Bir ömür sinema, bir vefa selamı: Ekrem Bora ve unutulmaz hatırası

Yeşilçam’ın unutulmaz oyuncusu Ekrem Bora’nın 40 günlükken şehit olan pilot babasına adadığı yaşam öyküsü, sanat aşkı ve sinemaya kattıklarıyla yeniden hatırlanıyor.

Bir ömür sinema, bir vefa selamı: Ekrem Bora ve unutulmaz hatırası

Bir ömür sinema, bir vefa selamı: Ekrem Bora ve unutulmaz hatırası

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Bebekken şehit düşen pilot babasını sinema perdesinden selamladı

Henüz 40 günlük bir bebekken babası şehit düşen Ekrem Bora’nın yaşam öyküsü, Türk sinemasının köklerine işlenmiş bir vefa ve azim hikâyesi. Yeşilçam’ın siyah beyaz günlerinden renkli dönemine kadar uzanan yolculuğunda unutulmaz rollerle milyonların kalbinde yer eden Bora, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda geçmişe sadakatle bağlı bir evlat olarak da hatırlanıyor.

İlk uçan pilotun oğluydu, sahnede babasına selam durdu

Ekrem Bora, Türkiye’nin ilk askeri pilotlarından biri olan Önyüzbaşı Mazhar Uçak’ın oğluydu. Annesi Ayşe Nuriye Uçak’la birlikte babasını çok erken yaşta kaybetti. Ailesi soyadını “Uçak” olarak aldı. Ama o, Yeşilçam rüzgarına kapıldığında sahne adı olarak Ekrem Bora’yı tercih etti.

Sanat yaşamında pilot babasına duyduğu özlemi yıllar sonra Halit Refiğ'in yönettiği Şafak Bekçileri filminde bir jet pilotunu canlandırarak sinema yoluyla ifade etti. Bu film, onun hem oyunculuğunun hem de kişisel geçmişinin güçlü bir kesişim noktasıydı.

Sanat hayatı bir yarışmayla başladı, bir döneme damga vurdu

1953’te ailesinden gizli katıldığı bir oyunculuk yarışmasını kazanarak sinemaya adım atan Bora, askerlik görevini tamamladıktan sonra 1955’te Alın Yazısı adlı filmle kamera karşısına geçti. 1958’de “Mavi Boncuk”, “Bana Gönül Bağlama”, “Tilki Leman” gibi filmlerle parlayan Bora, 1962’de Çifte Kumrular ile sinema dünyasında sağlam bir yer edindi.

Ayhan Işık ve Türkan Şoray’la birlikte rol aldığı Acı Hayat filmi ise onun kariyerinde dönüm noktası oldu. Bu filmden sonra sert karakterlerin aranan ismi haline geldi.

Türkan Şoray’a verdiği öğütlerle sinema disiplinini anlattı

Ekrem Bora, oyunculuk mesleğine duyduğu saygıyı her fırsatta vurguladı. Türkan Şoray’a konuk olduğu bir programda genç oyunculara şu sözlerle seslenmişti: “İşini seveceksin, işine âşık olacaksın, saygı duyacaksın. Sinemanın bir terbiyesi vardır. Biz bunu gördük, buna alıştık.”

Sahneye de adım attı, 90’larda ödülle döndü

1970’lerde sinemada yaşanan değişimle birlikte birçok sanatçı gibi sahneye yönelen Bora, Fecri Ebcioğlu’ndan şan dersleri alarak beş yıl boyunca gazino sahnelerinde sahne aldı. 1990’larda sinemaya güçlü bir dönüş yaptı ve Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu filmiyle 28. Antalya Film Şenliği’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandı.

Ekranlara da iz bıraktı

Televizyon dizilerinde de etkileyici performanslar sergileyen Bora, Gümüş, Marziye, Yadigar ve Kardelen gibi yapımlarda rol aldı. Her kuşaktan izleyicinin hafızasına kazınan oyuncu, 1 Nisan 2012 tarihinde hayata veda etti.

Ekrem Bora sadece sinemanın değil, bir dönemin vicdanıydı

Ekrem Bora’nın yaşam öyküsü, bir yandan yetim kalan bir çocuğun baba hatırasına sadakati, diğer yandan sanata adanmış bir ömrün onurlu yolculuğudur. Onun hatırası, Türk sinemasının kalbinde ve her kuşağın ekranlarında yaşamaya devam ediyor.

www.yerelgundem.com