Amor: Türkiye'de hukukun üstünlüğü konusunda değişim yok

Yargı krizine dair değerlendirme

Amor: Türkiye'de hukukun üstünlüğü konusunda değişim yok

Amor: Türkiye'de hukukun üstünlüğü konusunda değişim yok

AP Türkiye Raportörü Amor, "Türkiye, Avrupa Birliği'ne girmekle ilgili siyasi istişareler sürecine dahil olmak istiyorsa" insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularını "dikkatlice gözden geçirmesi" gerektiğini söyledi.

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor, Türkiye'de "hukukun üstünlüğü" ilgili konularda bir değişimin olmadığını ya da hâlâ eksiklikler bulunduğunu belirterek, bunun temel kaygıları olduğunu söyledi.

2 Aralık Cumartesi gününden beri Türkiye'de temaslarda bulunan AP üyesi Nacho Sánchez Amor, İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında Türkiye'deki temaslarına ve gözlemlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Temel görevinin Türkiye'nin Avrupa Birliğine (AB) üyelik sürecini gözlemlemek olduğuna işaret eden Amor, bu sürecin özünün "insan hakları ve hukukun üstünlüğü" olduğunu vurguladı. Amor sözlerini şöyle sürdürdü:

"Maalesef bunu söylemek durumundayım. Bu konuda, hukukun üstünlüğüyle ilgili bir değişimin olmadığı ya da eksiklikler olduğunu ifade etmem lazım. Bu hukukun üstünlüğü konusu, bizim temel kaygılarımızı oluşturuyor."

Yargı krizine dair değerlendirme

Cumartesi günü Cumartesi Anneleri ile birlikte Galatasaray Meydanı'na giden Amor, Cumartesi Annelerinin "hakikat ve adalet arayış yolundaki çabaları" ile dayanışmanın yanı sıra "Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına uyulmasıyla ilgili kurumsal bir meseleden dolayı" bu eyleme katıldığını ifade etti. Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali" kararına rağmen gözaltında kaybolan yakınlarının akıbetini sormak için eylem yapan Cumartesi Annelerinin eylemine haftalarca polis tarafından izin verilmemesine işaret eden Amor, polis Anayasa Mahkemesi'nin kararın itiraz edebiliyorsa, "burada hukukun üstünlüğü ya da yargıyla ilgili yaşanan krize yönelik derin bir anlam çıkıyor. Mevcut durumu da düşündüğümüzde, yani Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi üyelerine yönelik şikâyette bulunma durumunu değerlendirdiğimizde burada, Türkiye'deki mevcut durumun ne kadar standartların dışında olduğunu görebiliyoruz" şeklinde konuştu.

Yarın Diyarbakır'da üç gazeteci Abdurrahman Gül, Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz'ın "örgüte yardım ve yataklık" iddiasıyla hâkim karşısına çıkacağını hatırlatan Amor, Türkiye'de "gazetecilere, LGBTİ'lere, siyasetçilere, her alandan aktivistlere, milletvekillerine yönelik böylesi tacizlerin devam ettiği" birçok örneğin olduğunu kaydetti.

Amor, "Türkiye, Avrupa Birliği'ne girmekle ilgili siyasi istişareler sürecine dahil olmak istiyorsa bu hususu dikkatlice gözden geçirmesi gerekiyor" uyarısında bulundu.

Borrell'in Türkiye raporu

Türkiye'deki mevcut durum dikkate alındığında, "Türkiye-Avrupa Birliği açısından yeni bir alana, yeni bir yöne doğru geçişle ilgili işaretler, emareler olabiliyor" diyen Amor, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell'in geçen hafta açıkladığı Türkiye raporuna ilişkin açıklamalar yaptı.

"Sayın Borrell'in raporu, Türkiye'nin AB'ye giriş süreciyle ilgili bir rapor değil. Türkiye'nin AB'ye giriş süreciyle ilgili rapor, Avrupa Parlamentosu'nun ve Avrupa Konseyi'nin raporları. Sayın Borrell'in raporu ise bu sürece paralel olarak Türkiye ile yürütülebilecek iş birliğine yönelik" diyen Amor, bu raporda "Kimi ihtilaflara, hemfikir olunmayan hususlara rağmen Türkiye ile AB arasındaki iyi ilişkinin, iş birliğinin mümkün olabildiği kadar" devam edebileceğinin ifade edildiğini vurguladı. Amor, "Örneğin Sayın Cumhurbaşkanı'nın Yunanistan'a yaptığı ziyaret gibi son zamanlardaki olumlu durumlara rağmen bu ilişki hâlâ kırılgan düzeyde" ifadesini de sözlerine ekledi.

Borrell'in raporu "Türkiye ile ilişkiler için daha sürdürülebilir bir ortam yaratmayı, oluşturmayı amaçlıyor. Tam da bu sebeple bahsettiğim rapor, bir anda ani, köklü bir değişiklik yerine ilerlenebilecek bir alana yönelik atıflarda bulunuyor" diyen Amor, raporda yer alan ilerleme hattına yönelik ifadeler "Türkiye ile AB ilişkilerinde yeni bir ton arayışının ifadesi olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla bu gibi konularda köklü veya hızlı bir U dönüşü değil ama ilişkilerde yeni bir ton, yeni bir safha, yeni bir alan bakıyoruz. Raportör olarak kişisel görüşüm ise bu raporda bahsedilen bazı hususları konuşmaya hızlıca başlarsak bu alanda ilerlemek ve bununla ilgili daha yapıcı bir ortam sağlamak mümkün olabilir" şeklinde konuştu.

Vize serbestisiyle ilgili sürecin hızla başlaması gerektiğine işaret eden Amor, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi konusunun da hızla başlanabilecek bir diğer konu olduğunu söyledi.

Amor, "Eğer Türkiye, AB'ye iyi bir komşu olmak istiyorsa izlemesi gereken yol, Sayın Borrell'in raporunda yazan ama Türkiye, AB'ye üye olmak istiyorsa o zaman izlemesi gereken, Avrupa Parlamentosu'nun ve Avrupa Komisyonu'nun raporu olacak. Bunlar iki birbirine paralel husus gibi. Yani iyi bir komşu olmak ve aynı zamanda AB üyesi olmak ama koşulları, standartları ve izlediği yollar birbirinden farklı" ifadelerini kullandı.

Amor'un Türkiye'deki temasları

Türkiye'deki temasları kapsamında Cumartesi Anneleri ile birlikte Galatarasay Meydanı'na giden Amor, Türkiye Belediyeler Birliği'nin Kayseri'deki yerel forumuna katıldı. Temasları çerçevesinde Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'ne (TÜSİAD) gittiğini ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret ettiğini belirten Amor, son olarak da İspanya Büyükelçiliği'nin davetiyle Dış İlişkiler Forumu'na katıldığını anlattı.

dw