Boğaziçi Üniversitesi protestoları beşinci yılında: Akademisyenler, öğrenciler, rektör anlatıyor
Boğaziçi Üniversitesi'nde 2021'de başlayan rektör ataması protestoları beşinci yılına girdi. Akademisyenler, öğrenciler ve rektör, yaşanan değişimi ve üniversitedeki mevcut durumu anlatıyor.

Boğaziçi Üniversitesi protestoları beşinci yılında: Akademisyenler, öğrenciler, rektör anlatıyor
YEREL GÜNDEM / TÜRKIYE
Boğaziçi Üniversitesi'nde 2021'de başlayan rektör ataması protestoları beş yılı geride bırakırken, akademisyenler, öğrenciler ve mevcut yönetim arasındaki gerilim süretini koruyor. Üniversite içindeki değişim, kadrolaşma, protesto yasakları ve disiplin soruşturmalarına dair iddialar, yükseköğretim tartışmalarının odağında.
Protestolar neden başladı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Prof. Dr. Melih Bulu'yu 1 Ocak 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atamasıyla başlayan protestolar, akademik özerklik talepleriyle birlikte yükselişe geçti. Akademisyenler her iş günü sırtlarını rektörlüğe dönerek sessiz protesto düzenliyor. Öğrenciler ise bazı dersleri boykot ediyor.
Akademik özerklik ve yönetim anlayışı tartışması
Akademisyenler, Boğaziçi'nde yıllardır var olan katılımcı yönetim yapısının ortadan kaldırıldığını ve kararların merkeziyetçi bir anlayışla alındığını belirtiyor. Prof. Dr. Mine Eder, "Rektörün önceden onay merci olduğu yapı, şimdi emir-komuta sistemine dönüştü" diyor.
Akademik kadrolar ve liyakat iddiaları
Rektör Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, yeni kadrolarla çeşitlilik kazandıklarını belirtirken, protestocular "paraşüt akademisyen" olarak niteledikleri atamaların liyakatsiz ve ideolojik olduğunu savunuyor. Dava açılan kadro ilanlarından bazılarının kişiye özel hazırlandığı bilirkişi raporlarıyla tespit edildi.
Disiplin soruşturmaları ve uzaklaştırmalar
Rektörlüğü eleştiren akademisyenlerin disiplin soruşturmalarına maruz kaldığı, derslerinin iptal edildiği ya da okuldan uzaklaştırıldığı aktarılıyor. Bazı akademisyenler mahkeme kararıyla geri dönerken, öğrenciler de boykot ettikleri dersler ve afiişler nedeniyle disiplin cezaları aldı. Avukatlar bu cezaların büyük kısmının mahkemelerde iptal edildiğini belirtiyor.
Protestoların akademik hayata etkisi
Öğrenciler bazı akademisyenlerin yeterli niteliklere sahip olmadığı gerekçesiyle derslerini boykot ediyor. Rektörlük ise bu durumun eski yönetim kadrolarınca desteklenen "provokasyon" olduğunu savunuyor. Akademik hayatın "merdiven altı" olarak nitelenen gayrı resmi derslerle devam ettiği belirtiliyor.
Yargı süreçleri ve hukuki boyut
Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve akademisyenlerinin açtığı ya da onlar hakkında açılan yüzlerce dava bulunuyor. Disiplin cezaları, kamu görevlisine mukavemet gibi cezai ithamların yer aldığı davalarda çoğu zaman mahkemeler öğrenci ve akademisyen lehine karar veriyor.
Beş yıl sonra nerede duruyoruz?
Boğaziçi protestolarının beşinci yılında, üniversite içinde fikir ayrılıkları, yetki tartışmaları, kadrolaşma ve akademik özerklik gerilimi devam ediyor. Hukuki süreçler, protestolar ve idari uygulamalarla şekillenen bu tablo, Türkiye'de üniversitelerin nasıl yönetilmesi gerektiği tartışmasının da simgesi olmaya devam ediyor.