İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin Çifte Standart Eleştirisi: Özgürlük Mücadelesinde Sessizlik ve Seçicilik

İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Özlem Gürses’in gözaltına alınmasına tepki gösterirken, gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın ailesine yapılan haksızlığa sessiz kaldı. Çifte standart eleştirileri gündemde.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin Çifte Standart Eleştirisi: Özgürlük Mücadelesinde Sessizlik ve Seçicilik

İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin Çifte Standart Eleştirisi: Özgürlük Mücadelesinde Sessizlik ve Seçicilik

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE


İGC: Bir Tarafta Tepki, Diğer Tarafta Sessizlik

İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), gazeteci Özlem Gürses’in gözaltına alınmasına sert tepki göstererek, bu olayı ifade ve basın özgürlüğüne yönelik bir darbe olarak nitelendirdi. Ancak aynı İGC, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın, gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın sosyal medya eleştirileri sonrası eşi Buket Ocak’ı işten çıkarmasına sessiz kalarak, çifte standart eleştirilerinin hedefi oldu.

İGC’nin, Gürses için özgürlük talep ederken, benzer şekilde ifade özgürlüğüne dayanan bir olayda Kocabaş’ın yaşadığı durumu görmezden gelmesi, kamuoyunda büyük tepki topladı.


Özlem Gürses İçin Güçlü Tepki

İGC, Özlem Gürses’in gözaltına alınmasını, “basın özgürlüğüne yönelik yeni bir darbe” olarak tanımladı ve açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Gazetecilik suç değildir. Gerçekleri yazan ve konuşan meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.”

Bu açıklama, ifade özgürlüğü ve gazetecilerin haklarını savunma adına güçlü bir duruş olarak yorumlandı. Ancak aynı duruş, Hasan Tahsin Kocabaş ve ailesinin maruz kaldığı olayda sergilenmedi.


Cemil Tugay’ın Kararına Sessizlik

CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın belediyeye yönelik sosyal medya eleştirilerinin ardından, Kocabaş’ın eşi Buket Ocak’ı belediyedeki görevinden çıkardı. 15 yıllık deneyime sahip bir çalışan olan Ocak, başarılarıyla tanınmış bir personeldi ve işten çıkarılması için herhangi bir gerekçe gösterilmedi.

Kocabaş, bu durumu “ifade özgürlüğüne yapılan bir saldırı” olarak nitelendirerek, “Eşim benim eleştirilerim nedeniyle hedef alındı” dedi. Tugay’ın bu tutumu, hem basın özgürlüğü hem de işçi hakları açısından tartışmalara neden olurken, İGC’nin bu konuda sessiz kalması dikkat çekti.


Çifte Standart Eleştirisi

İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin iki farklı olayda sergilediği tutum, “ifade özgürlüğü konusunda seçici bir yaklaşım mı sergiliyor?” sorusunu gündeme getirdi.

  • Özlem Gürses’in gözaltına alınması, basın özgürlüğüne bir saldırı olarak değerlendirilirken, Cemil Tugay’ın, gazetecinin ailesine yönelik yaptırımı neden tepki çekmedi?
  • İGC, basın mensuplarına yönelik baskılara karşı durduğunu iddia ederken, neden bu olayda sessiz kaldı?

Özgürlük Mücadelesinde Tutarlılık Şart

Basın özgürlüğü, demokratik toplumların temel taşıdır ve bu özgürlüğün savunulması tutarlılık gerektirir. İGC’nin Gürses olayı için gösterdiği hassasiyet, Kocabaş’ın ailesinin yaşadığı mağduriyet için de sergilenmeliydi. Aksi takdirde, bu tutum, özgürlük mücadelesinde samimiyet sorgularını beraberinde getirir.

Kamuoyundan gelen tepkiler, gazetecilere yönelik her türlü baskıya karşı eşit ve tarafsız bir duruşun gerekliliğini bir kez daha ortaya koyuyor.


İzmir’de Çifte Standart mı Var?

İGC’nin bu yaklaşımı, “CHP’li bir belediyenin başkanına eleştiri getirmekten mi kaçınılıyor?” sorusunu gündeme taşıdı. Kamuoyunda, basın özgürlüğü savunucularının yalnızca belirli durumlara tepki göstermesi, bu özgürlüklerin gerçek anlamda savunulup savunulmadığını sorgulatan bir noktaya getirdi.

Gazetecilik mesleğini savunmanın bir taraf tutmadan, eşit bir yaklaşım gerektirdiği gerçeği, İzmir’de yaşanan bu olaylarla yeniden hatırlatılıyor.


www.yerelgundem.com