PKK Kaybetti, Türk Milleti’nin Sağduyusu Kazandı: Tarihsel, Stratejik ve Vicdani Bir Dönüm Noktası
PKK'nın silahlı mücadeleyi bırakma kararı, Türk milletinin sağduyusu, affediciliği ve tarihi vicdanı sayesinde bir dönüm noktasına dönüştü. Bu makalede, sürecin stratejik, siyasal ve toplumsal etkileri detaylı biçimde analiz ediliyor.

YUSUF İNAN YAZDI...
PKK Kaybetti, Türk Milleti’nin Sağduyusu Kazandı: Tarihsel, Stratejik ve Vicdani Bir Dönüm Noktası
PKK'nın silahlı mücadeleyi bırakacağını duyurduğu tarihsel açıklama, sadece bir terör örgütünün faaliyetlerini sonlandırmasından ibaret değildir. Bu, aynı zamanda şu gerçeğin kayda geçmesidir: PKK kaybetti, sağduyu kazandı.
Gerçekte Var Olmayan Sorunlar Üzerinden 47 Yıllık Acı
PKK, yıllarca Türkiye'de bir "Kürt sorunu" olduğu iddiasıyla sahaya çıktı. Oysa Anadolu'nun herhangi bir köyünde, mahallede, kasabasında insanlar Kürt-Türk demeden bir arada yaşıyor, evleniyor, ticaret yapıyor, komşuluk ediyordu. Kürtlerin Türk damatları, Türklerin Kürt gelinleri vardı. PKK ise bu birlikteliği hedef alarak, etnik farklılıklar üzerinden ayrım ve kandan beslenen bir proje olarak sahaya sürüldü.
Türk Milletinin Vicdanı: Affediciliğin, Adaletin ve İmanın Yüksek İzleri
PKK, şiddetle, yıkımla, acıyla bir tarih yazdı. Ancak Türk Milleti bu süreçte ne nefret etti ne kin tuttu. Ruslarla savaşıp Sarıkamış'ta binlerce şehit veren bu millet, bir asır sonra Rus gelinleri evlerinin baş köşesine oturtacak kadar derin bir medeniyet şuuru taşıyor. Bu barış ruhudur. Bu uhuvvet ruhudur. PKK’nın silah bırakmasının ardında bu ruhun zaferi vardır.
Affetmek Bir Şereftir, Ama Hesap Verilmeden Değil
Hz. Hamza'yı şehit eden Vahşi'nin affedilmesi, onun Hz. Peygamber’in vicdanında yer bulması, bir bağışlanma modelidir. Ancak bu, pişmanlık ve özürle mümkün olmuştur. Bugün PKK'nın yöneticileri, insanlığa karşı işlenen suçlardan aklanmamıştır. Bu nedenle hesaplaşma olmadan barış, sadece görüntüdür.
Şehit Aileleri, Gaziler ve Gerçek Temsil Sorunu
PKK'nın TBMM'de siyasi uzantıları temsil edilirken, şehitlerin anneleri, gaziler Meclis dışında kaldı. Abdullah Öcalan'ın yeğeni milletvekili olabilirken, şehitlerin bir tek yakını bile Meclis'te yer alamadı. Bu, Türk siyasi sisteminde temsilin adaletsizliğine işaret eder.
Devlet Yöneticilerinin Fiyaskosu: MİT eski Başkanı Hakan Fidan ve Dışişleri Eleştirisi
PKK'nın silah bırakmasını kendi adına bir başarı gibi gösteren Hakan Fidan lobisi / Murat Yetkin gibi gazetecilerin yazıları Hakan Fidan’ın PR çalışmasına dönüştü. Ancak MİT'in üst düzey yöneticilerini PKK’ya kaptıran, Şehit verilmesine neden olan bir MİT eski Başkanı'nın bu sürecin sahibi olarak lanse edilmesi Türk milletinin aklıyla alay etmektir.
Şehit Kanı Yerde Değil, Cebrail'in Kanadında
Şehitlerin kanı yerde kalmaz. O kanlar, imanın ve şerefin timsali olarak meleklerin kanatlarında cennete taşındı. Şehit ailelerinin acıları derindir ama çileleri Türkiye’nin geleceği için ödediği kutlu bir bedeldir.
Yeni Bir Dönem: Uhuvvetin Dirilişi, Fitnenin Çöküşü
Bugün, Osmanlı’nın son kalesi olarak ayakta kalan Türkiye Cumhuriyeti, içine sızılmış her türlü fitne planını bertaraf etmiştir. PKK’nın silah bırakması, sadece bir terör sonuçlanması değil; ayrımcılık siyasetinin, makama mevkie binerek bu milleti sömürenlerin sonudur.
Tek Galip: Türk Milleti
PKK ve Hakan Fidan bu sürecin ne kahramanı ne sözcüsü olabilir. Tek bir galip vardır: Türk milleti ve onun sağduyulu anaları.
Bugün, siyasi pozisyon kazanmak için Kürtlerin saf ve temiz duygularıyla oynayan, şehitlerin acısı üzerinden politika yürüten herkese karşı sessiz bir haykırıştır bu makale: Tarihi Türk milleti yazar, menfaat çevreleri de tarih dışına itilir.
Şehitlerin ruhu şad olsun. Türk Milleti ebediyete kadar var olsun.
YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH
Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected]
Web: www.yerelgundem.com