Nihal Olçok’un Büyük İmtihanı: Şehit Ailelerinin Sessiz Çığlığı
Nihal Olçok’un Büyük İmtihanı: Ateşin Düştüğü Yerde Yanan Yürekler
YUSUF İNAN YAZDI...
Nihal Olçok’un Büyük İmtihanı: Ateşin Düştüğü Yerde Yanan Yürekler
"Ateş düştüğü yeri yakar" derdi atalarımız. Bu sözün derin anlamını idrak edebilmek için o ateşin düştüğü yere, şehit ailelerinin yüreklerine bakmak gerekiyor. Nihal Olçok’un imtihanı işte tam da burada başlıyor. O, 15 Temmuz gecesi hem eşini, hem de oğlunu kaybetti. Eşi Erol Olçok, vatanı için canını ortaya koyan bir kahramandı, oğlu Abdullah Tayyip Olçok da aynı cesaretle babasının izinden gitmişti. Ama o gece, bu iki kahramanı yüreklerimizi dağlayan bir acıyla sonsuzluğa uğurladık.
Nihal Olçok’un içindeki yangını bizler kelimelerle ifade edemeyiz. Yüreğindeki acıyı hafifletmek imkânsız. O, evlat sesinin kulaklarda yankılandığı, sessizliğin her gün biraz daha derinleştiği bir hayatın içinde sabırla ve metanetle dimdik durmaya çalışıyor. Onun Twitter’dan yaptığı paylaşımlara baktığınızda, içinizde bir sızı hissediyorsunuz: “Bizsiz beni, benden başkası anlamaz” diye haykırıyor. Bu haykırış, sadece bir annenin değil, aynı zamanda bir şehit eşinin de yürek yangınını anlatıyor. "Ben özlem yorgunuyum," diyor Nihal Olçok. Ne kadar derin, ne kadar çaresiz bir özlem...
Bu acı, sadece Nihal Olçok’un değil, binlerce şehit ailesinin yaşadığı bir gerçeklik. İzmir Şehit Aileleri Derneği’nde, bir şehit eşinin sessizce çay ikram ettiğini hatırlıyorum. O genç kadının, şehit binbaşı Erhan İşbilen’in eşi olduğunu öğrendiğimde, dünya bir an için durdu sanki. Şehit eşlerinin, sessizce ve fedakârlıkla hayatlarını sürdürmeye çalıştığı bu topraklarda, onların sesi duyulmuyor. Şehit eşleri, anneleri ve çocukları, bu milletin en büyük kahramanlarıdır. Ancak ne yazık ki, bu kahramanlar çoğu zaman unutuluyor, sessizce köşelerine çekiliyorlar.
Hatice İşbilen gibi şehit eşleri, şehit çocukları mecliste yer almadıkça, Türkiye'nin terörle mücadelesi tam anlamıyla başarıya ulaşamaz. Onların temsil edilmediği bir meclis, halkın gerçek acılarını tam olarak anlayamaz. Şehit ailelerinin yaşadığı travmanın, toplumun genelinden nasıl izole edildiğini gördükçe, bu milletin ne kadar büyük bir bedel ödediğini anlıyoruz. Şehitlerimiz sadece birer rakam değil, her biri birer hayat, birer aile, birer gelecekti.
Nihal Olçok’un imtihanı büyük, evet. Ama bu imtihan sadece onun değil, bütün Türkiye’nin. Bizler, şehitlerimizin anısını yaşatmak, ailelerinin acısını paylaşmak ve onları yalnız bırakmamak zorundayız. Nihal Olçok’un sesi, aslında hepimizin yüreğinde yankılanmalı. Onun özlem yorgunluğu, hepimizin vicdanına bir çağrıdır: Bu topraklarda yaşayan her bir insan, şehitlerimizin fedakârlıklarını unutmadan, onların bıraktığı emaneti sahiplenmeli.
Bugün Türkiye’nin büyük bir imtihanı var. Şehitlerimizin ailelerini, evlatlarını, eşlerini unutmamak ve onlara sahip çıkmak. Çünkü onların acısı, bu milletin ortak kaderidir. Ve bu kaderi, ancak birlik içinde, dayanışma ve kardeşlik ruhuyla aşabiliriz. Nihal Olçok’un büyük imtihanı, hepimizin sorumluluğudur.
Allah, Nihal Olçok ve tüm şehit ailelerine sabır versin.
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
İnstagram: fondinan2016
E-Mail: [email protected]
What's Your Reaction?