AKP Kulislerinde Şehir Hastaneleri İtirafı: Milletin Başına Bela Oldular

AKP kulislerinden gelen çarpıcı itiraflar, şehir hastanelerinin kamuya maliyeti, sağlık hizmeti erişim sorunları ve liyakat krizini gün yüzüne çıkardı. “Kervan yolda dizilir” anlayışının sonuçları vatandaşın günlük yaşamına eziyet olarak yansıyor.

AKP Kulislerinde Şehir Hastaneleri İtirafı:  Milletin Başına Bela Oldular

AKP Kulislerinde Şehir Hastaneleri İtirafı: “Milletin Başına Bela Oldular”

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

AKP içinden eleştiri: “Kervan yolda dizilir” anlayışıyla yapılan projeler, halkı mağdur etti

Randevu krizinden hasta yoğunluğuna, şehir hastaneleri tartışması büyüyor

AKP kulislerinde yıllardır tartışma konusu olan şehir hastaneleriyle ilgili çarpıcı itiraflar gündemde. Nefes Gazetesi yazarı Nuray Babacan’ın kulis bilgilerine dayandırdığı haberine göre, AKP’li yetkililer artık şehir hastanelerinin vatandaş için büyük bir çileye dönüştüğünü açıkça ifade ediyor. Partinin içinden gelen bu özeleştiriler, sağlık sistemindeki tıkanmışlığın siyasi sorumluluğunun kabul edildiği anlamına geliyor.

Geçmişte yapılan uyarıların dikkate alınmadığını ve projeye "kervan yolda dizilir" anlayışıyla başlandığını belirten AKP’li isimler, şehir hastanelerinin günümüzde “milletin başına bela olduğunu” söylüyor. Özellikle randevu sistemindeki kriz, doktorlara erişim zorluğu ve sağlık çalışanlarının artan iş yükü, bu eleştirilerin temel dayanakları arasında.

“Şık hastanelerde eziyet çeken hastalar”

Babacan’ın haberine göre, şehir hastaneleri hakkında artık AKP içinde dahi ses çıkaran kalmadı. Yeni Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun hızlı çözümler sunacağına dair inanç da zayıflamış durumda. Hastaların lüks hastane binalarında uzun bekleyişlere, mikrop riski taşıyan kalabalıklara ve muayene kriziyle karşılaştığı sıkça dile getiriliyor. Sağlıkta yaşanan bu tıkanıklık, hükümetin “sağlıkta devrim” iddialarını sorgulatır hale getirdi.

Sağlık sistemine “bela” uyarısı yıllar önce yapılmıştı

Deneyimli bir AKP’li siyasetçinin aktardığına göre, şehir hastaneleri projesi hayata geçirilmeden önce Bakanlar Kurulu’nda geniş çaplı itirazlar yükselmişti. Bu görüşmelerde üç olasılık dile getirilmişti:

  1. Bu hastaneler örnek birer sağlık kurumu haline gelir.

  2. Hacettepe ve Çapa gibi ihtisas merkezlerine dönüşür.

  3. Ya da bu milletin başına bela olurlar.

Geldiğimiz noktada yaşananların, üçüncü senaryoyu doğruladığını söyleyen parti kaynakları, “yap-işlet-devret” modelinin kamu sağlığı gibi temel bir hizmet alanı için yanlış bir yaklaşım olduğunu vurguluyor.

Rant, liyakatsizlik ve FETÖ kadroları

Haberde dikkat çeken bir diğer konu da şehir hastanelerindeki atama ve kadrolaşma süreci. 15 Temmuz sonrasında yaşanan tasfiyelere rağmen liyakatsiz atamaların devam ettiği, bazı hastanelerde halen ayrıcalıklı grupların avantaj sağladığı öne sürülüyor. Sağlık sisteminin çöküşünün arkasında yalnızca fiziki altyapı değil, aynı zamanda bu yapıların kimler tarafından yönetildiği ve hangi kriterlerle kadrolaşıldığı da bulunuyor.

100 bin TL’lik bıçak parası iddiası ve sağlıkta çürümüşlük

Bir hastadan ameliyat öncesi 100 bin TL “bıçak parası” istendiği yönündeki şikayet ve şehir hastanelerindeki randevu krizi, mevcut sistemin vatandaşa hizmet etmekten çok uzaklaştığını ortaya koyuyor. Bilkent Şehir Hastanesi’nde “ameliyat için sırada 500 kişi var” yanıtı alan hastaların yaşadıkları çaresizlik, sistemin ne kadar tıkandığını gösteriyor.

Umutlar zayıf, sorunlar büyüyor

Türkiye’de yıllardır süregelen sağlık sorunlarının bir yılda çözülmesini beklemek gerçekçi olmasa da, kamuoyunda en azından iyileşme işareti görmek isteyenlerin sayısı az değil. Ancak Babacan’ın yazısında da belirtildiği gibi, yeni Sağlık Bakanı’nın attığı adımlar beklenen karşılığı bulmuyor. Hukuk, eğitim ve sağlık gibi temel alanlardaki sistemsizlik; bugün yaşanan yapısal krizlerin kaynağı olarak gösteriliyor.

www.yerelgundem.com