İsrail-İran Gerilimi Tırmanıyor: Ortadoğu Yeni Bir Savaşın Eşiğinde mi?
İsrail ile İran arasındaki gerilim hızla tırmanıyor. ABD’nin diplomatik çekilmeleri, İsrail’in saldırı sinyalleri ve İran’ın hazırlıkları, yeni bir savaşın kapıda olabileceğine işaret ediyor. Türkiye bu gerilimin neresinde duracak?

İsrail-İran Gerilimi Tırmanıyor: Ortadoğu Yeni Bir Savaşın Eşiğinde mi?
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Gazze’den İran’a Uzanan Tehlike Hattı
Ortadoğu’da gerginlik yeniden tırmanıyor. Gazze’de Filistinlilere yönelik operasyonlarını genişleten İsrail’in, bir sonraki adım olarak İran’a askeri saldırı hazırlığında olduğuna dair sinyaller giderek daha güçlü hale geliyor. Uluslararası medya kuruluşları, Washington Post, New York Times ve CNN International gibi kaynaklar, İsrail’in İran’a yönelik bir saldırıya çok yakın olduğu yorumlarını manşetlerine taşıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamaları ve bölgedeki diplomatik-askeri hareketlilik, yeni bir sıcak çatışmanın eli kulağında olabileceğine işaret ediyor.
ABD, Diplomatik Temsilcilerini Bölgeden Çekti
Trump yönetiminin son adımları, krizin ciddiyetini artırıyor. ABD, Irak’taki diplomatik personelini tahliye ederken, bölgede bulunan askerlerin ailelerini de hızla geri çağırdı. Bu adımlar, İsrail’in olası bir İran saldırısı öncesi hazırlık yaptığı ve Washington’un bu saldırıya sessiz kalacağı yönündeki iddiaları güçlendirdi. Trump’ın “Uzlaşabileceğimizi sanmıyorum” açıklaması, Oman’da süregelen ABD-İran dolaylı müzakerelerinin de askıya alındığını gösteriyor.
Diplomasi yolları kapanırken, taraflar arasında doğrudan bir çatışmanın fitili her an ateşlenebilir.
İsrail’in Endişesi: İran’ın Nükleer Silah Programı
İsrail’in saldırı gerekçesi olarak öne sürdüğü ana mesele, İran’ın nükleer silah edinme çabası. Tel Aviv yönetimi, İran’ın nükleer tesislerinde yürüttüğü faaliyetlerin hızlandığını ve bu durumun doğrudan İsrail’in güvenliğine tehdit oluşturduğunu savunuyor. 2010’dan 2020’ye kadar İran’ın nükleer programında yer alan bilim insanlarına yönelik suikastlar, bu endişenin ne kadar ileri gittiğini göstermişti. Son olarak 2024’te Şam’daki İran Büyükelçiliği’ne düzenlenen hava saldırısında sekiz Devrim Muhafızı subayı hayatını kaybetti.
Bu saldırılar, İsrail’in İran’a yönelik caydırıcı stratejisini uzun süredir aktif tuttuğunu ve artık daha geniş çaplı bir operasyona zemin hazırladığını gösteriyor.
İran Hazırlıkta, Ama Serinkanlılık Korunuyor
İsrail’in baskıları karşısında İran, şimdilik daha temkinli bir çizgide ilerliyor. Tahran yönetimi, sert açıklamalardan kaçınıyor ancak askeri hazırlıklarını artırıyor. İran’ın, Suriye, Lübnan, Yemen gibi bölgelerde etki alanını kaybetmesi ve bölgedeki eski düşmanlarıyla İsrail’in kurduğu diplomatik ittifaklar, Tahran’ın yalnızlaşmasına neden olmuş durumda. Bu yalnızlık, İran’ın stratejisini daha hesaplı kılarken, olası bir saldırıya karşılık verebilecek kapasitesini de muhafaza ettiğini gösteriyor.
Türkiye İçin Alarm Zilleri Çalıyor mu?
Tüm bu gelişmelerin ortasında Türkiye, kendisini bir ateş çemberinin tam ortasında bulma riskiyle karşı karşıya. Suriye sınırındaki hassas dengeler, Irak’taki kırılganlık ve İran’la komşu olmanın getirdiği jeopolitik risk, Ankara’nın bu gelişmeleri sadece izlemekle yetinemeyeceği bir süreci işaret ediyor. Türkiye’nin diplomatik reflekslerinin hız kazanması, olası mülteci dalgaları, ekonomik etkiler ve güvenlik tehditleri gibi senaryolarla yüzleşmek zorunda kalabileceği bir dönem başlıyor olabilir.
Peki, Ankara bu gelişmelere ne kadar hazır? Diplomasi trafiği hızlanmalı mı? Enerji ve ticaret hatları ne ölçüde güvence altında?
Savaşın Gölgesinde Kayıp Diplomasi
ABD ve İsrail’in bölgede attığı sert adımlar, diplomasiye inancı olan çevrelerde hayal kırıklığı yaratıyor. İran’ın müzakereye kapı araladığı Oman görüşmelerinin sekteye uğraması, barışçıl çözüm umutlarını da zayıflatıyor. Bu ortamda, dünya kamuoyu sadece olası bir savaşın ekonomik ve insani yıkımıyla değil, aynı zamanda bölgesel istikrarsızlığın küresel güvenliğe olan tehdidiyle de karşı karşıya.
Sonuç: Gözler Türkiye Dahil Bölge Ülkelerinde
İsrail-İran geriliminin yeni bir savaşa evrilmesi halinde, sadece Ortadoğu değil, Avrupa’dan Asya’ya kadar geniş bir coğrafya etkilenecek. Türkiye bu tabloda yalnızca coğrafi değil, stratejik olarak da en kritik ülkelerden biri konumunda. Ankara’nın bu gelişmelere sessiz kalmaması, bölgesel barış için aktif diplomasi yürütmesi ve uluslararası toplumu sorumluluğa davet etmesi, tarihsel bir rol halini almış durumda.
Kaynak: Fehmi Koru / Karar