Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Türk Milleti ile eğleniyor mu?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Hukuk herkes için geçerli olmalı” açıklamasının ardından Türkiye’de yargı sistemindeki çifte standart, adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi ve çocuk hakları gibi temel hukuki sorunlar detaylı şekilde incelendi.

YUSUF İNAN YAZDI...
Adaletin Gerçek Sahibi Kim? Hukuk Herkes İçin mi, Yoksa Sadece Bazıları İçin mi?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un kamuoyuna yaptığı “Hukuk, sadece bazıları için değil, herkes için geçerli olmalı” açıklaması, Türkiye’de yıllardır adalet arayan binlerce yurttaşın hafızasında yankılanan acı bir cümleye dönüştü. Bu açıklamanın toplumun geniş bir kesiminde yarattığı sarsıntının temelinde, hukuk sistemine duyulan güvenin derin yaralar almış olması yatıyor.
Hukukun herkes için eşit uygulanması gerektiği, modern anayasal devletlerin en temel prensiplerinden biridir. Ancak Türkiye’de özellikle son yıllarda yaşanan pek çok örnek, bu ilkenin yalnızca söylem düzeyinde kaldığını gösteriyor.
Yedi Yıl Süren Bir Hukuksuzluk Örneği
Hiçbir somut delil olmadan, yalnızca geçmişte 15 ve 20 yıl önce yazılmış birkaç köşe yazısından cımbızlanarak alınan ifadelerle teröre yardım suçlaması yapılması, İfade Özgürlüğü'nün yok sayılması ve bu gerekçeyle başka ülkede yaşayan bir babaya, gazeteciye yedi yıl boyunca yurt dışı çıkış yasağı uygulanması, evine, ailesine, çocuklarına gitmesinin engellenmesi, sadece bireysel bir mağduriyet değil, hukuk devleti ilkesinin çiğnenmesidir.
Masumiyet karinesi yok sayılmış, lekelenmeme hakkı görmezden gelinmiş, aile birliği ve çocuk hakları açıkça ihlal edilmiştir.
Bu süreçte çocukların babasız büyümesi, ailelerin parçalanması ve insanların yıllarca süren yargı kıskacında yaşadığı psikolojik ve sosyolojik tahribat, “hukukun herkese eşit uygulanması gerektiği” yönündeki söylemleri boşa çıkaran somut gerçeklerdir.
Anayasa Mahkemesi'ne Yönelik Baskılar ve Yargı Bağımsızlığı
Adalet Bakanlığı’nın Anayasa Mahkemesi’ne adeta talimat verircesine görüş bildirmesi ve karar alma süreçlerine müdahale etmesi, kuvvetler ayrılığı ilkesini ağır biçimde zedelemektedir. Yüksek yargı organlarının yürütme karşısında bağımsız kalamaması, adil yargılamanın sağlanmasını da olanaksız hale getirmektedir.
Bursa Adliyesi’ndeki bazı hakimlerin “nasıl olsa Yargıtay bizim kararımızı onaylayacak” diyerek temyize gidilmemesini önermesi, yargı süreçlerinin bir formaliteye indirgenmiş olduğunun itirafıdır. Bu açıklama tek başına yargı sisteminde yaşanan derin güven krizini göstermeye yeterlidir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Kurulan Kumpası Görmezden Geldi!
Bu dosyada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kurulan kumpasın, Türk Milleti'ne ihanetin, FETÖ'ye aktarılan milyonlarca doların belgeleri vardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türk Devletleri Devlet Başkanları'nın da katılımıyla Ukrayna'da yapılması planlanan Türkiye Festivali'nin "Erdoğan Ukrayna'dan Türk ve İslam Alemi'nin liderliğine yönelik tüm dünyaya mesaj verecek, engel olmalıyız " denilerek Kiev Büyükelçisi, Odessa Başkonsolosu ve FETÖ'nün Ukrayna İmamı eliyle engel olunmasının belgeleri vardı.
Türk Dünyası Devletleri'nin Güney Kıbrıs Yönetimi'ni tanımalarına, Güney Kıbrıs'ta büyükelçilik açılmasına giden yolda Türk Milleti'ne ihanet edenlerin ihanet belgeleri vardı.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi tüm bu ihanetleri görmezden gelerek giydikleri kutsal cübbeye yakışmayan bir karara imza attılar.
Farklı Standartlarla Uygulanan Hukuk
FETÖ bağlantılı olduğu ileri sürülen, Bylock yazışmaları ve örgüt lideriyle doğrudan temasları bulunan, Pensilvanya'ya giden kişiler hakkında soruşturma bile açılmazken, 1454 Bylock yazışması olan Adalet Bakanı'nın kardeşine beraat kararı verilirken; hayatı boyunca teröre karşı mücadele etmiş, 26 yıldır Şehit Aileleri ve Gazilerin haklarını savunmuş vatanseverlere “teröre yardım” suçlamasıyla ağır yaptırımlar uygulanması, hukukun seçici bir biçimde kullanıldığını gözler önüne seriyor. Hukuk, bu çifte standardı asla kaldıramaz. Çünkü adaletin esası eşitliktir. Eşitliğin bozulduğu yerde adalet de hükmünü yitirir.
FOTO: Pensilvanya'ya Giden, FETÖ Lideri'nin Önünde El Pençce Divan Duranlar Hakkında Soruşturma Bile Açılmadı!
İzmir 19. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı: Bu Dosya ile Ceza Veremeyiz, Az Bir Ceza Vermezsek Başımız Belaya Girecek!
Yargı mensuplarının “bu dosyada ceza veremeyiz ama cezasız da bırakamayız, yoksa başımız belaya girer” şeklindeki ifadeleri, hukukun tarafsızlığına ve bağımsızlığına duyulan inancı kökten sarsmaktadır.
Bu açıklama mahkemelere talimat verildiği, yargıçların bu doğrultuda karar almaya zorlandığı iddiaları ise çok daha vahim bir tabloyu işaret etmektedir. Yargı sürecine doğrudan yapılan bu müdahaleler, sadece Anayasa’ya değil, uluslararası hukuk normlarına da aykırıdır.
Çocuk Hakları ve Ailenin Koruması Yargı Kararlarıyla İhlal Edilemez
FOTO: Elif ve Ayşe İnan Annesiyle Birlikte Ukrayna'da - 2018
Beşikteki çocukları Ukrayna’da yedi yıl babasız, üç yıldan fazla süredir savaş ortamında bırakılan Türk ve Müslüman çocukların, babalarına kavuşmalarının engellenmesi, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, aynı zamanda uluslararası çocuk hakları sözleşmelerinin de ihlalidir.
Bu çocukların din değiştirme riskiyle karşı karşıya kalmaları, kimliklerinden ve kültürlerinden uzaklaştırılmaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası alandaki yükümlülükleri açısından da ciddi bir sorumluluktur.
Hukuk Gerçekten Herkes İçin Geçerli mi?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Hukuk, sadece bazıları için değil, herkes için geçerli olmalı” ifadesi, ancak gerçeklerle örtüştüğü sürece anlam kazanabilir. Aksi halde, bu tür beyanlar kamu vicdanında alaycı ve ironik bir algıya neden olur. Adaletin sadece bazı kişilere, bazı dosyalara, bazı siyasi iradelere göre işletildiği bir sistemde, hukuk artık bir toplumsal sözleşme değil, bir tahakküm aracına dönüşür.
FOTO: Elif ve Ayşe İnan Ukrayna'da Sığınakta - Yıl 2022 - 2025 - Beşikteki Çocuklar 9 Yaşına Girdi, Adalet Gelmedi!
Bu ülkenin çocukları, aileleri, mağdur edilmiş yurttaşları artık adaletin gerçekleşmesini bekliyor. Bu beklenti yalnızca bireysel bir talep değil, anayasal güvence altına alınmış temel bir haktır. Hukuk herkes içindir — ama gerçekten.
YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH
Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected]
Web: www.yerelgundem.com