Erdoğan Sessizliğini Koruyor, Gözler Şimdi Abdullah Gül’de
AK Parti’nin kurucu kadrolarından 19 isim, “Adalet Çağrısı” başlıklı bildiriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert bir dille eleştirdi. Bildiri sonrası Erdoğan suskun, gözler 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e çevrildi.
Editor1
Erdoğan Sessizliğini Koruyor, Gözler Şimdi Abdullah Gül’de
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
“Adalet Çağrısı” Bildirisi Ankara’da Siyasi Deprem Yarattı
Türkiye’nin demokrasi, hukuk ve kuvvetler ayrılığı krizleri tartışılmaya devam ederken, bu kez eleştiriler ne muhalefetten ne de dış odaklardan geldi. AK Parti’nin kurucu kadrolarından 19 saygın ismin imzasıyla yayınlanan “Adalet Çağrısı” başlıklı bildiri, doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik en açık ve sert iç muhasebe metinlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Ancak bildirinin yayınlandığı günden bu yana, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ve AK Parti yönetiminden herhangi bir doğrudan yanıt gelmedi.
“Hukukun İşleyişine Müdahale Devlete Yapılacak En Büyük Kötülüktür”
Bildiri, AK Parti'nin kuruluş ideallerinden ne kadar uzaklaşıldığını net bir dille ortaya koyarken, 2017 Anayasa değişikliğiyle yürütmenin kişiselleştiği, yasama ve yargının fiilen yürütmenin denetimine girdiği, kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığı vurgulandı. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyulmaması, keyfi tutuklamalar ve yargı bağımsızlığının zedelenmesi gibi olgular, metinde somut örneklerle aktarıldı.
Daha da dikkat çekici olan ise bildiride geçen şu ifade:
“Devlete yapılabilecek en büyük kötülük, hukukun işleyişine siyasetin ayrımcı biçimde müdahale etmesidir.”
Bu cümle, özellikle “vatanseverlik, yerlilik ve millilik” gibi söylemleri sıkça kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ciddi bir ikaz niteliği taşıyor.
Erdoğan Sessiz, AK Parti Cevapsız: Bu Bildiri Görmezden Gelinemez
Cumhurbaşkanlığı çevresinden sadece Oktay Saral’ın bireysel çıkışı dışında hükümetten gelen herhangi bir tepki yok. Erdoğan’ın uzun süredir parti içinden gelen yapıcı eleştirilere dahi kulak tıkaması, bu sessizliği daha da anlamlı kılıyor. Eleştirilerin AK Parti’nin kurucu isimlerinden gelmesi nedeniyle, bu kez konunun kolayca “ötekileştirme” ve “düşmanlaştırma” taktikleriyle bertaraf edilmesi zor görünüyor.
Hüseyin Çelik’ten Çağrı: “Gül Devreye Girmeli”
Bildirinin önemli imzacılarından ve AK Parti’nin eski genel başkan yardımcılarından Hüseyin Çelik, sadece bir eleştiriyle yetinmedi. ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, ülkede tansiyonun tehlikeli biçimde yükseldiğini belirterek, bazı “âkil insanlar”ın devreye girmesi gerektiğini söyledi. Bu isimler arasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başta olmak üzere, Haşim Kılıç, Hikmet Çetin, Zülfü Livaneli, Bülent Arınç ve Ertuğrul Günay gibi siyaset, hukuk ve kültür dünyasından isimleri saydı.
Gül’ün adı özellikle öne çıkıyor çünkü bildirinin arkasındaki kadronun önemli bir bölümünün siyasi geçmişi onunla kesişiyor. Ayrıca, Gül’ün zaman zaman yaptığı hukuk vurgulu açıklamalar, ondan daha somut adımlar beklendiğini gösteriyor.
Gül Sessizliğini Ne Zaman Bozacak?
Abdullah Gül, 22 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gündeminde yaptığı “hukuk devleti” vurgulu açıklamayla dikkat çekmişti. Ancak mevcut durumda, sadece açıklama değil, doğrudan inisiyatif alma beklentisi var. Gül’ün bugüne kadar Erdoğan’a karşı açık bir siyasi pozisyon almayı tercih etmemesi, eleştirilerin dozunu düşürse de, son yaşananlar itibarıyla daha net bir duruş sergilemesi için baskı artıyor.
Türkiye’nin Yeni Yol Ayrımı mı?
“Adalet Çağrısı” bildirisi, AK Parti’nin içinden gelen belki de en geniş kapsamlı vicdan hareketi olarak görülüyor. Mevcut sistemin Türkiye’yi daha da otoriterleştirdiği, yargının siyasallaştığı ve halkın devlete olan güveninin sarsıldığı gibi uyarılar, sadece bir siyasi bildirinin değil, ülkenin geleceğine dair önemli bir yön levhası olarak algılanıyor.
Tüm gözler artık iki isimde: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cevap verip vermeyeceğinde ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu kritik dönemeçte nasıl bir pozisyon alacağında.
Kaynak: Elif Çakır / Karar
