Türk Milleti 28 Şubat’tan Erdoğan’a, Şimdi de İmamoğlu’na Savruluyor!

Türk Milleti’nin siyasi tarihindeki sürekli savrulmalar ve çözüm arayışı devam ediyor. 28 Şubat’tan Erdoğan’a, şimdi de İmamoğlu’na yönelen halk, gerçekten kalıcı bir çıkış yolu bulabilecek mi? Türkiye’nin adalet, hukuk ve yönetim sorunlarını ele alan derin bir analiz.

Türk Milleti 28 Şubat’tan Erdoğan’a, Şimdi de İmamoğlu’na Savruluyor!

YUSUF İNAN YAZDI...

Türk Milleti 28 Şubat’tan Erdoğan’a, Şimdi de İmamoğlu’na Savruluyor!

Türk Milleti’ne bu acıları kim yaşatıyor?

Türkiye, siyasi tarihinin en büyük savrulmalarını yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. 28 Şubat süreciyle sarsılan bir millet, çözümü Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarında buldu. Aradan 25 yıl geçti ve şimdi bu millet, kurtuluşu Ekrem İmamoğlu’nda arıyor. Bu durum bir tesadüf mü, yoksa Türk Milleti’nin değişmeyen kaderi mi?

Sürekli Arayış İçinde Bir Millet

1970’li yıllarda da benzer bir döngü yaşandı. Millet bir dönem Bülent Ecevit’e, bir dönem Süleyman Demirel’e sarıldı. Türkeş ve Erbakan da bu sürecin aktörleriydi. Sonuç olarak, 12 Eylül 1980 darbesi kaçınılmaz oldu.

Darbeyle sarsılan halk, bu kez çözümü Turgut Özal’da buldu. Özal, Türkiye’yi yeni bir ekonomik düzene taşıdı. Ancak onun da ardından gelen süreçte ekonomik krizler milletin yakasını bırakmadı. 

Çözüm arayışları hız kesmeden devam etti. Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit ile denenen siyasi modeller başarısız oldu. 28 Şubat süreci, askerin siyasete müdahalesiyle halkı daha da umutsuzluğa sürükledi. Erdoğan ve AK Parti, bu noktada bir çıkış kapısı olarak görüldü. Ancak bugün geldiğimiz noktada, millet bu kez de AK Parti’den kurtulmanın yollarını arıyor.

Osmanlı’dan Günümüze Savrulmalar

Tarihe baktığımızda, bu savrulmaların Osmanlı’dan miras kaldığını görmek mümkün. Osmanlı’nın son döneminde padişahlar tahtlarını koruma uğruna İngilizlere sığınarak Cihan İmparatorluğunun sonunu hazırladı. Türk Milleti, yedi düvelin saldırısı karşısında çaresiz bırakıldı. Ancak bir millet, kazması ve küreğiyle yeniden ayağa kalkmayı başardı.

Cumhuriyet’in kuruluşu, milletin kendi kaderine sahip çıkma sürecinin bir sonucuydu. Ancak, İsmet İnönü’den Adnan Menderes’e, oradan 1960 darbesine, Süleyman Demirel’den Bülent Ecevit’e, 1980 darbesine, Turgut Özal’a ve nihayet Recep Tayyip Erdoğan’a kadar süren siyasi süreç, sürekli bir arayışın, sürekli bir çıkış yolu bulma çabasının ürünü oldu.

Bugün de benzer bir durum yaşanıyor. Millet, AK Parti ile bulduğu umudun artık sona erdiğini düşünüyor ve yeni bir çözüm arayışı içinde. Ekrem İmamoğlu’na sarılmak, bir umut kapısı mı, yoksa yeni bir savrulma mı?

Türk Milleti Ne İstiyor?

Bugün geldiğimiz noktada milletin en büyük isteği, hukukun üstünlüğünün sağlandığı, adaletin herkes için eşit işlediği bir Türkiye.

  • Cezaevlerinde büyüyen bebeklerin olmadığı,

  • Çocukların babasız büyümek zorunda kalmadığı,

  • Ailelerin parçalanmadığı,

  • Güçlünün zayıfı ezmediği,

  • Hak ve hukukun birey fark etmeksizin herkese adil bir şekilde uygulandığı bir ülke…

Milletin arayışı bu yönde. Ancak, siyasi süreçler bu beklentilere ne kadar cevap verebilir? Türk Milleti’nin savrulmaları nerede sona erecek, çilesi ne zaman bitecek? Bunu ancak zaman gösterecek. Ancak tek gerçek var ki, sürekli bir liderden umudu kesip bir diğerine sarılmak, kalıcı bir çözüm değil. Kalıcı çözüm, güçlü bir hukuk sistemi ve adil bir yönetim anlayışı ile mümkündür.

Türk Milleti’nin geleceği için gerçek çözüm, bireylerin siyasetçilere bağımlı hale gelmediği, güçlü kurumlarla yönetilen bir hukuk devletine sahip olmaktır. Bunu sağlayamadığımız sürece, bir liderden diğerine savrulmaya devam edeceğiz…

YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH

Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected] 

Web: www.yerelgundem.com