İpek Elif Atayman'a Hangi Mahkumun Yatağı Verildi?
Eski İBB Medya AŞ Genel Müdürü İpek Elif Atayman, cezaevinde beş gün boyunca yerde yattıktan sonra kamuoyunun tepkisiyle ranzaya alındı. Olay, Türkiye’de cezaevlerindeki aşırı doluluk ve insan hakları ihlallerini yeniden gündeme taşıdı.

Cezaevinde İşkence İddiası: Elif Atayman Ranzaya Alındı, Gözler Adalet Sistemi Üzerinde
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
“Devletimize Emanettir” Denilen Tutuklu, 5 Gün Boyunca Yerde Yattı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 19 Mart’ta tutuklanan ve 5 Haziran’da ailesi ve avukatları bilgilendirilmeden Silivri Cezaevi’nden Afyonkarahisar Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen İpek Elif Atayman’ın yaşadığı hak ihlalleri kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Eski İBB Medya A.Ş. Genel Müdürü olan Atayman, Afyon’daki cezaevinde beş gün boyunca yerde yattığını ve 72 gün boyunca hücrede tutulduğunu açıkladı.
"Bu İşkenceye Son Verin" Çağrısı Sosyal Medyada Gündem Oldu
Atayman, bir metrekarelik zırhlı sevk kabininde, 7.5 saat boyunca elleri kelepçeli şekilde nakledildiğini ve yalnızca bir parça ekmekle yolculuk yaptığını belirterek, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a şu çağrıyı yaptı:
“Sayın Adalet Bakanı, ‘Tutuklular devletimize emanettir’ diyordunuz; böyle mi sahip çıkılıyor? Bu fiziki ve psikolojik şiddete, bu işkenceye son verin.”
Bu açıklamanın ardından gazeteci Murat Yetkin, Atayman’ın durumunu sosyal medya hesabında gündeme taşıdı. Yetkin’in paylaşımına göre, Atayman’ın çağrısına bizzat Bakan Tunç’un rahatsızlık duyduğu ve ranzaya alınması talimatını verdiği bildirildi.
Yatak Sorunu: 100 Bin Kişilik Fazlalık Nerede Yatıyor?
Elif Atayman’ın yaşadığı durum, Türkiye cezaevlerinde yıllardır süregelen bir yapısal sorunu tekrar gündeme taşıdı: aşırı doluluk. 7 ila 10 kişilik kapasiteye sahip koğuşlarda, 25-30 tutuklu birlikte kalıyor. Koğuşlarda ayakta bile durmanın zor olduğu, bir tuvalet ve bir banyo ile insan onurunun korunamayacağı koşullar sıkça dile getiriliyor.
Yetkililerin bireysel vakalara müdahale etmesi bir iyileştirme gibi görünse de, sistemin geneline dair çözüm beklentisi artıyor. Cezaevlerindeki koşullar, sadece bir tutuklunun değil, binlercesinin hayatını doğrudan etkiliyor. Kamuoyunda sorulan temel soru şu: Elif Atayman’a yatak verildi ama fazladan 100 bin tutuklu nerede yatıyor?
Medya ve Çifte Standart Tartışması
Elif Atayman’ın yaşadıkları, kamuoyunun ilgisini çekse de, bazı çevreler durumu medya ikiyüzlülüğü ve çifte standart olarak yorumladı. Sosyal medya kullanıcıları, Murat Yetkin gibi gazetecilerin bireysel vakalara duyarlılık gösterirken, sistematik hak ihlallerine karşı yeterince ses çıkarmadığını savundu.
Kimi eleştirmenler, “86 milyonluk ülkede yaşanan hukuk skandallarına gözünü kapatan gazeteciler, tekil olaylarda ses çıkarınca samimiyetlerini yitiriyor” yorumunu yaptı.
Hukukun Eşitliği ve Devletin Sorumluluğu Sorgulanıyor
Cezaevlerinde insan onuruna yakışır koşulların sağlanamaması, hem Anayasa’ya hem de uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırı. Elif Atayman vakası, Türkiye’nin cezaevi sisteminin yalnızca fiziksel değil, ahlaki olarak da çöküş yaşadığını gözler önüne serdi. Herkes için eşit hukuk ve temel yaşam hakları talebi, yalnızca belirli isimler ya da siyasi gruplar için değil, tüm yurttaşlar için geçerli olmalı.
Gözler şimdi Adalet Bakanlığı’nda: Sistematik sorunlara kalıcı çözüm gelecek mi, yoksa bireysel müdahalelerle kamuoyu yatıştırılmaya mı çalışılacak?