre İmamoğlu, 23 dakika boyunca hayatta kaldı ancak ambulans fakülteye sokulmadı. Marşlar eşliğinde okuldan ayrılan saldırganlara karşı herhangi bir müdahale gerçekleşmedi. Polis olay yerine ancak 1.5 saat sonra ulaşabildi.
Tanıklar anlatıyor: “Hocam, beni öldürecekler”
Olayın tanıklarından Mustafa Kafalı’nın oğlu Ertuğrul’un sözleri ise hafızalara kazındı: “Atatürk hayatta olsaydı, Yusuf ağabey ölmezdi.” Kafalı, İmamoğlu’nun saldırıdan hemen önce “Hocam beni öldürecekler” dediğini aktardı.
Yine dönemin ülkücü isimlerinden biri olan Necdet Haluk Güney, Yusuf İmamoğlu’nun Ankara yürüyüşü sırasında otobüste kendisiyle sabaha kadar sohbet ettiğini anlattı. Aynı otobüsle İstanbul’a dönmüş, bir ay sonra ise arkadaşının şehit edildiği haberini almıştı.
Sosyal medyada yankı: Ekşi Sözlük’te anılar
Ekşi Sözlük kullanıcıları da yıllar boyunca Yusuf İmamoğlu’na dair birçok tanıklık ve duygu yüklü paylaşımlar yaptı.
-
saint or sinner: “Türk-İslam davasını damarlarına işleyen, katline ferman yazılan bir emektar.”
-
altakkeverkulah: “Yalnızca ülkücü olduğu için öldürülen bir öğrenci.”
-
dokuz tuglu kagan: “Fakülteye üç kez ambulans geldi ama ‘yaralı yok’ denilerek geri çevrildi.”
-
sky god: “Dün bizim bir Yusuf’umuz vardı, şimdi hepimiz Yusuf olduk.”
-
yok mu beni seven: “36 saattir aç olduğu otopsiyle ortaya çıktı.”
Yusuf İmamoğlu, o dönemin ülkücü gençliği için yalnızca bir isim değil; uğrunda yaşanacak, uğrunda ölünecek bir idealin sembolü haline geldi. Marşlarda adı geçti, şiirlerde yaşadı.
Şehadeti siyaseti şekillendirdi
İmamoğlu’nun şehadeti, dönemin siyasi geriliminin sembol olaylarından biri oldu. Ardından gelen Dursun Önkuzu’nun ölümüyle birlikte sağ-sol kamplaşması, 1980’e giden yolda daha da sertleşti. O günlerde atılan sloganlardan biri hâlâ hafızalarda:
“İmamoğlu rahat uyu, sen ölmedin ölmezsin!
İntikamın alınacak, bozkurtlar etti yemin!”
Yusuf İmamoğlu’nun mezarı, Bursa Emir Sultan Mezarlığı’nda, İncirli Caddesi tarafında yer alıyor. Onu tanıyanların anlattıklarına göre; seminerler veren, karizmatik duruşuyla etrafını etkileyen bir dava adamıydı. Şehadetiyle birlikte ülkücü camiada simge haline geldi.
*
*
*
*
Bugün Yusuf İmamoğlu, sadece bir dönemin değil; bir fikrin, bir mücadelenin, bir davanın adı olarak hâlâ anılmaya devam ediyor.