CHP, Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin görevden alınmalarını istedi

Yargıtay Başkanı Akarca: AYM'yle aramızda derin görüş ayrılıkları var

CHP, Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin görevden alınmalarını istedi

CHP, Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin görevden alınmalarını, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında disiplin soruşturması açılmasını istedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki ikinci hak ihlali kararına da uyulmaması üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında disiplin soruşturması açılmasını ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin de görevden alınmalarını istedi.

CHP, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında disiplin soruşturması açılmasına yönelik dilekçesini Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK), Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkında görevden çekilmeye davet dilekçesini de Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’na iletti.

CHP, AYM kararlarının herkes için bağlayıcı olduğunu vurguladı; Can Atalay hakkında verilen hak ihlali kararlarının, hukuki yorumun ötesinde siyasi nedenlerle uygulanmadığını savundu:

“İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyeleri, Anayasa’nın 153. maddesinde ifadesini bulan Anayasa Mahkemesi kararlarının herkes için bağlayıcı olduğuna ilişkin hükmü hukuki yorumun ötesinde siyasi nedenlerle uygulamayarak kişi hürriyeti ve güvenliği, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma ve bireysel başvuru haklarını ihlal etmiş, görevlerini kötüye kullanmıştır.

"(Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin gerekçeli kararı), Aanayasal düzenin bir parçası olan Anayasa Mahkemesi’ni fiilen ortadan kaldırma çabası niteliğindedir. Heyet, Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin bir hukuki nitelendiremeden ziyade, kişiselleşmiş çıkarımlarla Anayasa Mahkemesinin kendilerini tehdit ettiği savını ileri sürmüş, hamaset dolu anlatımlarla Anayasa Mahkemesi üyelerini suçlayıcı ifadeleri kararlarda dillendirmiştir” denildi.

AYM kararlarının uygulanması gerektiğinin altının çizildiği dilekçede, Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerine atıfla, "Heyet üyelerinin fiili sadece hukuki yanlış değerlendirme olarak görülemez, işlenen fiil suç ve hukuki had aşımıdır” denildi.

Şikayet dilekçelerine ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi Binici, iktidarın Anayasa’yı yok saydığını söyledi.

Binici, “Anayasa demek temel yurttaşlık hakkı demektir. İktidar bir anayasasızlaşma sürecine girmek istiyor. Sadece Can Atalay için değil, 86 milyonun özgürlüğü için bugün şikayet dilekçelerimizi gerekli mercilere ilettik. Anayasa Mahkemesi kararını hiçe sayan ve Anayasa’yı askıya alan bu darbe girişimini kabul etmiyoruz” dedi.

CHP ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nu 9 nOcak Salı günü olağanüstü toplantıya çağırdı, herkesi Ankara'da 14 Ocak Pazar günü düzenleyeceği "Anayasa'ya Saygı" mitingine davet etti.

Yargıtay Başkanı Akarca: AYM'yle aramızda derin görüş ayrılıkları var

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ise Can Atalay hakkında AYM tarafından ikinci kez verilen hak ihlali kararına ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesi'yle aralarında derin görüş ayrılıkları olduğunu söyledi.

Afyonkarahisar'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akarca, bir gazetecinin "Anayasa Mahkemesi'nin son kararıyla ilgili bir ikilem var, bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Anayasa Mahkemesi'yle bu sadece son olayla ilgili olarak ortaya çıkmış bir problem değil. Aşağı yukarı 5-6 yıldır süregelen bireysel başvuru yolunun incelenmesindeki yorum farklılığından ve Anayasa'nın durumundan kaynaklanan, ciddi anlamda derin görüş ayrılıklarımız olduğu bir gerçek" dedi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 3 Ocak'ta “AYM'nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok” diyerek, Can Atalay ile ilgili ikinci hak ihlali kararına da uyulmamasını kararlaştırdı.

Atalay ile ilgili “hakkındaki yargılamanın durdurularak tahliye edilmesine” yönelik ilk AYM kararına uymayan ve "Anayasa'ya aykırı davrandıkları" gerekçesiyle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ikinci kararda AYM'nin “Kararlarıma uyulması zorunlu” mesajı vermesine sert tepki gösterdi.

AYM'nin kararını “hukuki değerden yoksun” olarak niteleyen ve ortada uyulacak bir karar bulunmadığını savunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay’ın tahliyesi talebini yeniden geri çevirmiş ve vekilliğinin düşürülmesi için TBMM’ye yeniden yazı göndermişti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022'de Gezi Parkı davasında Osman Kavala'yı "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay dahil 7 sanığı ise “hükümetin ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırdı.

25 Nisan 2022’de tutuklanan Can Atalay, tutukluluğu sürerken 14 Mayıs’ta milletvekili seçildi.

Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.

Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.

Atalay’ın avukatları, Anayasa'nın milletvekillerine yasama dokunulmazlığı getiren 83. maddesine dayanarak seçim sürecinin ardından müvekkillerinin tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması gerektiğini vurguladı.

Anayasa’nın 83. maddesinde, "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis'in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz" ifadesi yer alıyor.

AYM, Can Atalay ile ilgili olarak 25 Ekim'de 5'e karşı 9 oyla hak ihlâli kararı verdi ve dosyayı, milletvekilinin tahliye edilmesi ve yargılamanın durması için yerel mahkemeye gönderdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Atalay için hüküm verildiği gerekçesiyle dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesini kararlaştırdı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım'da hem karara uymadı hem de Türkiye'de ilk kez görülen bir karara imza atarak ihlâl yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında ise suç duyurusunda bulundu.

“Yargı krizi” olarak adlandırılan olaya tepkiler sürerken, Can Atalay’ın avukatları bu kez AYM kararına uyulmaması nedeniyle bir kez daha Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

AYM Genel Kurulu 21 Aralık’ta Can Atalay hakkında daha önce verdiği hak ihlâli kararına uyulmaması nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu inceledi.

AYM, Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine bu kez 3'e karşı 11 oyla karar verdi. İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy kullandı.

AYM, Anayasa'nın 148. maddesinde güvence altına alınan "bireysel başvuru hakkı”nın ihlâl edildiğine ise oy birliğiyle karar verdi.

AYM ayrıca; hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar vermiş ve Can Atalay'a 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetmişti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ise AYM'nin Can Atalay hakkındaki kararını uygulamayarak, dosyayı bir kez daha Yargıtay'a göndermişti.

BBC TÜRKÇE