Süleymancılara operasyon mu geliyor?
Süleymancılar Terör Örgütü ilan edilecek mi?
Süleymancıların yeni hedefi
AKP’li Metin Külünk, Hollandalı Elise Steilberg’i tanır mı? Sanmam. Ancak Süleymancılar konusunda benzer şeyleri düşündüklerini söyleyebilirim.
Ne mi demek istiyorum? Şunu:
15 Temmuz’dan sonra devletin yeni sahibi olmaya çalışan cemaatler arasındaki ve kendi içlerindeki kavga artık gizlenemiyor. Gelin görün ki bürokrasiye ve müritlere kimin emir vereceğine dair haberleri devam filmi gibi izliyoruz. Misal, itiraz etmemiz gerekirken uyum sağlamaya zorlandığımız konulardan biri de Süleymancılar.
Duymayan yoktur, Süleymancılar cemaati ile AKP’nin arası uzun süredir açık. Lakin bu gerginlik, seçim sonrası gittikçe büyümeye başladı:
Cemaatin kurucusunun AKP’li eski vekil olan torunu Fatih Süleyman Denizolgun’un, Süleymancıların mevcut lideri Alihan Kuriş’i “terör örgütü” diye hedef alan çıkışları...
Kuriş ile fotoğrafı ortaya çıkan bir başsavcıya HSK’nin soruşturma açması...
Keza AKP’nin ağır toplarından Metin Külünk’ün Süleymancıları “İkinci bir FETÖ süreci ile karşı karşıyayız” diye kodlaması...
Örnekler çoğaltılabilir. Hayır, “Peki, Hakyolcular ya da Menzilciler devlette misket mi oynuyor” diye sormayacağım. “Ben cemaatin bana oy verenini severim” kafasındaki ikiyüzlülüğü de anlatmayacağım. Binlerce kilometre ötede, Süleymancıları kafasına takan başkalarının da varlığını anlatacağım...
Hollandalı araştırmacı Elise Steilberg’in kişisel blokunda yayımladığı bir yazı var. Başlığı tam olarak şöyle: “Yirmi iki yatılı cami okulu bulunan Türk cemaati artık okullara giriyor.”
Steilberg, Hollanda’da örgütlenen Süleymancıları uzun uzun irdeliyor. Buna göre ülkede cemaate ait 47 cami var ve bunların 22’sinde “yatılı eğitim merkezi” bulunuyor.
Süleymancıların, Türkiye’de “Kuran kursu” diye bilinen merkezlerini, Hollanda’daki vakıfların çatısı altındaki açtığını öğreniyoruz. Elmas’tan Erdem’e, Ekmel’den Mozaik’e, Manolya’dan Lale’ye farklı adları taşıyan ülkedeki yatılı eğitim merkezlerinin aslında Süleymancıların kontrolünde olduğunu anlıyoruz.
Ancak mesele burada bitmiyor.
BAKANLARIN ÖNÜNDEKİ SÜLEYMANCILAR SORULARI
Araştırmacı Steilberg, Süleymancıların bu yılın sonbaharında Hollanda’da ilköğretim okulları açacağını da duyuruyor. Amsterdam ve Rotterdam’da açılacak “Enderun Hisar” adlı okulların, her ne kadar gizlenmeye çalışılsa da yöneticilerinin Süleymancı olduğunu isim isim ortaya koyuyor. Çarpıcı olan diğer nokta ise yazıda Süleymancılar ile Fethullahçılar arasındaki benzerlik de gündeme getiriliyor:
“Okullara yönelik başvuru sürecindeki belgeler, ne Eğitim Yürütme Ajansı’nın ne müfettişliğin ne de eğitim bakanının bu arka plandan haberdar olduğunu gösteriyor. Bunun birçok nedeni var: İnsanlar bilmiyor, bilmek ya da araştırmak istemiyor ya da bu arka plan biliniyor ve gündemden uzak tutuluyor. Sonuçta şirketler bunun böyle kalması için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu, Gülen hareketinin okullarıyla ilgili daha önceki dolandırıcılık ve skandalların anılarını hatırlatıyor. Hareketin kendisi, eğitim bakanı, idareciler, yönetim ve sempatizanlar bu Ortodoks dini ağ ile bağlantılarını her düzeyde inkâr ettiler ve Lahey’de uyarıda bulunan uzmanlar ve içeriden kişiler basitçe göz ardı edildi. Birkaç yıl sonra ise haklı oldukları ortaya çıktı.”
Mesele bununla da sınırlı kalmıyor. Hollanda’daki Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi’nin (VVD) önde gelen milletvekillerinden Bente Becker, konuyu Meclis gündemine taşıdı. Hollandalı bakanların masasına koyduğu 18 sorudan şunlar dikkat çekiciydi:
“Ayrımcılığı güçlendireceği gerekçesiyle bu okulu kabul etmemeyi tercih eden Amsterdam belediye yönetiminin görüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Süleymancı hareketinin Hollanda’daki kolu olan Hollanda İslam Merkezi Vakfı’nın (SICN) mevcut yapısı, büyüklüğü ve faaliyetlerine ilişkin görüşünüz nedir? Avrupa’da Köln’den merkezi kontrolün olduğu doğru mu? Şu anda bu konuda yeterli bilgiye sahip değilseniz, bunu araştırmaya istekli misiniz? Hollanda’daki Süleymancı hareketiyle ne gibi temaslarınız var ve işlettikleri yatılı cami okulları şu anda nasıl denetleniyor?”
Demem o ki...
AKP’nin kendisini desteklemediği için “günah keçisi” ilan ettiği Süleymancılar, Hollanda’da da tartışılıyor. Unutmayalım ki AKP, güç aldığı bugünkü karanlığı Türkiye’deki cemaat ve tarikatların varlığına da borçlu. Muhalefete düşen ise bu yapıların hiçbirinin siyah ışığına ihtiyaç duymaması... Muhtaç olunan kudret, bilimdeki asil yolda mevcuttur.
Barış Pehlivan / CUMHURİYET
What's Your Reaction?