Operasyon Endişesi, Aile İçi Savaş ve Siyasi Tercihler: Süleymancıların Çalkantılı Yolculuğu

Süleymancıların tarihsel serüveni, liderlik mücadeleleri ve siyasi yönelimleriyle bugüne nasıl geldiklerini ele alan bu analizde, Alihan Kuriş döneminde cemaatin yaşadığı kırılmalar ve operasyon endişeleri mercek altına alınıyor.

Operasyon Endişesi, Aile İçi Savaş ve Siyasi Tercihler: Süleymancıların Çalkantılı Yolculuğu

Operasyon Endişesi, Aile İçi Savaş ve Siyasi Tercihler: Süleymancıların Çalkantılı Yolculuğu

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

20. yüzyılın başından bugüne: Kur’an talebesinden siyasi çatışmalara

Türkiye’deki dini yapılar arasında en eski ve etkili gruplardan biri olan Süleymancılar, son yıllarda hem iç çekişmeler hem de siyasal tercihler nedeniyle tarihinin en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. Cemaatin temelleri, Osmanlı’nın son döneminde yetişmiş büyük bir medrese âlimi olan Süleyman Hilmi Tunahan tarafından atıldı. Ancak bugün, torunları arasındaki liderlik mücadelesi, siyasi kamplaşmalar ve devlet operasyonu beklentisiyle gündemdeki yerini koruyor.

Bodrum katlardan tren vagonlarına uzanan eğitim mücadelesi

1888’de Silistre’de doğan Süleyman Hilmi Tunahan, Osmanlı'nın son döneminde İstanbul medreselerinde eğitim aldı. Medrese sistemi kaldırılınca vaizliğe yönelen Tunahan, yıllarca apartman bodrumlarında, çiftliklerde ve tren vagonlarında gizlice Kur’an eğitimi verdi. Öğrencilerini “çapa işçisi” veya “işçi” olarak göstererek takibatlardan kaçmaya çalıştı. 1950’li yıllarda Kur’an kurslarının serbest bırakılmasıyla faaliyetlerini daha organize hale getirdi.

Kemal Kaçar dönemi ve siyasetle yakınlaşma

Tunahan’ın ölümünden sonra damadı Kemal Kaçar cemaatin başına geçti. Kaçar, Süleymancıları siyasetin merkezine taşıdı. 1960’lardan itibaren Adalet Partisi ile kurulan ilişki, zamanla DYP, ANAP, hatta Refah Partisi gibi farklı partilerle sürdü. Kaçar’ın siyasi kariyeri ve milletvekilliği döneminde cemaat daha kapalı ve sistemle barışık bir profil çizdi.

Ancak 1970'lerde yaşanan iç ayrılıklar, Kaçar'ın liderliğini sorgulatmaya başladı. En dikkat çekeni, Mersin Milletvekili Hilmi Türkmen ile yaşanan görüş ayrılığı oldu. Bu süreçte cemaat içinde ilk ciddi bölünme yaşandı.

İki kardeşin savaşı: Mehmet Beyazıt vs Arif Ahmet Denizolgun

Kaçar’ın vefatı sonrası liderlik görevini yeğeni Arif Ahmet Denizolgun üstlendi. Ancak abisi Mehmet Beyazıt Denizolgun bu liderliği kabul etmedi ve cemaat bölündü. Mehmet Beyazıt Ak Parti’nin kurucuları arasında yer aldı. Arif Ahmet ise Demokrat Parti saflarına yöneldi. Bu siyasi ayrım, sadece iki kardeşi değil, cemaatin tabanını da ikiye böldü.

2002 ve 2007 seçimlerinde yaşanan rekabet, cemaatin gücünü ciddi anlamda sınadı. Arif Ahmet’in iki seçimde de milletvekili olamaması, cemaatin siyaset üzerindeki etkisinin sorgulanmasına neden oldu.

Alihan Kuriş dönemi ve yön değiştiren siyasi tercihler

Arif Ahmet Denizolgun’un 2016’da vefatının ardından, liderlik kız kardeşi Gülderen Kuriş’in oğlu Alihan Kuriş’e geçti. Bu geçiş, hem aile içinde hem de cemaatin tabanında yeni bir fay hattı oluşturdu. Mehmet Beyazıt ve oğlu Fatih Süleyman Denizolgun, bu yeni yapıya “Kurişi cemaati” adını vererek ağır suçlamalarda bulundu.

Alihan Kuriş’in Ak Parti karşıtı tutumu, cemaatin 2018 genel seçimlerinde İYİ Parti’yi, 2019 yerel seçimlerinde ise Ekrem İmamoğlu’nu desteklemesiyle somutlaştı. Bu tercih büyük bir kırılmaya yol açtı. Kimi bölgelerde CHP, kimi illerde HDP’ye verilen destek cemaat içinde büyük tepki topladı.

Devletle kriz ve kamuoyunda algı değişimi

İmamoğlu’nun kazanmasıyla cemaat içinde kutlamalar yapılırken, devlet kanadında Süleymancılara yönelik yaklaşım değişmeye başladı. Kermesler basıldı, kurban derisi toplama kampanyaları engellendi. Yardım toplama faaliyetlerine kısıtlamalar getirildi. Halktan gelen tepkiler artarken, Süleymancıların bazı kesimlerde “FETÖ’nün alternatifi” olarak görülmeye başlandığı yorumları yapıldı.

Her an bir operasyon olabilir mi?

Fatih Süleyman Denizolgun’un Alihan Kuriş için “terörist başı” ifadesini kullanması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Cemaat içinde bazı kişilerin savcılıkla iş birliği yaptığı iddiaları, operasyon ihtimalini güçlendirdi. Erdoğan’ın ima yoluyla Süleymancılara eleştiri getirdiği konuşmalar, endişeyi daha da artırdı.

Şu an cemaat, tarihte hiç yaşamadığı bir güvensizlik ve çözülme süreciyle karşı karşıya. Liderlik tartışmaları, siyasi yön arayışları ve devletle yaşanan kırılmalar, Süleymancıların geleceğini belirsizleştiriyor.

www.yerelgundem.com

Kaynak:  İsmail Fatih Ceylan / Serbestiyet