Günün polemiği: Ruşen Çakır- Yasin Aktay… İslamcı aydınların sağcılaşması

YASİN AKTAY’DAN YANIT GELDİ

Günün polemiği: Ruşen Çakır- Yasin Aktay… İslamcı aydınların sağcılaşması

Günün polemiği: Ruşen Çakır- Yasin Aktay… İslamcı aydınların sağcılaşması

YeniŞafak yazarı Yasin Aktay, bugünkü köşe yazısında, gazeteci Ruşen Çakır’ın 7 Ocak’ta yazdığı “İslamcı aydınların sağcılaşması” başlıklı yazıda kendisinden bahsetmesine yanıt verdi.

Gazeteci Ruşen Çakır, 7 Ocak’ta “İslamcı aydınların sağcılaşması” başlıklı yazısında, YeniŞafak gazetesi yazarı Prof. Dr. Yasin Aktay’dan bahsetti. Çakır, Aktay için “Prof. Yasin Aktay İslamcı camianın öne çıkmış sosyal bilimcilerinden ve entelektüellerinden biriydi, İslamcı olmayan, özellikle sol çevrelerle belli bir diyaloğu vardı. Daha sonra AKP’de yönetici ve milletvekili oldu ve tabii ki birçok görüşünü, tutumunu vb. değiştirdi” ifadelerini kullandı.

Ruşen Çakır, yazısında Aktay ile ilgili Esat Arslan’ın “Türkiye’nin Çöküşünü Önlemek: Heterodoks Bir Yaklaşım” kitabındaki “Yasin Aktay’ın İslam ve Solun Soykütüğü kitabındaki ekletme biçiminin yüzeysel bir analizi” başlıklı kısımlardan alıntılar yaparak yazısına devam etti.

YASİN AKTAY’DAN YANIT GELDİ

Prof. Dr. Yasin Aktay da bugünkü köşe yazısında Ruşen Çakır’ın ilgili yazısına yanıt verdi.

Çakır’ın yazısını Afganistan’dayken okuduğunu belirten Aktay, “Afganistan’a, Gazze’ye bakarken önüme bir yazının linki düştü. Ruşen Çakır’ın “İslamcı Aydınların Sağcılaşması” başlığı altında yazdığı bir yazı. Başlık çarpıcı, ilk anda, kendi önyargılarımla nereye denk düşeceği belli ilk anda kışkırttığı soru da belli: İslamcı aydılar solculuktan mı sağcılaşmışlar, yoksa kendilerine ait bir konumları vardı da oradan mı sağa geçmişlerdi. O konum kendilerine aitse oradan takip edebilecek bir göz var mı bu analizlerde acaba?

Bir merakla içeriğine giriyorum, “sağcılaşan aydın”dan kastı benmişim (veya benimle birlikte başka İslamcı aydınlar). Epeydir hiç de salt akılla yazılmış hiçbir yazısına şahit olmadım Çakır’ın. Konu İslamcılar veya İslamcı aydınlar olduğunda onların iflası, ölümü, çöküşü, sağcılaşması üzerine söyleyeceklerini okumadan da anlayabilirdim ama okudum” dedi.

Yasin Aktay, yazısının devamında ise Ruşen Çakır’ın “AKP’de yönetici, milletvekili oldu ve birçok görüşünü değiştirdi” sözlerine de yanıt verdi.

Yazının “Yoksa sorun sadece AK Parti’ye katılım mı?” kısmında şu ifadeleri kullandı:

“AK Parti’ye katılmak dolayısıyla bir gecede elden alınan entelektüellik unvanı. Kim alıyor bu unvanı elden?

Pardon ama entelektüelliğin ülkemizde işleyen böyle bir yargı düzeni mi var?

Oysa daha önce İktidar ve İslamcılık tartışması vesilesiyle, yani henüz AK Parti’ye katılmadan önce de, İslamcılığın iktidara gelerek (garipçe) tükendiğini, bittiğini, öldüğünü söyleyenlere verdiğim bir cevap vardı: “Hayrola, İslamcılığın kimseye iktidara gelmemek gibi bir vaadi mi oldu? Hangi siyasi hareketin iktidara gelme arzusu yoktur? Mesela sol hareket, sürekli muhalefette kalma sözü mü veriyor?”

Bir bakın isterseniz solun Türkiye’deki tarihine. İstibdatçı Kemalizmle olan ortaklığına, şimdi bile entelektüelliği bir paye gibi bahşetme imtiyazını vehmetme biçimine. Bunların neresinde muhalefet var, neresinde entelektüellik?

Laf uzar gider de yerimiz dar. Belki bu konuyu Çakır’ın çok iyi bildiği İslamcı düşüncenin hâlâ yayınlanmaya devam eden entelektüel mecrası, Tezkire’de devam ettiririz.”

Odatv.com