Diyap Ağa’nın Valisi Görevden Alındı: Anma Krizi mi, Tarihi Duruş mu?
Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’nun merkeze çekilmesi, Diyap Ağa’nın mirası ve PKK anma töreni iddiaları ekseninde tartışılıyor. Görevden alma kararı, tarihi bir duruşun yansıması mı?

Diyap Ağa’nın Valisi Görevden Alındı: Anma Krizi mi, Tarihi Duruş mu?
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’nun merkeze çekilmesi, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Tekbıyıkoğlu’nun, 17 Mayıs’ta PKK’lı iki yönetici için düzenlenen bir anma törenine izin verilmesi konusunda çıkan iddialar üzerine görevden alındığı belirtiliyor. Ancak bu olay yalnızca bir bürokratik değişim değil; aynı zamanda bir tarihi duruşun ve ideolojik çizginin yansıması olarak da yorumlanıyor.
Cumhuriyetin 100. yılına denk gelen 28 Ekim 2023 tarihinde Tekbıyıkoğlu’nun yaptığı bir ziyaret, bu tartışmaların odak noktasına dönüştü. Vali, Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine bağlı Gözlüçayır köyünde bulunan, Kurtuluş Savaşı’nın önemli isimlerinden Diyap Ağa’nın mezarını ziyaret etmişti. Köy çocuklarıyla birlikte çektirdiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşan Tekbıyıkoğlu, Diyap Ağa’yı "vatanperver, mangal yürekli bir Cumhuriyet kahramanı" olarak tanımlamış ve onun manevi mirasına sahip çıktığını ilan etmişti.
İki yıl sonra gelen görevden alma, bu ziyareti ve Diyap Ağa’nın hatırlatılmasını daha anlamlı kılıyor.
Diyap Ağa Kimdi?
Dersimli bir aşiret lideri olan Diyap Ağa, önce Sivas Kongresi’ne katıldı, ardından Birinci Meclis’te Dersim Mebusu olarak görev yaptı. Meclis’in Ankara’dan taşınması tartışmalarında kürsüye çıkarak "Efendiler biz buraya kaçmaya mı geldik, dövüşüp ölmeye mi?" sözleriyle tarih yazdı. Lozan Antlaşması öncesinde yaptığı konuşma ise halklar arası birliği, dini ve milli dayanışmayı vurgulayan bir nitelik taşıyordu.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’un büyük dedesi olan Diyap Ağa’nın bu konuşması, bugün bile birleştirici mesajlar taşıyor. "Ne Türklük, ne Kürtlük davası vardır. Hep biriz, kardeşiz" diyen Diyap Ağa, Anadolu’nun mozaik yapısının korunması gerektiğini savundu.
PKK’nın Açıklaması ve Zıt Yönlü İki Miras
12 Mayıs’ta PKK’nın fesih açıklamasında, "Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası" Kürt halkının inkarı olarak nitelendirildi. Bu açıklamayla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesi hedef alınırken; aynı dönemin aktörlerinden biri olan Diyap Ağa, tam tersine, bu yapının savunucusu olarak karşımıza çıkıyor.
Vali Tekbıyıkoğlu ise tam da bu zıtlığı işaret ediyor. Diyap Ağa’nın mezarında verdiği fotoğrafla ve paylaşımıyla, Cumhuriyetin kuruluş değerlerine sahip çıkan bir çizgide durduğunu açıkça ilan etmişti. PKK’lılara yönelik anma törenine karşı çıkması, bu çizginin doğal bir uzantısıydı. Ancak bu tavrının, merkeze çekilme kararıyla sonuçlandığı görülüyor.
Siyasi ve Toplumsal Yansımalar
Vali Tekbıyıkoğlu’nun görevden alınması, yalnızca bir idari tasarruf olarak değil; aynı zamanda Türkiye’nin geçmişle, özellikle Cumhuriyet tarihiyle kurduğu bağ açısından da önemli bir gelişme. Diyap Ağa gibi figürlerin anılması ve sahiplenilmesi, bugünün siyasi tartışmalarına ışık tutuyor.
Ankara’dan gelen talimatla bir anma törenine izin verildiği iddiası, devletin bazı hassasiyetlerde ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gösteriyor. Öte yandan, Tekbıyıkoğlu’nun duruşu, bir bürokratın sadece görevini değil, aynı zamanda tarihi sorumluluğunu da ciddiyetle taşıyabileceğini gösteriyor.
Bu gelişme, önümüzdeki günlerde hem bürokratik atamalarda hem de yerel yönetim politikalarında daha fazla tartışmaya yol açacak gibi görünüyor.
Kaynak: Aytunç Erkin / Nefes