Adaletin Broşu: Rüya mı Gerçek mi?
Memduh Bayraktaroğlu’nun “rüya” formatındaki yazısı, Türkiye’de adalet sistemine dair eleştirileri sembolik bir hikâye üzerinden aktarıyor. Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan ve Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı rüya mahkemesi dikkat çekici mesajlar içeriyor.

Adaletin Broşu: Rüya mı Gerçek mi?
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Gazeteci-yazar Memduh Bayraktaroğlu, 26 Mayıs sabahı yayımladığı köşe yazısında, “Dün gece bir rüya gördüm ki…” başlığı altında adalet sistemine dair sert bir eleştiri dile getirdi. Gördüğü rüyayı detaylı biçimde anlatan Bayraktaroğlu, Türkiye’de hukuk sistemine duyulan güvensizlikle ilgili simgesel göndermelerle dikkat çekti. Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “rüya mahkemesinde” yer aldığı hikâye, siyaset ve adalet ilişkisine yönelik çarpıcı bir tablo sundu.
Yargı Cübbesinde Değişen Broşlar
Bayraktaroğlu'nun rüyasında mahkeme salonundaki hâkimlerin cübbelerinde “Adalet mülkün değil, gücün temelidir” yazan broşlar bulunuyordu. Sanık kürsüsündeki isim, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan’dı. Lüks kıyafeti ve kendinden emin tavrıyla savunmasında, “Vatanımı ve başkanımızı çok seviyorum, Peygamber Efendimiz şahidimdir” diyerek suçlamaları savuşturmaya çalıştı. Mahkeme, “suç kastı yoktur” gerekçesiyle Turan’ı beraat ettirdi.
Ancak aynı mahkeme salonu, Ekrem İmamoğlu içeri girdiğinde değişmişti. Bu kez hâkimlerin broşlarında klasik “Adalet mülkün temelidir” yazıyordu. İmamoğlu’nun sade giyimi, elindeki “Adalet varsa devlet vardır” yazılı kitap ve hukuk içinde yaptığı uzun savunma sonuçsuz kaldı. Gizli tanıklar ve itirafçılarla yürütülen süreç sonunda İmamoğlu, somut delil olmamasına rağmen 15 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Yorum mu Rüya mı?
Bayraktaroğlu bu anlatımı bir rüya olarak sunsa da yazısının sonunda açıkça belirtmekten geri durmadı: “Fıkra anlatmadım, ayniyle vaki…” ifadesiyle, Türkiye’de adaletin tarafsızlığına yönelik endişesini ve çifte standart algısını güçlü biçimde dile getirdi.
Bu eleştirel metin, Özgür Özel’in Fatih Belediyesi’ni hedef alan yolsuzluk açıklamaları sonrası gündeme gelmesi açısından ayrıca dikkat çekici. Ergün Turan’ın bu iddialara sert bir yanıt vererek Özel’e “Salıyı bekleme, hemen açıkla, hatta savcılığa suç duyurusunda bulun” demesi, yazının ironik yapısıyla birleşince kamuoyunda tartışma yarattı.
Adaletin Temelini Kim Tanımlar?
Bayraktaroğlu’nun yazısında yer alan semboller —cübbelerdeki değişen broşlar, sanıkların tutumu, yargıçların tavrı— aslında birer metafor. Güce yakın olanla olmayanın adalet karşısında eşit olup olmadığını sorgulayan yazar, hukuk sisteminin “güce göre şekil değiştirmesi” eleştirisini hayal ile gerçeğin sınırlarında dolaşarak veriyor.
Yazının finalindeki şu cümle ise rüyadan uyanışla birlikte bir tür uyarı niteliği taşıyor: “Rüyamda gördüğüm yargı modelinin aynen uygulanacağından emindim…” Bu ifade, adalet sistemine duyulan toplumsal güvenin sorgulanmasına ve hukukun siyasi etkilerden arındırılması gerekliliğine dikkat çekiyor.
Gerçek Adalet Nerede Başlar?
Bayraktaroğlu’nun yazısı, Türkiye’de adaletin işleyişine dair endişeleri yansıtan tekil bir örnek değil. Özellikle son dönemde gazetecilerin, belediye başkanlarının ve siyasetçilerin yargı süreçlerinde yaşadığı farklı uygulamalar, kamuoyunda sıkça tartışılıyor. Adaletin “güç” ile mi yoksa “hukuk” ile mi yürüdüğü sorusu, bu yazıyla birlikte bir kez daha gündemin merkezine oturdu.