'Yeni lider doğabilir', 'Muhalefetsiz ortam oluşabilir'

Yerel seçimler Türkiye siyasetini nasıl etkileyecek?

'Yeni lider doğabilir', 'Muhalefetsiz ortam oluşabilir'

'Yeni lider doğabilir', 'Muhalefetsiz ortam oluşabilir': Yerel seçimler Türkiye siyasetini nasıl etkileyecek?

31 Mart’taki yerel seçimlerin genel Türkiye siyasetine de yansımaları olacak. Uzmanlara göre, bu seçim muhalefetin ve Türkiye’nin bundan sonraki süreçte yeni bir lider çıkarıp çıkaramayacağını belirleyebilir. Öte yandan kazanılacak zaferler, muhalefetin devamlılığı ya da iktidarın kendi varlığını sağlamlaştırması için de önemli olacak.

Büyükşehirler, özellikle de İstanbul sonuçları, en büyük etkiyi yaratacak. BBC Türkçe’ye konuşan uzmanlar, anketlerde Ankara’da Mansur Yavaş’ın, İzmir’de Cemil Tugay’ın kazanma ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Ekrem İmamoğlu’nun da, sonuçlar çok yakın olmakla beraber, İBB başkanlığını kazanacağı öngölürüyor.

Muhalefetin geleceği

BBC Türkçe’ye konuşan Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, önümüzdeki yerel seçimlerin Türkiye’de genel siyaset için iki önemi olduğunu söylüyor.

Bunlardan biri CHP ve AKP dışındaki partilerin vereceği sınav. Çarkoğlu'na göre, MHP’nin bu dönemde parti olarak tek başına bir iddiası yok gibi görünüyor. Ancak örneğin istediği oy oranını tutturamayan bir İYİ Parti için yerel seçimlerin, sonun başlangıcı olabileceğini söylüyor. Diğer ve bu seçimlerin en önemli etkisi ise, ana muhalefetin konumuna olacak.

Çarkoğlu’na göre, seçmenin büyük çoğunluğunun yaşadığı İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana’da iktidar partisinin kazanması “Türkiye’de muhalefetsiz bir siyasi ortam” oluşabilir ve "bu da anlamlı bir demokratik siyasi ortamı ortadan kaldırabilir".

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Evren Balta da, uzun zamandır büyük kentlerde oy ağırlığının muhalif partilere geçmesinin iktidar için bir dezavantaj olduğunu düşünüyor.

Ancak muhalefetin 2023 sonrası bu seçime büyük bir dağınıklıkla girdiğini belirten Prof. Balta, muhalif seçmenin de moral bozukluğuna vurgu yapıyor.

Siyasete ilginin ve kazanma umudunun azaldığı bir siyasal iklimde, büyükşehirlerde, özellikle İstanbul’da yaşanacak bir seçim zaferinin siyasete olan ilgiyi artıracağını ve muhalefete olan güveni tazeleyeceğini belirtiyor.

'Yeni lider doğabilir'

Öte yandan, Balta, yönetme kapasitesini ispat eden Ankara ve İstanbul belediye başkanlarının muhalif seçmeni kendi etrafında toplama potansiyeli olduğunu ekliyor: “Koalisyon olmadan da seçilip seçilemeyeceklerini göstermiş olacaklar. Bu da onların bundan sonraki süreçte muhalefetin lideri olup olmayacaklarını gösterecek”.

Uzmanlar Türkiye’de artık lider odaklı bir sisteme geçildiğini vurguluyor. Bunda hem cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesi hem de Türkiye ve dünyada lider odaklı siyasetin güçlenmesi etkiliydi.

İktidarın uzun süredir bu yönde siyaset yaptığını belirten Balta, önceden daha çok siyasal parti ittifakları ve siyasal parti kimliği üzerinden ilerleyen muhalefette de bu seçimdeki olası bir zaferden sonra, İmamoğlu ve Yavaş üzerinden biraz daha lider odaklı bir siyasetin var olacağını ön görüyor.

İstanbul’u alan Türkiye’yi alır mı?

2019’daki yerel seçimlerde, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin ardından en çok konuşulan şeylerden biri, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı, aday olursa kazanıp kazanamayacağıydı.

Bu, 2023 seçimleri için aday belirleme sürecinde de devam etti. Ancak cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olunca, bu söylem test edilemedi.

Prof. Çarkoğlu, Ekrem İmamoğlu’nun 2019’da ümit vadeden, ancak “siyasette yeni” bir başkan olduğunu söylüyor.

“Parti içerisinde etkinliğinin olmadığı çok aşikardı. Hem dava süreci vardı hem kendisi de partiye ne kadar hakim olacağından emin olamıyordu. Bu bilinçle zaten cumhurbaşkanlığı seçiminde kendini geride tuttu.”

Ancak uzmanlar İmamoğlu’nun bir kez daha, üstelik ittifaka ihtiyaç duymadan kazanması durumunda elinin çok güçleneceğini, seçimlerin siyasi geleceğini belirleyeceğini söylüyor. Bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, iki dönem İstanbul’da başarılı bir başkanlık dönemi de geçirmiş olarak parti içindeki etkisi de artacak.

'Yerel seçimlerde lider her zaman önemliydi'

Türkiye'de yerel seçimlerin bir sonraki genel seçimlere ve ülke siyasetine etkisi denilince ilk olarak 1989 yerel seçimi ve 90'lı yıllar akla geliyor.

1989 yerel seçimlerinde SHP, DYP, ANAP yüksek ve birbirine yakın oylar almış, RP ve DSP de yüzde 9 bandını yakalamıştı. 1991 genel seçimlerinde de yine DYP, ANAP ve SHP ilk üç parti oldu. Onları, oy oranını neredeyse iki kat artıran RP ile iki yıl önceki yerel seçimlerle benzer oy alan DSP takip etti.

1994 yerel seçimlerinde oy oranı yüzde 20'ye yaklaşan RP, DYP ve ANAP'ın ardından üçüncü olurken, bu eğilim1995 genel seçimlerine doğrudan yansıdı. RP yüzde 21 oy ile liderliği elde etti, onu DYP ve ANAP izledi.

1994 seçiminin bir önemi de tabii ki Erdoğan'ın RP'den İBB başkanlığını kazanmasıydı.

Uzmanlar geçmiş seçimlerle bugünkü siyasi sistemin ve ortamın farklılığına dikkat çekerek parlamenter çok partili bir sistemden çoğunlukçu ve lider odaklı bir sisteme geçildiğini vurguluyor.

“Türkiye’de geçmişte takdire şayan performans gösteren bir demokrasi vardı, çok partiliydi” diyen Çarkoğlu, bugün belediye seçimlerinin cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerine nasıl etki yapacağını öngörmenin güç olduğunu belirtiyor.

Ancak yine de yerel ve genel seçim benzerliği “aday” üzerinden kuruluyor.

Yerel seçimlerde adayın geçmişte de seçmen tarafından çok önemsendiğini söyleyen Balta, kimin aday gösterildiğinin, o kişiye olan inancın ve verdiği güvenin önemini vurguluyor:

“Dolayısıyla genel seçimler için alacağımız ders de bu. Belki de İmamoğlu, Yavaş bütün bu siyasal, toplumsal, ekonomik koşullara ve muhalefetin tüm bu dağınıklığına rağmen kazanıyorlarsa; demek ki aslında 2023 seçimlerinde muhalefet doğru bir adayla çıkmış olsaydı, seçimi kazanabilirdi”.

Çarkoğlu ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bundan sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerine girip girmeyeceğinin yerel seçim sonuçlarıyla ilişkilenebileceğini belirtiyor.

Siyaset bilimi uzmanına göre "Cumhurbaşkanı kaybedeceği bir seçime girmek isteyecek mi? Girmediği takdirde siyasetten tamamıyla çekilecek mi?" gibi soruların cevabı da önümüzdeki yerel seçimler sonrasında şekillenebilir.

"İmamoğlu cumhurbaşkanı olursa ve meclis çoğunluğu yine AK Parti'de kalırsa, belediyede şu son 4-5 senedir yaşadıklarına benzer bir şey tekrar başına gelebilir."

BBC TÜRKÇE