Seçime iki hafta kala kafedeki misafirin ortama bakışı ve Trabzon'da yaşanan saha olayları
Ekonomik kriz, dış siyasi gelişmeler hep arkadan geliyor
Seçime iki hafta kala kafedeki misafirin ortama bakışı ve Trabzon'da yaşanan saha olayları
TOLGA ŞARDAN YAZDI
İstanbul'un yeni belediye başkanının kim olacağı ülkenin önündeki en önemli gündem. Ekonomik kriz, dış siyasi gelişmeler hep arkadan geliyor
Evimin bulunduğu mahalledeki kafede iki arkadaşımla kahve içtik hafta sonu.
Masanın konuları belliydi. Siyasetin konuşulmadığı hiçbir yerin olmadığı şu günlerde yerel seçimler ve sonrası ana gündem maddesiydi doğal olarak. Diğer konu başlıkları, halkın içinde bulunduğu ekonomik durum, gelecek kuşaklara kalacak ülke tablosu, iktidarın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Turgut Altınok'un açıkladığı mal varlığı ve Beşiktaş'ta yaşananlardı.
Sohbetin harareti yükselmiş olsa gerek, masamıza yanaşan bir genç, daha selam bile vermeden soruyu yapıştırdı:
"Ekrem Başkan kazanıyor mu abi?"
"Hayırdır, tanışıyor muyuz?" gibilerinden üçümüz de gencin yüzüne baktık aynı anda.
Arkadaşlarımın muhalif bakışlarına karşın, "gel buyur bakalım" diyerek masaya dördüncü yaptık, meçhul ziyaretçiyi.
Soruyu soruyla yanıtladım: "Neden merak ettin Ekrem Başkan'ın durumunu?" Devamında "Sen nerelisin?" diye sordum.
"Abi, ben Balalıyım" demesiyle birlikte aramızda geçen sohbet şöyle gelişti:
"O zaman Ekrem Başkan'la işin ne? Ankara'ya baksana sen."
" - Abi, Ankara tamam sorun yok, Mansur Başkan büyük fark atar".
"Hem 'Balalıyım' dedin, hem de hemşerin kaybediyor umrunda değil."
" – Keçiören'den biliyoruz, Turgut Başkanı abi. Balalıyız ama şimdilerde Ayrancı'da yaşıyoruz. Turgut Başkan'ın mal varlığını gördük, aileden kalmış hepsi. Öyle diyor ya. Aslında biraz da ailesine, akrabalarına bakmak lazım. Altınok soyadını taşıyanlar parayla neler yapıyor?"
" Neler yapıyorlarmış?"
" - Baksınlar abi, neler yaptıklarına. Tefecilik iddiaları var. Bütün Bala bilir. Turgut Başkan'ın adından kurtarıyorlar. Ankara'daki önemli polis müdürleriyle tanışıklığı vardır."
* * *
Bu cümleler sonrasında diğer iki arkadaşımla göz göze geldik.
Meçhul misafir devam ediyor anlatmaya...
"- Abi, Turgut Başkan'ın video kaydı ortada ya. Kimse bunu konuşmuyor."
"Sen de konuşma, o zaman. Özel hayat hem."
" - İyi hoş da abi, iktidarın içinde yaşanmadı mı o iş? Aynı işleri MHP'liler de yaşadı. Bak hiçbirinin adı geçmiyor artık. Herkes kimin, neden, nasıl yaptırdığını biliyor o işi. Unutmak mümkün mü? Başka aday yoktu sanki?"
Devam etti anlatmaya: "Bak abi, size bir şey daha anlatayım da gülelim biraz. Bilirsiniz, teleferik var Keçiören'de. Belediye yaptırdı. Bir dönem 'bu teleferikte fuhuş oluyor' diye polise ihbar yapıldı. Polis, epeyce bir dönem teleferikte gezip fuhuşla mücadele nöbeti tuttu. Nasıl ama?"
Gülüştük hep birlikte...
" - Ülkücüydüm, yakın zamana kadar, abi."
"Hayırlı olsun, neden bıraktın ülkücülüğü?"
" – Ülkücülük eskidendi abi. Şimdi Ülkücülük mü kaldı?"
"Neyse o konuya girme şimdi uzun mesele. Kaç yaşındasın sen?"
" – "42, abi"
"42 yaşındaysan, 'eski Ülkücülüğe yaşın nasıl yetiyor, acaba?"
" – Abi, biz aileden Ülkücüydük. Aileden gördüklerim var benim de. Ama şimdi durum farklı. Balgat başka ses veriyor, piyasada başka Ülkücülük var. Zaten geçen yıl ki seçimlerde 'abla'dan da karşılık bulamadık. Para işleri hâlâ konuşuluyor."
" E, yani?"
"- Yanisi, abi; bu seçimde seçmenin kime oy vereceğini değil, kime oy vermeyeceğini bilmesi lazım değil mi? Mansur Yavaş için 'beş yılda hiç bir şey yapmadı' diyorlar. Pandemiyi ne çabuk unuttuk. Hem öncesinde, hem de pandemi sırasında Mansur Başkan, herkesi ihtiyaç sahiplerine destek olmaya çağırmadı mı? Zorluk içindekilerin faturalarını bizzat ödetmedi mi? Bir elin verdiğini, öteki el bildi mi? Bir sürü insana dokunmadı mı? Bakkallardaki veresiye defterlerini kapattırmadı mı? Varsın, betonseverlik yapmasın."
"Ya Ekrem Başkan ne olur sence?"
" - Abi, farkla alır bence. Ekrem Başkan İstanbul'u alırsa işler farklı gider bundan sonra. Cumhubaşkanı'nın siyasetteki tek karşılığı Ekrem Başkan abi. Artık bu net."
" O zaman sonucu biliyorsan, bana niye sordun?"
" - Gazeteciler her şeyi biliyor ya, her akşam ekrandasınız. Bir de seni canlı bulmuşken sorayım dedim"
Yine gülüştük beraberce...
"Sizin Bala'nın iktidar adayı nasıl?"
" - Bala'nın tanınan ailesinden. Yakın akrabası, yıllar önce İstanbul'da polis müdürüydü. Organize Müdürü'ydü. Cemaatin güçlü olduğu zamanda. Sonradan FETÖ'den ihraç edildi, yanılmıyorsam. Ama suçların şahsiliği var malum. Kazanır. Sorun yok onda da."
Meçhul misafirinin nüfus kağıdına bakacak durumum yoktu elbette. Geldi on, on beş dakika oturdu. Çayını içti, sohbetini yaptı ve gitti. Adını bile sormadım.
Gazetecilik merakı ya, meçhul misafirin anlattıklarının doğruluğuna baktım sonradan. Neredeyse tamamı doğru çıktı.
* * *
Sokakta durum böyle. İstanbul'un yeni belediye başkanının kim olacağı ülkenin önündeki en önemli gündem. Ekonomik kriz, dış siyasi gelişmeler hep arkadan geliyor.
İki haftadan az kaldı sandık gününe. Ülke için en iyi sonuç çıksın ortaya.
TOLGA ŞARDAN / T24
What's Your Reaction?