CHP’nin Basın Özgürlüğü Karnesi: Söylem ve Gerçekler Arasındaki Derin Çelişki
CHP’nin basın özgürlüğü söylemleri İzmir’de yaşanan olaylarla çelişiyor. Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın eşi Buket Ocak’ın işten çıkarılması, partinin demokrasi iddialarını yeniden sorgulattı.
CHP’nin Basın Özgürlüğü Karnesi: Söylem ve Gerçekler Arasındaki Derin Çelişki
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Demokrasi ve Basın Özgürlüğü Söylemleri Kendi İçinde Çelişiyor
CHP, Türkiye’de demokrasi ve basın özgürlüğünün yılmaz savunucusu olduğunu iddia ediyor. Ancak İzmir’de yaşanan olaylar, bu iddiaların gerçeklerle ne kadar uyumsuz olduğunu gözler önüne seriyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki son gelişmeler, CHP’nin eleştiriye tahammülsüzlüğünü ve özgürlükçü söylemlerle çelişen baskıcı tutumunu açıkça ortaya koydu.
Hasan Tahsin Kocabaş ve Ailesine Yönelik Adaletsizlik
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın sosyal medyada yaptığı eleştirilere, eşi Buket Ocak’ı işten çıkararak karşılık verdi. Buket Ocak, 15 yıl boyunca belediyede başarıyla görev yapmış, liyakati ve çalışma disipliniyle tanınan bir personeldi. Ancak hiçbir gerekçe gösterilmeden işine son verildi.
Kocabaş, bu durumu “ifade özgürlüğüne yapılan aleni bir saldırı” olarak nitelendirerek, “Eşim, benim eleştirilerim yüzünden haksız bir şekilde cezalandırıldı. Bu durum, ifade özgürlüğüne ve aile haklarına açık bir müdahaledir” dedi.
CHP’nin İzmir’deki Baskıcı Geçmişi
Bu olay, CHP’nin İzmir’deki basın özgürlüğü sicilindeki ilk örnek değil. Geçmişte de CHP’li belediyeler, eleştirel medya kuruluşlarına yönelik benzer baskıcı uygulamalarda bulunmuştu.
- Aziz Kocaoğlu ve Yerel Gündem Olayı: Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “İzmir iktidar olmalı” başlıklı bir yazı yayımladığı için Yerel Gündem Gazetesi ve yerelgundem.com’a zabıta baskını düzenletti, tabelalarını indirdi. Ayrıca, gazetenin hak ettiği reklam gelirlerini engelledi.
- Bugün Cemil Tugay’ın Uygulamaları: Tugay, bir gazetecinin eleştirilerine karşılık, yalnızca gazeteciyi değil, ailesini de hedef aldı.
Bu durum, CHP’nin özgürlükçü kimliğiyle bağdaşmayan bir tablo çizdi.
Özlem Gürses Olayında Sert Tepki, Hasan Tahsin Kocabaş Olayında Sessizlik
İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), gazeteci Özlem Gürses’in gözaltına alınmasına sert tepki göstererek, bu durumu basın özgürlüğüne darbe olarak nitelendirdi. Ancak aynı İGC, Hasan Tahsin Kocabaş’ın ailesine yönelik bu açık baskıya sessiz kaldı.
Bu durum, kamuoyunda “CHP’ye yakın isimlere sahip çıkılırken, eleştiren isimler neden görmezden geliniyor?” sorusunu gündeme taşıdı.
CHP Genel Merkezi ve Milletvekillerinin Sessizliği
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partinin İzmir milletvekilleri, bu olay karşısında sessiz kalmayı tercih etti. Demokrasi ve özgürlük söylemlerinin savunucusu olan Özel’in, kendi partisine yönelik bu eleştirileri görmezden gelmesi, CHP’nin samimiyetini sorgulatan bir başka unsur oldu.
- Deniz Yücel Nerede?
- CHP’nin özgürlükçü kimliğiyle ön plana çıkan İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in, bu baskıcı tutuma karşı bir açıklama yapmaması dikkat çekiyor.
- CHP Türkiye’de İktidar Olursa?
- CHP, bir gazetecinin sosyal medyadaki eleştirilerine dahi tahammül edemezken, Türkiye genelinde iktidar olduğunda medyanın nasıl bir baskıyla karşı karşıya kalacağına dair ciddi soru işaretleri doğuruyor.
CHP’nin İfade Özgürlüğü Karnesi
Bugün, CHP’nin Ak Parti’yi basın özgürlüğünü kısıtlamakla eleştirdiği söylemleri, İzmir’deki uygulamalarıyla benzerlik taşıyor. Bir zamanlar özgürlük savunucusu olarak kendini konumlandıran CHP’nin, yerel yönetimlerinde basına baskıcı uygulamalarla dikkat çekmesi, partinin özgürlük anlayışının sorgulanmasına neden oluyor.
Kamuoyu ve Medyanın Haklı Tepkisi
Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş, “CHP’nin demokratik bir parti olduğu iddiası İzmir’deki uygulamalarıyla çelişiyor. İzmir muz kenti değildir, belediye başkanları halkın hizmetkarıdır” diyerek CHP’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Bu olay, yalnızca İzmir’de değil, Türkiye genelinde CHP’nin basın özgürlüğüyle olan ilişkisini yeniden tartışmaya açtı. Kamuoyunun ve medya organlarının özgürlükler konusundaki bu çelişkili duruma tepkisi her geçen gün büyüyor.