Rusya ekonomisi gücünü koruyor: Batı'nın yaptırımları neden işe yaramadı?

Petrol Rus ekonomisini ayakta tutuyor

Rusya ekonomisi gücünü koruyor: Batı'nın yaptırımları neden işe yaramadı?

Rusya ekonomisi gücünü koruyor: Batı'nın yaptırımları neden işe yaramadı?

Rus ekonomisinin dayanıklılığı, 1999'dan bu yana Rusya'yı Devlet Başkanı ya da Başbakan olarak aralıksız yöneten Başkan Vladimir Putin için önümüzdeki seçimlerde şüphesiz en önemli avantajı.

Rus ekonomisiyle ilgili durumun böyle olacağı beklenmiyordu. 2022'de başlayan Ukrayna işgali sonrası birçok büyük şirket Rusya'yı terk etti. 

Hem AB hem de ABD, Rus ekonomisini etkilemek ve Ukrayna'ya dolaylı olarak yardım etmek amacıyla perdeypey yaptırım paketleri devreye soktu.

Aslında 2022 yılında tam ölçekli bir işgale dönüşen gerilim, çatışmanın başlangıcı değildi.  Krizin ilk fitili 2014 yılında Kırım'ın işgali ve ilhakı ile ateşlenmişti.

Rusya hazırlıklı geldi

Hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Avrupa Birliği o dönemde Rusya'ya diplomatik, ekonomik ve mali yaptırımlar uygulamıştı. Şu anda uygulananlardan daha hafif olsa da Moskova bu uyarıları ciddiye aldı. Tam ölçekli bir işgalin ek ve daha sert önlemler anlamına geleceğini biliyordu.

Bu nedenle Rusya'yı bir savaş ekonomisine geçiş için hazırladı. Finans ve enerji piyasalarını güçlendirmeye devam etti ve örneğin ESPO boru hattı ile Çin gibi doğulu müttefiklerine yöneldi.

Batı'dan izole olmuşsa da Rusya'nın eskiden Sovyetler Birliği'nin bir parçası olan doğu komşularının çoğu gibi başka yerlerde iyi ilişkiler sürdürdüğü pek çok güçlü müttefiki bulunuyor. 

Öte yandan yaptırımların uygulanması da biraz zaman aldı. AB'nin Rus petrolünü yasaklayan tedbirlerinin tam olarak yürürlüğe girmesi 12 ay sürdü. Bu da Moskova'ya ekstra hazırlık için zaman tanıdı.

Petrol Rus ekonomisini ayakta tutuyor

Yaptırımlara rağmen Rusya dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından biri olmaya devam ediyor ve Suudi Arabistan'ın geçen yıl ham petrol ihracatını azaltma kararından yararlanıyor. O zamana kadar Krallık dünyanın birinci petrol ihracatçısıydı.

Avrasya merkezli danışmanlık firması Macro-Advisory CEO'su Christopher Weafer, "Mevcut fiyatla bütçe, petrol gelirleri hem savunma sanayini, hem sosyal harcamaları hem de diğer bütçe kalemlerini GSYH'nin yüzde 1'inden daha az bir açıkla finanse etmeye yetiyor" dedi.

Weafer, geçen yıl rublenin ABD doları karşısında yüzde 20 oranında değer kaybetmesinin Rusya'nın ihracat gelirlerini arttırdığını, çünkü petrol ihracatının işlemde kullanılan para biriminden bağımsız olarak ABD para birimine endekslendiğini vurguladı.

Genel olarak memnun bir nüfus

On yıllardır ülkede sağlam bir şekilde yerleşmiş olan yönetim sistemi Rus devleti, ekonomiye büyük miktarlarda nakit para enjekte ediyor.

Ukrayna'dan hiç dönmeyenler de dahil olmak üzere askere alınan yüz binlerce Rus'un ailelerine destek veriliyor.

Askeri seferberlik, mevcut işgücü sıkıntısına yol açan faktörlerden biri; bu da iş bulmanın ve elde tutmanın kolay olduğu anlamına geliyor.

Devlet tarafından enjekte edilen para sayesinde, geçtiğimiz yıl boyunca en düşük gelirliler de dahil olmak üzere çoğu kişi yüzde 20 zam aldı. 

Bu durum, şubat ayında yüzde 7,7'ye ulaşarak hedefin üzerinde kalan enflasyonun etkilerini dengeliyor.

Christopher Weafer "insanların harcayacak parası olduğu için bu durum tüketici sektörlerindeki toparlanmayı ve genel istikrar ve güven duygusunu körüklüyor" dedi.

Batı'nın yaptırımları nedeniyle yaşanan sorun artık sorun olmaktan çıktı, zira raflardaki popüler Batı ürünlerinin yerini Rus muadilleri aldı.

Ukrayna'daki savaşa gelince, Rusya'nın tamamı hükümetin propagandasına tam olarak inanmasa da, çoğunluk en azından bunu kabul etti. 

Yeni bir seferberlik olmayacağının açıklanması pek çok kişiyi rahatlattı. Geri kalanlar içinse protestolar yasaklanmaya devam ediyor ve muhalif sesler susturuluyor ki bu da yeni bir şey değil.

Mevcut durum devam edecek mi?

Yakın gelecekte, evet. Ancak petrol piyasasındaki gelişmeler, ister daha az ihracat hacminden ister varil fiyatlarındaki düşüşten kaynaklansın, Rusya'nın gelirleri üzerinde ciddi bir baskı yaratabilir.

Weafer, "O zaman hükümet borç alamayacağı ve mali rezervleri çok fazla ya da çok hızlı tüketmek istemeyeceği için bazı alanlarda harcamaları kısmak zorunda kalacaktır" dedi.

Daha büyük bir sorun 2030'dan önce belirginleşecek ve bu da Rusya'nın demografik düşüşü. 

Başka yerlerde olduğu gibi, ülkenin nüfusu ve işgücü de azalıyor.

Tespit edilmiş olmasına rağmen, komşu bir ülkeyi işgal ederken ekonomisini hazırlamak ve sürdürmek gibi daha acil konular hükümeti meşgul ettiğinden, bu sorun şimdilik halının altına süpürülmüş durumda.

EURO NEWS