YUSUF İNAN

Dışkı Kokan Körfez, Robot Sofia ile Açılış: Bu CHP İktidar Olabilir mi?

CHP’nin İzmir’deki Performansı ve Türkiye İktidarı

Editor1

Aug 31, 2024 - 01:13

Dışkı Kokan Körfez, Robot Sofia ile Açılış: Bu CHP İktidar Olabilir mi?

YUSUF İNAN YAZDI...

Dışkı Kokan Körfez, Robot Sofia ile Açılış: Bu CHP İktidar Olabilir mi?

İzmir, Türkiye'nin batıya açılan penceresi, Ege'nin incisi olarak bilinir. Ancak bugün, İzmir’in bu imajının ardında yatan sorunlar, şehri bir adım geri çekiyor. Bu sorunların en dikkat çekeni, İzmir Körfezi'nin yıllardır süregelen kirliliği ve kötü kokusu. 30 yıldır bu sorunun çözülememesi, sadece İzmir'in değil, CHP'nin genel yönetim başarısının da sorgulanmasına neden oluyor.

İzmir’de Değişen Bir Şey Yok

İzmir'de düzenlenen 93. İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) açılışında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın yer alması, şehrin bu derin sorunlarına rağmen umut dolu mesajlar vermeye çalıştığı bir tabloyu ortaya koydu. Ancak bu mesajların gerçek İzmir’i ne kadar yansıttığı tartışmalı. Açılışta, yapay zeka robotu Sophia ile verilen pozlar, belki de İzmir'in gerçeklerinden ne kadar uzaklaşıldığını gösteriyor.

İzmir’in yıllardır süregelen dışkı kokusu ve Körfez'in kirli hali, bu şehrin çözülmemiş en büyük sorunlarından biri. İzmir'de oturanlar ve gelen turistler, bu durumdan şikayetçi. Otel balkonlarından yükselen “Bu şehir dışkı kokuyor” sesleri, şehrin turizm potansiyelini de zedeleyen önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor.

CHP’nin İzmir’deki Performansı ve Türkiye İktidarı

CHP'nin İzmir’de yıllardır yönetimde olmasına rağmen, bu temel sorunu çözememesi, partiye olan güveni sarsıyor. Eğer CHP, İzmir’deki bu kronik sorunları çözemezse, Türkiye genelinde nasıl bir iktidar performansı sergileyebilir? Bu soru, CHP'nin ülke genelindeki politikalarını sorgulayanların en önemli dayanak noktalarından biri haline geliyor.

AK Parti'nin İzmir’deki sessizliği de dikkat çekici. İzmir’deki sorunlara karşı sessiz kalınması, CHP'yi eleştirmek yerine “İzmir’i CHP’ye bırakın, Türkiye'yi de böyle yönetecekler” mesajı mı veriliyor sorusunu akla getiriyor. AK Parti’nin bu sessizliği, CHP'nin İzmir’deki performansına olan güvenin eksik olduğunu ima ediyor olabilir.

Gazeteciler, Sivil Toplum ve Sessizlik

İzmir’in bu durumda olmasında, yerel medyanın da büyük bir sorumluluğu var. Gazetecilerin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağımlı hale gelmesi, şehrin sorunlarının kamuoyuna yansıtılmasını engelliyor. İzmir’in dışkı kokusu ve çevre sorunları gibi temel meseleler gündeme getirilmiyor, eleştirel haberler yazılamıyor. Bu durum, İzmir’in 30 - 40 yıldır aynı sorunlarla boğuşmasına neden oluyor.

İzmir Ticaret Odası, Sanayi Odası ve Esnaf Odası’nın da bu duruma sessiz kalması, şehrin ekonomik potansiyelini baltalıyor. İzmir, bu haliyle yatırımcılar için cazip bir yer olmaktan çıkıyor. Türkiye’nin her yerinden insanlar Yunan adalarında tatil yapmak için sıraya girerken, İzmir’in cazibesini kaybetmesi, şehrin geleceği için büyük bir tehlike.

CHP ve Türkiye’nin Geleceği

CHP’nin, İzmir’deki bu sorunlara çözüm üretememesi, partiye olan güveni sarsıyor. Eğer CHP, İzmir’de dışkı kokusunu gideremezken, Türkiye'nin daha büyük sorunlarını nasıl çözebilir? Bu soru, CHP’nin iktidar olma iddiasını sorgulayanlar için güçlü bir argüman oluşturuyor.

Özgür Özel ve CHP yönetimi, İzmir'deki bu sessizliği ve medya üzerindeki baskıyı nasıl aşacak? İzmir’de eleştirel haber yazamayan gazeteciler, CHP’nin Türkiye genelinde iktidar olması durumunda nasıl bir basın özgürlüğü bekleyebilir? Bu sorular, CHP’nin iktidar yolundaki en büyük engellerden biri olarak duruyor.

Sonuç: CHP’nin İktidar Vizyonu

Sonuç olarak, İzmir’in sorunlarına çözüm bulamayan bir CHP, Türkiye genelinde iktidar olabilir mi? İzmir’de 30 - 40 yıldır çözülemeyen sorunlar, CHP’nin iktidar olma iddiasını zayıflatıyor. İzmir Körfezi’nin kirliliği, kötü kokular ve çevre sorunları, CHP’nin yönetim başarısızlığını gözler önüne seriyor. CHP, İzmir’de destan yazmak yerine, şehrin gerçeklerine odaklanmalı ve Türkiye genelindeki yönetim performansını bu temeller üzerine inşa etmelidir. Aksi takdirde, Türkiye’yi İzmir gibi yönetme iddiası, partiye olan güveni daha da zayıflatabilir.