‘Baykal çuvaldızı Aydın Doğan’a iğneyi de kendine batır!’
Deniz Baykal koltuktan düşer düşmez, aklı başına geldi; hak ve hukuktan söz etmeye başladı.
‘Baykal çuvaldızı Aydın Doğan’a iğneyi de kendine batır!’
Deniz Baykal koltuktan düşer düşmez, aklı başına geldi; hak ve hukuktan söz etmeye başladı.
Aziz Üstel'in yazısı
Deniz Baykal koltuktan düşer düşmez, aklı başına geldi; hak ve hukuktan söz etmeye başladı. Ertuğrul’a (Özkök) bakarsanız, Aydın Doğan, kaset tezgahı için “kalleş ve alçakca. Baykal istifa etmemeliydi!” demiş.
Baykal’ın da o saat başına saksı düşmüş: “Madem tezgahı kalleşlik olarak görüyor. Niye bu tavrı gazetelerine yansıtmıyor?
Aydın bey ‘karışmam’ diyemez!” Yazar, yorumcu, patronun kölesi mi? O ne derse topuk vurup buyrukları mı döktürecek sayfalara? Baykal’ın asıl bozulduğu, masalara fırlayıp, ayaklara sıçrayıp, göz yaşlarını sular seller gibi akıtan üç beş adet candaş mı, tayfa medya mı ne derseniz deyin, onların Kemal Abime verdiği destek!
Aydın Bey’den istediği de, onları susturması. Yoksa kaset maset hikaye. Onun ne olduğunu Deniz Baykal çok iyi biliyor! Kimlerce bu tezgahın kurulduğunu da! Hem haktan hukuktan söz etmek için biraz geç değil mi?
Bizim belleğimiz güne ve koşullara göre zig-zaglar çizmez.
O koltukta otururken Ergenekon avukatlığına soyunan bendim sanki! Silivri’ye yürüyelim ve “mağdurlarla bütünleşelim” diyen de rahmetli babamdı!
Darbelerden kendi de çok çekmiş olmasına karşın, darbecilerin bir numaralı savunuculuğuna soyunansa rahmetli dedemdi ha?
Yusuf İnan Bey’in, İzmir’den yolladığı bir e-posta varki, Baykal’ın medyaya nasıl tahammül edemediğinin en çarpıcı kanıtlarından biri. Deniz Web adlı medya kuruluşunu, 30 Mart 2009 sabahı, belediye zabıtalarına bastırtan, tabelalarını söktürten kim? Üstelik aynı binada daha büyük tabelalar varken, bunlara göz yuman ama Deniz Web’in tabelalarına, “çok büyük!” dedirten kim?
“Zabıtaların hakaretlerini, itip kakmalarını sessizce dinlemek zorunda kaldık. Ama dava açtık. Bize hakaret eden değil de başka zabıtalar gelip mahkemede ifade verdi. Onların ifadeleri sonucunda da bir yıl hapis yedik! “Konuyu size sorduk. Dönemin Gazeteciler Cemiyeti Başkan’ı Nazmi Bilgin’e “gazetecilerin hakkını savunduğunuzu, sizin döneminizde gazetecilerin baskı altına alınmayacağını” bildirdiniz. Şimdi de çıkmış Aydın Doğan’ı samimi olmamakla suçluyorsunuz!
Siz de o zaman yerelgundem.com basın sitesine, Deniz Web’e, İzmir Belediye Başkanlığınca uygulanan baskılara ses çıkarmadınız! “O zaman hak, hukuk, namus yok muydu?
“Şimdi mi aklınız başınıza geldi!”
İnsan başkalarını mağdur etti mi, gün gelir kendisi mağdur duruma düşer. Boşuna dememişler alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste diye...
Star - 31 Mayıs 2010 Pazartesi
What's Your Reaction?