Ahmet Davutoğlu'ndan Suriye Çıkışı: 'Bana Ait Değil, Erdoğan'a Ait Bir Cümle'
"Cuma Namazını Şam'da Kılacağım" Cümlesi Kimin?
Editor1
Ahmet Davutoğlu'ndan Suriye Çıkışı: 'Bana Ait Değil, Erdoğan'a Ait Bir Cümle'
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Başbakanlık yaptığı dönemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Ekol TV'de Armağan Çağlayan'ın sunduğu 'Sorgusuz Sualsiz' programına konuk olan Davutoğlu, Suriye politikası ve tartışmalı "Cuma namazını Şam'da kılacağım" sözü hakkında konuştu.
"Cuma Namazını Şam'da Kılacağım" Cümlesi Kimin?
Davutoğlu, Suriye krizinin başlarında gündeme gelen ve sıkça eleştirilen "Cuma namazını Şam'da kılacağım" cümlesinin kendisine ait olmadığını belirtti. Bu sözün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Milyon kez söyledim. Bu bana ait bir cümle değil. Erdoğan'a ait bir cümle. Bana saldırmak kolay. 8 yıldır görevde değilim ben" dedi.
Vize Sorunlarının Kökeni ve Darbe İddiası
Programda vize sorununa da değinen Davutoğlu, sorunun kökeninin 12 Eylül darbesine dayandığını ifade etti. "Türkiye'deki vize sorunlarının başlangıç noktası 12 Eylül darbesidir. 12 Eylül darbesine kadar Avrupa'ya vize yoktu. 12 Eylül rejimi Türkiye'den bazılarının kaçacağını düşünerek Avrupa ülkelerinden Türklere vize konmasını istediler. Haziran 2016'da serbest vizeye geçilecekti. Eğer bana karşı darbe yapılmamış olsaydı 30 Haziran'da Türk vatandaşları Avrupa'ya vizesiz gidecekti" dedi.
Erdoğan-Özel Görüşmesi ve Davutoğlu'nun Tutumu
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşmesini doğru bir adım olarak niteleyen Davutoğlu, kendisine de davet gelirse hayır demeyeceğini açıkladı. Bu açıklaması, siyasi arenada uzlaşma ve diyalog konularında olumlu bir adım olarak değerlendirildi.
Sonuç
Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları, Suriye politikası ve geçmiş dönem hükümet uygulamaları hakkında kamuoyunda yeni bir tartışma başlattı. Davutoğlu'nun, "Cuma namazını Şam'da kılacağım" cümlesinin kendisine ait olmadığını vurgulaması ve vize sorunlarının 12 Eylül darbesine dayandığını belirtmesi, geçmişe dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Erdoğan-Özel görüşmesine olumlu yaklaşımı ise siyaset dünyasında uzlaşma umutlarını artırdı.
