CHP'nin Onur Konuğu Krizi: Milletin İradesine Saygısızlık mı?

İzmir: Siyasi Operasyonların Merkezi mi?

CHP'nin  Onur Konuğu Krizi: Milletin İradesine Saygısızlık mı?

CHP'nin "Onur Konuğu" Krizi: Milletin İradesine Saygısızlık mı?

YEREL GÜNDEM / İZMİR

CHP yönetiminin, sokak röportajında AK Parti seçmenine hakaret eden Dilruba Kayserilioğlu'nu İzmir Enternasyonal Fuarı’nda onur konuğu olarak ağırlaması, siyasi arenada büyük yankı uyandırdı. AK Parti cephesinden gelen tepkiler, bu hamlenin "milletin iradesine hakaret" olarak değerlendirildiğini gösteriyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, CHP'nin bu davranışını sert ifadelerle eleştirdi.

Hayati Yazıcı, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "CHP’nin değişim söyleminden, siyasi tercihleri nedeniyle millete hakaret eden bir şahsı protokolün önünde oturtmak anlaşılıyor. Bu tam bir aymazlık! Demokrasi adına yazık, hem de çok yazık!" diyerek tepkisini dile getirdi.

Mahmut Atilla Kaya ise, "Cumhurbaşkanımıza ve milyonlarca Cumhur İttifakı seçmenine hakaret eden bir şahsı onur konuğu yapmak, CHP'nin milletin iradesiyle ne denli kavgalı olduğunu bir kez daha gösteriyor" dedi. Ayrıca, Kaya Dilruba Kayserilioğlu’nun İzmir Enternasyonal Fuarı'nda ağırlanmasını “talihsizlik” olarak değerlendirip, CHP'nin bu hareketiyle fuarı siyasallaştırdığını savundu.

Ak Parti Sessiz Kaldı, Şimdi Daha Fazlasıyla Karşı Karşıya

Yerel Gündem gazetesi yazarı Yusuf İnan ise, bu olayın arkasındaki stratejiyi farklı bir açıdan değerlendirerek, CHP'nin bu fırsatı aslında AK Parti'nin kendi hatalarıyla yarattığını öne sürdü. İnan’a göre, Dilruba Kayserilioğlu'nun tutuklanması ve sonrasında yaşananlar, CHP’ye büyük bir koz sundu.  CHP  Genel Başkanı Özgür Özel de, Ak Parti'nin kendine verdiği fırsatı değerlendirdi, Dilruba K.’yi cezaevinde ziyaret ederek olayı dünya gündemine taşıdı.

Ancak İnan’ın asıl dikkat çektiği nokta, Ak Parti’nin daha önce yaşanan benzer olaylara karşı takındığı sessizlik oldu. İnan, Ukrayna'da indirilen Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğraflarının hatırlatarak, bu olayların Ak Parti yönetimi tarafından yeterince ciddiye alınmadığını savundu. İnan’a göre, Ak Parti hükümeti Ukrayna’da Türk bayrağının ve Başkan Erdoğan’ın fotoğraflarının indirilmesine sessiz kaldı. Bu sessizlik, Ak Parti'nin şimdi daha büyük sorunlarla yüzleşilmesine neden oluyor.

FOTO: Ukrayna -  Ukrayna'da indirilen ve çöpe atılan Türk ve Ukrayna bayrakları

FOTO: Ukrayna -  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'da indirilen fotoğrafı...

İzmir: Siyasi Operasyonların Merkezi mi?

Yusuf İnan, İzmir’in bu tür olayların merkezinde olduğuna dikkat çekiyor. İzmir’de daha önce de cami minarelerinden Çav Bella şarkısının çalınması gibi olaylar yaşandı ve CHP üyesi Banu Özdemir’in tutuklanmasıyla sonuçlandı. Ancak asıl failler bulunamadı. İnan’a göre, bu tür olaylar, Ak Parti hükümetini zayıflatmaya yönelik sistemli bir itibarsızlaştırma operasyonunun parçalarıydı.

İzmir’den gelen bu tür zehirli oklar, Ak Parti’nin sessizliğiyle daha da güçlendi. Ak Parti yönetiminin bu olaylara karşı sessiz kalması, parti ve devletin itibarını ulusal ve uluslararası düzeyde zedeliyor.

Sonuç: Sessizlik ve Tehlikeli Süreç

Sonuç olarak, Dilruba K. olayı sadece basit bir adli vaka olarak kalmıyor; Ak Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik derin bir siyasi operasyonun parçası olarak değerlendiriliyor. Bu olay, CHP’ye büyük bir fırsat sunarken, Ak Parti’nin bu tür operasyonlara karşı sessiz kalması, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde büyük bir zarar veriyor. Türkiye, bu tür operasyonlara karşı daha dikkatli olmalı ve bu sessizlik sona ermeli, aksi takdirde ülke tehlikeli bir sürece doğru sürüklenebilir.

www.yerelgundem.com