Kaz Dağları’nın Kalbinde Bir Çeşme: MehmetAlan Köyü'nde Akan Hikmet

Balıkesir’in Edremit ilçesindeki MehmetAlan köyünde bulunan bir çeşme, sabahın ilk ışıklarında yüzlerce kişiyi kendine çekiyor. Sadece su değil, hikmet de taşıyan bu kaynak üzerine derin felsefi bir analiz sunuluyor.

Kaz Dağları’nın Kalbinde Bir Çeşme: MehmetAlan Köyü'nde Akan Hikmet

YUSUF İNAN YAZDI...

Kaz Dağları’nın Kalbinde Bir Çeşme: MehmetAlan Köyü'nde Akan Hikmet

Bazı köyler vardır ki haritalarda küçük görünür, ama maneviyatta devleşir. Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Akçay beldesinde, Kaz Dağları'nın eteğine yaslanmış, çam ormanlarının nefes verdiği MehmetAlan köyü işte o yerlerden biridir. Yolunuz düşmese bile sizi bir gün kendine çekebilir. Çünkü orada akan bir çeşme, sadece su değil; sır, feyiz ve hikmet akıtır.

Sabah ezanı henüz okunmadan araç konvoyları MehmetAlan’a doğru yola çıkar. Edremit’ten, Altınoluk’tan, Güre’den insanlar ellerinde boş su bidonlarıyla bu köyün yolunu tutar. Köyün girişinde park etmiş onlarca araç, sabırla sıraya giren insanlar, sadece su değil; sanki ruhlarını da doldurmak ister gibidir. O suyun adı yoktur ama feyzi çoktur. Öyle ki güneş doğmadan kalplere bir davet gibi doğar.

Bir Çeşmenin Sırrı

MehmetAlan köyü, bölgede bir Alevi köyü olarak bilinir. Yüce Allah’ın en tatlı suyu, Hz. Ali’nin adının anıldığı bu köye verilmiş gibi anlatılır halk arasında. Bu ilahi tevafuk, insanların kalplerine dokunur. Belki de bu yüzden, suyun fiziki temizliği kadar, manevi saflığı da insanları kendine çeker.

Köyün muhtarı ise bir başka gerçeğin sesi olur: “Bu kadar su alıyorsunuz, evlerimizde tazyik azalıyor. Çamaşır, bulaşık makineleri çalışmıyor.” Bu itiraz, görünmeyen bir dengeye işaret eder: Fazla talep edilen her şey, bir başka tarafta eksilir. Su gibi hikmet de böyledir; kaynağı dikkatle korumazsan, bereketi de senden uzaklaşır.

Suyun İrşadı, Sessiz Bir Davet

Bu su, sadece Alevilere değil, sünnilere, inançsızlara, turistlere, farklı etnik ve dini kökenlerden insanlara aynı saflıkla akar. Hacı Bektaş-ı Veli’nin maneviyatından beslendiği söylenen bu çeşme, mezhep farkı tanımadan herkesi irşad eder. Adeta kim gelirse, bir yudumda kalbini serinletir. Ve bu haliyle, İslam’ın en sahih, en sade davetidir.

Oysa cemaatler, tarikatlar, dergahlar ne halde? Adıyaman Tarikatı’nın şeyhi vefat etmiş, evlatlar miras kavgasına tutuşmuş. Süleyman Efendi'nin talebeleri birbirine düşmüş. İsmail Ağa Cemaati iç çekişmelerle uğraşıyor. Nurcular da benzer bir görüntü sergiliyor. Miras, koltuk, mürit, makam... Dönüp dolaşıp dünyalık kavgaya bürünmüş o saf yollar.

Oysa sufi felsefesi bize hep aynı gerçeği anlatır: Allah bir nasip verecekse verir. Mülk, ilim, sözün tesiri... Hepsi takdir iledir. Eğer Allah murat ederse, sizi Kaz Dağları'nın eteğindeki bir Alevi köyüne bile gönderir. Ve o köydeki bir çeşme, gönülleri diriltir. İlim, hikmet, irşad arayan herkesin yönü oraya döner. Ne tabelası vardır, ne daveti... Ama insanlar sıraya girer.

Bir Çeşme Gibi Olmak

Gerçek irşad odur ki; su gibi aksın, çağırmadan çağıran olsun. MehmetAlan’daki o su gibi... Balaban Hasan gibi... İtalya'nın Moena köyünde 356 yıldır yaşayan Osmanlı askeri Balaban Hasan, ardında ne servet bıraktı, ne cemaat... Ama hâlâ yaşıyor. Çünkü bıraktığı ahlak, çeşmeden akan su gibi hâlâ içiliyor.

İlim sahibiyseniz Balaban Hasan gibi yaşayın. Eğer ilminiz varsa MehmetAlan köyünün çeşmesi gibi olun. Gelen, suyunuzdan bir yudum içsin ve kendiyle barışsın. Kalbi yıkansın. Gözleri aydınlansın. Hiç kimseyi sormayın, sorgulamayın. O çeşme gibi suskun ama etkili olun. Çağırmadan gelenin gönlünü doyurun.

Çünkü insan, özüyle var olur.
Gerçek alim, su gibi akar.
Hakiki irşad, MehmetAlan’daki o sessiz çeşmeden fışkırır.
Ve kim bilir... Belki o suyun sırrı, bizim unuttuğumuz bir hakikatin ta kendisidir.

YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH

Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected] 

Web: www.yerelgundem.com