Bursa Barosu Başkanı Öztosun: Hukuk Katliamına Son Verilmesini Talep Ediyoruz
Hukuk Katliamına Son Verilmesini Talep Ediyoruz
Bursa Barosu Başkanı Öztosun: Hukuk Katliamına Son Verilmesini Talep Ediyoruz
İYİAVUKAT.NET / BURSA
Bursa Barosu, Anayasa Mahkemesi'nin Avukat Can Atalay hakkındaki ikinci ihlal kararına rağmen Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin son kararıyla ilgili bir basın açıklaması düzenledi.
Bursa Adliyesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına CHP Bursa İl Örgütü ve birçok STK katıldı.
Bursa Barosu Başkanı Avukat Metin Öztosun'un konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Ne yazık ki, günümüzdeki temsilcilerin, 'bir kere anayasa delinirse bir şey olmaz' anlayışının açtığı kapıdan ilerleyerek bugünkü anayasa ihlallerini yaşamaktayız. Bursa Barosu olarak daha önceki AYM ihlal kararının uygulanmamasına karşı 10 Kasım'da adliye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Ardından Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunduk ve Ankara'da anayasa kitapçıklarını Yargıtay kapısına bırakarak durumu protesto ettik. Ancak tüm bu çabalara rağmen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Milletvekili Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi'nin '2. ihlal' ve '2. tahliye' kararına ikinci kez uymama kararı aldı. Bu eylem, Anayasa'nın 153/6. maddesini ihlal ederek yasama, yürütme ve yargı organlarını, idari makamları bağlayan hükme karşı gelmiş oldu. Ayrıca Yargıtay 3. Ceza Dairesi, dosyayı İstanbul 13. ACM'ne göndermek yerine anayasaya karşı gelerek yargı darbesine devam etti."
"Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi kararlarına uymama yetkisi yoktur. AYM kararlarını değerlendirme ve uygulama yetkisi Yargıtay'a ait değildir. Yargı kararlarını beğenmeme hakkı olabilir ancak uymama hakkı hiç kimseye verilmiş bir hak değildir. Özellikle Anayasa Mahkemesi kararı söz konusu olduğunda Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ikinci kez uymama kararı alarak yetkisiz bir güç elde etti ve 13. ACM'nin yerine geçerek anayasayı hiçe saydı. Anayasamızda ve hukuk sistemimizde Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi'nin kesin kararlarına 'yetkilerini aşmak' veya 'hukuki değeri yok' gerekçeleriyle uymama yetkisi bulunmamaktadır."
"Her bir bireyin toplu haklarıyla ilgili Anayasa Mahkemesi veya başka bir yüksek mahkemenin verdiği kararların alt mahkemeler veya idari mercilerce uygulanmama durumu, hukuk güvenliğinin ortadan kalkmasına yol açar. Böyle bir ortamı yaratmaya kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur."
"2017'den önce başlayan ve 2017 anayasa değişiklikleriyle 'görünürde kuvvetler ayrılığı' haline gelen ancak aslında tüm kuvvetlerin yürütmede birleştiği 'gizli kuvvetler birliği' sistemine gelinen süreç ortadadır. 2017 sonrası başlayan ekonomik ve idari krize artık hukuk ve devlet krizi de eklenmiştir."
"Hukuk, hepimizin ortak yaşamını düzenleyen kurallar bütünüdür. Anayasa ise, devletin işleyişini ve düzenini belirleyen en üst kuralları içerir. Devlet erklerinin bu kurallara uymaması ve uymamakta ısrar etmesi, sistem içinde meşruiyet sorunu yaratır. Bu nedenle hukuk zeminini kaybetmek ve ona uyulmamasına göz yummak, hatta desteklemek kimsenin çıkarına değildir."
"Tüm bu sebeplerle, iş işten geçmeden hukuk devleti çağrımızı yineliyor ve bu hukuk katliamına son verilmesini, hukuk güvenliğimizin sağlanmasını talep ediyoruz. Bu çerçevede, sadece meslektaşlarımızı değil, tüm vatandaşlarımızı da bu anayasal haklarımızı, demokratik ve hukuki yollarla savunmaya davet ediyoruz."
What's Your Reaction?