Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’a Operasyonda İkinci Perde: Tehlikeli Sulara Doğru
"Seçimden Sonra Ak Parti’ye FETÖ Operasyonu"
YUSUF İNAN YAZDI...
Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’a Operasyonda İkinci Perde: Tehlikeli Sulara Doğru
Türkiye siyasetinde son yıllarda yaşanan gelişmeler, Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan stratejik hamlelerin yeni bir boyuta taşındığını gösteriyor. Özellikle aile fertleri üzerinden başlatılan itibarsızlaştırma kampanyaları ve Ak Parti içinde derinleşen muhalefet, partiyi ve liderini zayıflatma amacı güden operasyonların ilk adımları olarak okunabilir.
Bu süreç, aslında 2018 yılında "Seçimden Sonra Ak Parti’ye FETÖ Operasyonu" başlıklı bir köşe yazısıyla uyarılmıştı. Ancak Ak Parti üst yönetimi, bu uyarıları göz ardı etti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sızan yapılar, bu mesajları etkisiz hale getirmek için akıl almaz itibarsızlaştırma operasyonları düzenledi. Bugün geldiğimiz noktada, o günlerden beri göz göre göre gelen bu operasyonların gerçekleştiğine tanık oluyoruz.
Ak Parti içerisindeki muhalif hareketlilik, partinin demir halkasını kırmış durumda. Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu gibi isimlerin kopma noktasına gelmesi, partiyi içten içe zayıflatan bu sürecin en belirgin göstergelerinden biri. Özellikle Ülkücü camianın önemli isimlerinin de hem MHP’den hem de Ak Parti’den uzaklaşması, bu çözülmeyi hızlandırıyor. Selçuk Özdağ gibi isimlerin gemileri yakması, Ak Parti’yi sarsan dalgaların ne denli güçlü olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu operasyonların temelinde yatan sorun ise, yargı reformunun hayata geçirilememesi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi, çözümün anahtarı olarak gösterildi. Ancak bu reformun sürekli ertelenmesi, Ak Parti’nin içten içe kan kaybetmesine neden oldu. TBMM’nin tatile girmesi ve yargı reformunun bir başka bahara bırakılması, bu durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirdi.
Kirli ve güçlü bir ekip, Ak Parti’yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yargılamak için pusuda bekliyor. Siyasi kulislerde yaşanan hareketlilik, Ak Parti’nin önemli isimlerinin birer birer savrulması, bu kirli yapıların işini kolaylaştırıyor. Bu süreç bir ay daha uzarsa, Ak Parti teşkilatlarında ciddi bir istifa dalgası başlayacak ve TBMM’de dengeler hızla değişecek.
Çözüm, Eski Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun da belirttiği gibi, yargı reformunun tüm maddeleriyle birlikte hızla hayata geçirilmesinden geçiyor. Türkiye, hukuk ve özgürlükler noktasında normalleşmediği sürece, Ak Parti’nin bu süreçten güçlenerek çıkması mümkün değil. Aksi halde, Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan operasyonlar, partiyi zayıflatarak Türkiye’yi tehlikeli sulara doğru sürükleyecektir.
Erken seçim söylentileri de bu sürecin bir parçası olabilir. Seçim barajının düşürülmesi veya sıfırlanması, siyasi partiler yasasında köklü değişiklikler yapılması, Ak Parti’nin güçlenmesi için atılabilecek önemli adımlar arasında. Ancak bu adımlar atılmazsa, pusuda bekleyen kirli yapıların Ak Parti’ye yönelik operasyonlarını sürdürmesi kaçınılmaz olacak. Türkiye’nin bu karanlık süreçten çıkışı, Ak Parti’nin radikal adımlar atmasına ve hızlı bir şekilde yargı reformunu hayata geçirmesine bağlı.
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
İnstagram: fondinan2016
E-Mail: [email protected]
What's Your Reaction?