Trump’ın Orta Doğu Turu Sonrası Kremlin’den Kritik Adım

Putin, 15 Ekim’de Rusya-Arap zirvesi düzenleyeceklerini açıkladı. Bu adım, ABD Başkanı Trump’ın Orta Doğu’daki etkileyici ziyaretinin hemen ardından geldi. Zirve, Moskova’nın diplomatik yalnızlığını kırabilecek mi?

Editor1

May 18, 2025 - 03:37 Updated: May 18, 2025 - 04:13

Trump’ın Orta Doğu Turu Sonrası Kremlin’den Kritik Adım

YUSUF İNAN YAZDI...

Putin'den Zirve Hamlesi: Rusya-Arap İttifakı Genişliyor mu?

Trump’ın Orta Doğu Turu Sonrası Kremlin’den Kritik Adım

ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan, Katar ve BAE’yi kapsayan ve 3,2 trilyon dolarlık tarihi anlaşmalarla sonuçlanan Orta Doğu ziyareti, yalnızca ekonomik değil diplomatik dengeleri de değiştirdi. Trump’ın Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara ile görüşmesi, ABD’nin bölgede yeniden aktif rol almak istediğini gösterirken; bu hamleye ilk tepki Moskova’dan geldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Arap ülkeleriyle ilişkilerin stratejik düzeyde geliştiğini belirterek, 15 Ekim’de ilk Rusya-Arap Zirvesi’ni düzenlemeyi planladıklarını duyurdu. Putin’in açıklamasında dikkat çeken unsur ise zirvenin “barış, güvenlik ve istikrarın tesisi” hedefiyle düzenlenecek olmasıydı.

Kremlin’den Açıklama: Arap Ligi ile Yeni Dönem Başlıyor

Kremlin kaynaklı açıklamada Putin, “Arap Ligi ülkeleriyle yapıcı diyalog kurmaya ve dostane ilişkileri geliştirmeye kararlıyız. 15 Ekim’de Rusya’nın ev sahipliğinde Arap liderleriyle bir zirve gerçekleştirmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. Zirvenin hem siyasal hem de ekonomik bağların güçlenmesini hedeflediği belirtiliyor.

Putin ayrıca, bu zirvenin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da süregelen krizlerde ortak bir çözüm üretme platformu olacağını ve bölgesel güvenliğe katkı sağlayacağını ifade etti. Zirve, başta Gazze krizi, Suriye’nin yeniden inşası, Yemen'deki çatışmalar ve enerji politikaları gibi konuları masaya yatıracak.

Putin’in Zamanlaması ve Stratejik Hesapları

Putin’in bu zirveyi duyurduğu tarih dikkat çekici: Trump’ın bölgeden büyük bir diplomatik ve ekonomik destekle ayrılmasından hemen sonra... Trump’ın Arap başkentlerinde gördüğü ilgi, Putin açısından sadece jeopolitik değil, sembolik bir meydan okumaya dönüştü. Kremlin’in cevabı ise daha kapsayıcı bir ittifak hamlesi oldu.

2023 sonunda Suudi Arabistan ve BAE'ye yaptığı ziyaretlerde sıcak karşılanan Putin, o dönemde Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında verilmiş tutuklama kararına rağmen Körfez’de güçlü bir diplomatik zemin elde etti. Rusya’nın Körfez’le enerji ve güvenlik temelli ilişkileri, Batı’nın yaptırımlarına karşı önemli bir nefes borusu oldu.

Ancak Putin’in Ortadoğu’daki imajı zedelenmiş durumda. Çeçenistan, Gürcistan, Suriye ve Ukrayna’daki hamleleri nedeniyle, özellikle İslam dünyasında ciddi bir güven kaybı yaşandı. Türkiye ile ilişkileri 2020’de Suriye’de 33 Türk askerinin şehit edilmesiyle ciddi bir yara aldı. Putin’in bugün Körfez’de başlattığı diplomatik atağın, bu kayıpları telafi edip edemeyeceği büyük bir soru işareti.

Zirve, Moskova'nın Yalnızlığını Kırabilir mi?

Rusya, özellikle OPEC+ çerçevesinde Suudi Arabistan ve BAE ile enerji politikalarını ortaklaştırarak Batı’ya karşı bir blok kurma çabasında. Ancak Putin’in “yumuşak güç” araçları sınırlı. Trump’ın Orta Doğu’da yalnızca ekonomi değil, sembolik temaslarla da öne çıktığı bir dönemde, Putin’in söylemleri yeterli olacak mı?

Trump kutsal topraklarda törenlerle karşılanırken, Putin daha çok stratejik ortaklıklar üzerinden ilerliyor. Ancak bölgede artık yalnızca silah satışı ve petrol anlaşmaları değil, insani ve kültürel diplomasi de belirleyici oluyor.

Sonuç: Zirve Barışa mı Yarışa mı Dönüşecek?

15 Ekim'de planlanan Rusya–Arap zirvesi, Putin için sadece diplomatik bir etkinlik değil; aynı zamanda jeopolitik bir denge mücadelesinin sahnesi olacak. Trump’ın bölgedeki yükselen etkisi karşısında Putin’in bu zirvede yalnızca müttefik değil, itibar da aradığı ortada.

Ancak zaman daralıyor. Dünya, nükleer tehditlerin arttığı, çatışmaların yayıldığı bir dönemden geçiyor. Gerçek liderlik, bu ortamda yalnızca güçle değil, barış, adalet ve uzlaşı diliyle ortaya konabilir.

Putin ve Trump’ın bu coğrafyada atacakları her adım, sadece kendi ülkelerini değil, tüm insanlığı etkileyecek güçte.