Türkiye Yerli ve Milli Sosyal Medya Platformları Üretebilir mi?
Türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz!
YUSUF İNAN YAZDI...
Türkiye Yerli ve Milli Sosyal Medya Platformları Üretebilir mi?
Yıl 2024
Fahrettin Altun'dan özel sektöre çağrı: "Yerli ve milli sosyal medya platformları üretmemiz gerekiyor."
"Bunlar bu alana yatırım yaptıktan sonra kendilerine geniş bir alan buldular ve bugün itibarıyla küresel alanda adaletsizliği ve hakikat krizini derinleştirdiler."
Yerli ve milli medya kuruluşlarımız nasıl bu süreçte ortaya çıkmışsa, nasıl markalar üretilmişse benzerinin de dijital alanda, dijital medya alanında üretilmesi gerekiyor. Konvansiyonel medya şirketlerinin sahiplerine seslenmek istiyorum: 'Gelin, yeni medyaya, dijital medyaya çok daha fazla yatırım yapın.'
Sadece içerik üretiminden bahsetmiyorum. Yerli-milli sosyal medya platformlarının inşasından bahsediyorum. Karşımızdaki sosyal medya platformları özel şirket hüviyetinde olan kurumlardır. Bunlar bu alana yatırım yaptıktan sonra kendilerine geniş bir alan buldular ve bugün itibarıyla küresel alanda ne yazık ki adaletsizliği ve hakikat krizini derinleştirdiler.
Buna karşı bizim yerli ve milli sosyal medya platformlarını üretmemiz gerekiyor. Bu noktada özel sektörümüze gerçekten çok ciddi bir rol düşüyor. Dizi sektörümüzün dünyadaki başarısı ortada. Türk şirketlerinin dünyadaki başarısı ortada. Yeter ki biz buna inanalım. Kendimize güvenelim. Biz de kurum olarak elimizden gelen bütün kolaylaştırıcılığı bu süreçte sağlamaya hazırız."
Fahrettin Altun kusura bakmasın!
İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a söylemek zorundayım: Türkiye bu mantık ve kafa yapısıyla böyle bir hayali gerçekleştiremez. Kusura bakmasın!
Türkiye'nin ilk yazılım şirketlerinden birini 2001 yılında kurdum. Türkiye'nin hosting altyapısı Amerika'ya bağımlıydı. Bir yıl içinde Türkiye'nin yurt dışındaki hosting altyapısını Türkiye'ye çekmeyi başardım.
Com.tr alan adı satışının belgesiz olması için mücadele verdim. Kredi ve borçla Data Center kurdum. Gmail kurulurken benim şirketim de benzer bir ücretsiz mail hizmeti vermeye başladı.
Bugün etkin sosyal medya platformlarının benzerlerinin fikir babasıyım. Çok emek verdim.
AK Parti'nin İzmir Teşkilatı kurulurken, İzmir teşkilatına, milletvekili adaylarına mail kullanmayı, internetin önemini ben anlattım. (Sorunuz; İsmail Katmerci, İsmail Sarı, Ali Aşlık, Mehmet Aydoğan, İsmail Büyükdoğan)
Fethullah Gülen'in haricileri, şirketimi bir gecede batırdı. İçinde AK Parti İzmir İl Başkanlığı alan adının da olduğu tüm domainleri hackledi.
Www.sehitlerolmez.com sitesinin domainini de hacklediler. ŞehitlerÖlmez.com sitesine PKK bayrağı asacaklarını söylediler.
Polise müracaat ettik. Polis hackleyen şahsı yakalamadı. Genelkurmay Başkanlığı'na mail attım. Durumu anlattım. Jandarma İstihbaratı bir saat içinde domainleri hackleyen şahsı buldu ve Alsancak Liman Karakolu'na teslim etti.
Şirinyer'deki NATO Türk Komutanlığı Genelkurmay Başkanlığı'nın talimatı ile çok iyi derecede İngilizce bilen bir personeli bize tahsis etti. O personel iki gün, iki gece Amerika'daki şirket ile konuştu, yazıştı. Domainleri geri almak için destek verdi.
Maalesef başarılı olamadık.
Ertesi gün polis istihbaratından geldiler. Bu şahıs bize lazım, şikayeti geri çekin dediler. MİT'ten geldiler. Aynı şekilde şikayeti geri çekmemiz için baskı yaptılar. Ben, domainleri geri verin alın adamı istediğiniz gibi kullanın dedim.
Domainleri geri vermediler. O şahsın yargılanmasını engellediler. İzmir Adliyesi'nde dosyalar kayboldu. Avukatımız sinir krizleri geçirdi. (Sorunuz Av. Müjde Harput Apak. UYAP erişimi olanlar UYAP'a sorabilir.)
Yılmadık, yeni baştan başladık! Data Center'a büyük yatırım yaptık. Türkiye'deki kaymakamlıklara, valiliklere, milli eğitim müdürlüklerine, müftülüklere hosting vermeye başladık. Büyük de başarı elde ettik.
O yıllarda bir sitenin yayınlanması 100 dolara mal oluyordu. Benim kurduğum Data Center ile 19 liradan satmaya başladık. Arada çok büyük fark vardı. Yıl 2001...
Fethullah Gülen'in münafıkları ve haricileri, Zaman muhabirlerini bizim şirkete gönderdi. Bilişim ve güvenlik konularında bir haber hazırladıklarını söylediler. Ne sordularsa doğru olarak cevapladık. Ertesi gün Zaman gazetesinin manşeti ile bir kez daha battık!
Bizim ağzımızdan yaptıkları haberde, hosting şirketlerinin valilik ve kaymakamlık maillerini okuduğu, güvenlik zaafiyeti oluşturduğu, resmi kurumların internet sitelerini acilen bakanlık bünyesinde kurulacak data centerlara taşınması gerektiğini anlatmışlardı.
FG'nin münafıkları ve haricileri bir kez daha bilişim sektöründeki en önemli adımın önünü kesmiş, şirketimizi büyük zarara uğratmışlardı.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bilir...
Türkiye'de ilk online anket sistemini şirketimize ait, Liderler.Net sitesi üzerinden hayata geçirmiştik. AK Parti'nin kuruluş yıllarıydı.
Tayyip Erdoğan ve Yenilikçilerin %34 oy potansiyeli olduğunu dünyaya duyuran benim.
Benim yaptığım anketi Reuters dünyaya geçti. Türkiye'de bir lider var, siyasetçi var, arkasında %34 halk desteği var.
O ankette Erbakan, Demirel, Çiller, Türkeş sadece %1,5 oy alıyordu.
Recep Tayyip Erdoğan beni telefonla aradı!
Ertesi gün Milliyet gazetesi Reuters'ın haberini bizi bypass ederek Türkiye'ye geçti. Yenilikçilerin lideri Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları beni telefonla aradı. Anketin doğru olup olmadığını sordular.
"Sen bizi sevdiğin ve güvendiğin için mi oylarımız yüksek?" dediler. Ben de "Hayır. Benim yaptığım ankette hiç kimseye iltimas geçilmez. Oylar gerçek," dedim.
O yıllarda şirketimizin onlarca çok ziyaret edilen, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un 24 yıl sonra önerdiği sosyal medya platformları vardı. Anketler o sitelerle birlikte yapılıyordu.
Erdoğan sordu: "Yusuf kardeş bizden ne istiyorsun?"
"Biz Şehitlik Yasası'nın çıkarılmasını, Şehit Aileleri ve Gazilerin haklarını kolay bir şekilde alması ve onurlu bir şekilde yaşamasını istiyoruz," dedim. Erdoğan sordu: "Başka bir şey istemiyor musun?" "Hayır, sadece bunu istiyorum," dedim.
Tayyip Erdoğan telefonda söz verdi. Yanında Bülent Arınç, Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener vardı. "Yusuf kardeş söz... Şimdi bir ofisimiz bile yok. Evraklarımızı çantada taşıyoruz. Partimizi kuralım, iktidar olalım, ilk yapacağımız şey Şehitlik Kanununu çıkarmak. Www.sehitlerolmez.com sitesine de yardım edeceğiz."
Tayyip Erdoğan'ın ve arkadaşlarının o gün verdiği söz, www.sehitlerolmez.com sitesinin girişindeki bilgilendirme makalesinde de var.
Dileyen siteden okuyabilir.
Google, YouTube, Gmail gibi projeleri MİT'e teklif ettim
Türkiye'de bilişim sektöründeki ilklerin fikir babası benim. Google, YouTube, Gmail gibi projeleri MİT'e teklif ettim. 24 yıl önce. Maalesef kabul görmedi.
Bugün hak, hukuk, adalet diyen CHP ve FETÖ el birliği yaptı ve şirketimizi batırdılar. Çalışamaz hale getirdiler. Yüzlerce soruşturma ve dava bombardımanı ile çoluk çocuk emek verdiğimiz bilişim sektörüne ve gazetelerimize nokta koymak zorunda kaldık.
Benim burada yazdığım her şey belgelidir. Fahrettin Altun bilmeyebilir ama elinin altında devletin bilgi veritabanı var. Hepsine istediği zaman ulaşabilir. UYAP sisteminde o dönemin mobbinglerini görebilir.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ o dönem CHP ve FETÖ baskılarına şahittir. Çünkü dönemin Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak'ın makamına 30 dava ve soruşturma dosyasını onun aldığı randevu ile götürdük. Yanımızda onlarca milletvekili vardı. Veysi Kaynak ölmedi ve sağ. O gün yaşananları anlatması namus borcudur.
O gün kurucusu olduğum AK Parti'ye ve bir ömür emek verdiğim onlarca projeye nokta koydum. O dosyaların içinde Zaman Gazetesi ve Ekrem Dumanlı ile de davalık olduğum dosyalar vardı. İki tane ceza davası, iki tane tazminat davası.
*
*
Ukrayna'ya gittim. 14-15 yıldır bekardım, evlendim. Türkiye'deki şirketlerimi tasfiye ettim. Mecburen... CHP ve FETÖ baskısı maalesef bize ve şirketlerimize dayanma gücü bırakmamıştı.
Ukrayna'da yeni bir iş kurdum. Bir e-ticaret sitesi kurdum. Tüm dünyaya adaklık canlı hayvan satmaya başladım. E-ticaret sitesi birkaç yıl içinde dünya çapında söz sahibi hale geldi. 30-40 dolara adaklık canlı hayvan satıyordum. FETÖ ise Kimse Yok mu gibi dernekleri üzerinden 150-250 EURO fiyatla para topluyordu.
30 dolar nere, 150 dolar nere...
İnsanlar fiyat farkını sorgulamaya başlayınca FETÖ'nün adak ve kurban pazarı çöktü.
Burayı Fahrettin Altun, İbrahim Kalın ve Hakan Fidan iyi okusun.
FETÖ e-ticaret sitesini kapattırmak için çok uğraştı. Başaramadı. Sonunda İzmir Adliyesi üzerinden manipülasyon yaparak e-ticaret sitesini kapattırmayı başardı.
Ukrayna'da sattığımız adaklık hayvanların etini dağıttığımız Fond İnan adıyla kurduğumuz bir vakfımız vardı. Girişinde Türk ve Ukrayna bayrakları dalgalanıyordu. Duvarlarında da Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafları vardı.
Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafları, İzmir Adliyesinde görevli FETÖ kontrolündeki savcılar ve hakimler eliyle indirildi. 7. yıla girdi. O bayrak hala yerine asılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafları geri asılmadı.
*
*
Dönemin Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İbrahim Kalın kameraların önüne geçerek, Türk bayrağını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarını indirenlere teşekkür etti. AA'nın haberi ve video kaydı hala Google veritabanında mevcut.
Bu durumu Fahrettin Altun da çok iyi biliyor. Kendisine ve hayat arkadaşına ait sosyal medya hesapları üzerinden defalarca iletildi.
Fahrettin Altun, İzmir Adliyesi'ndeki FETÖ ihanetini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gizledi.
Ukrayna'da Fond İnan denilince Erdoğan'ın vakfı deniyordu. Ukrayna televizyonlarında, gazetelerinde Erdoğan'ın Ukraynalı fakirlere yaptığı yardımlar haber oluyordu. Yüz binlerce insan Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarının önünde hatıra fotoğrafı çektiriyordu.
İstihbarat örgütleri peşimizden ayrılmıyor. "Erdoğan'ın Ukrayna planı ne?" diye bize soruyorlardı.
Ben bu özel bir ticari faaliyet, Erdoğan ile ilgisi yok. Bu Türk ve İslam kültürü diyordum. Ama başta Ukrayna istihbaratı olmak üzere tüm istihbarat örgütleri bana inanmıyordu. "Erdoğan Ukrayna halkına bu kadar yardım yapıyorsa bir planı vardır," diyorlardı.
İzmir Adliyesi'ndeki FETÖ'nün haşhaşileri Ukrayna'da dalgalanan Türk bayrağını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarını indirdi. Üzücü ve kahredicidir ki, herkes alkışladı...
Şimdi İletişim Başkanı Fahrettin Altun, özel şirketlere sosyal medya platformu kurma çağrısı yapıyor. Soruyorum: Türkiye'de böyle bir şey mümkün mü?
24 yıl önce başladığımız projeleri çöpe çeviren Fethullah Gülen'in münafık haricileri şimdi internete sığınmak zorunda kaldılar...
İlahi adalet! Herkes için çalışıyor!
Bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmıyor! O nedenle Fahrettin Altun söylediklerini unutsun!
Bu sürecin mimarlarını merak ederseniz hepsi terfi etti. Ödüllendirildi...
İbrahim Kalın'dan, Hakan Fidan'dan, Fahrettin Altun'dan ve devletten bir özür bekliyorum!
Beşikteki çocuklarıma yapılan haksızlığın ne özrü olur, ne de karşılığı!
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
İnstagram: fondinan2016
E-Mail: [email protected]