Deniz Berktay ile Kuzeyden notlar: Çin Ukrayna’da yine devrede!

Çin Ukrayna’da yine devrede!

Deniz Berktay ile Kuzeyden notlar: Çin Ukrayna’da yine devrede!

Deniz Berktay ile Kuzeyden notlar: Çin Ukrayna’da yine devrede!

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin geçen haftaki geniş katılımlı basın toplantısına (benim tek Türk gazeteci olarak Cumhuriyet adına katıldığım toplantı), bir taraftan “savaşa devam” söylemi ama bir taraftan da Batı’dan yardımın kesileceği kaygısı egemendi.

Zelenski, bir yandan, “(Rusya Devlet Başkanı Putin gibi bir katille ben nasıl müzakere ederim?” diyor ancak diğer yandan da ABD’nin yardımının yerini hiçbir şeyin tutamayacağını söylüyordu. Fakat ABD’den yardımın geleceğini de garanti edemiyordu (Ben de Zelenski’ye benzer konuda sorduğum bir soruya net yanıt alamadım).

Zelenski’nin bu ikilemi, geçen akşam yaptığı ulusa sesleniş konuşmasına da hâkim oldu. Zelenski, Rus uçaklarının nasıl vurulduğundan bahsederken diğer taraftan da bunun devam etmesinin Batı’dan gelecek yardıma bağlı olduğunu söyledi. Zelenski, “ABD ve Avrupa, Rus uçaklarına ve İran’dan gelen insansız hava araçlarına mağlup olursa bu, tarihin utanç verici bir sayfası olur” diyerek yenilgi halinde utancın Batı’ya ait olacağını ifade etti.

ÇELİŞKİ BELİRGİNLEŞİYOR

Görüldüğü üzere Ukrayna yönetiminde savaşa devam söylemiyle geleceğin belirsizliğinin yarattığı endişe arasındaki çelişki, kendisini giderek daha net gösteriyor. Batı’ya duyulan tepki, söylemlere daha çok yansıyor.

Ukrayna’daki değişimi en çarpıcı gösteren bir örnek ise ülkenin önde gelen gazetelerden Nehay Govoryat’ta yayımlanan bir makale oldu. Makalede, 2022’nin mart ayında, tarafların İstanbul’da bir araya geldiği, o dönemde Ukrayna’nın yeterince hafif şartlarda savaştan çıkma ihtimali olduğu fakat gerek Kiev’in gerekse Batı’nın taviz vermekten kaçındığı ve günümüzde daha ağır bir durumla karşı karşıya kalındığı belirtiliyor. Bu, benim bu köşede de sürekli vurguladığım bir husustu ancak ilginç olan sıkıyönetim şartlarının egemen olduğu Ukrayna’da, yönetimin savaştaki tavrını eleştiren böylesi makalelerin çıkmaya başlaması. Oysa geçen yıl, ateşkesten bahsetmeye kimse cesaret edemezdi.

MOSKOVA-PEKİN AYRIMLARI

İşte bu ortamda Çin, yeniden bir barış inisiyatifiyle ortaya çıktı. Çin’in özel temsilcisi Li Huey, Rusya ve Ukrayna ile Avrupa başkentlerine yapacağı ziyarete Moskova’dan başladı.

Çin, savaştan önce Ukrayna’nın en büyük ticari ortağı olmuş ve ülkede nüfuzunu epey artırmıştı (Komünist Parti’nin yasaklandığı Ukrayna’da yönetim, 2021’de Çin Komünist Partisi’nin 100. yaşını tebrik etmişti). Çin, batıya açılan yol üzerinde bulunan Ukrayna’nın varlığını desteklemekle birlikte bu savaştan ABD’nin güçlenerek çıkmasını da asla istemiyor. Fakat çeşitli destekler sunduğu Rusya’nın güneye inmesinden de hoşlanmıyor. Çin’in Rusya’yı dengeleyen önemli bir tutumu da nükleer silah söyleminde oldu. Putin geçen hafta, Rusya’nın nükleer silah kullanabileceği sinyali verince ilk tepki gösterenlerden biri de Çin oldu.

Çin’in önerileri ağırlıklı olarak çatışmaların dondurulmasına dayanıyor. Ukrayna, her ne kadar “1991 sınırlarına dönmeden savaş bitmez” dese de Kırım gibi daha 2014’te Rusya’nın işgaline uğramış yerlerin yakın gelecekte geri alınması kolay görünmüyor. Ayrıca Batı daha ne kadar destekler belli değil. O nedenle bölgede daha ağır tabloyla karşılaşmadan barışa yönelmek, herkes için isabetli olacak.

[email protected]

Cumhuriyet