Trump'a saldırı sonrası ABD'de şiddet sarmalı endişesi

Kişilere yönelik saldırılar çoğalıyor

Trump'a saldırı sonrası ABD'de şiddet sarmalı endişesi

Trump'a saldırı sonrası ABD'de şiddet sarmalı endişesi

Astrid Prange

ABD'de Donald Trump'a yönelik saldırının ardından ülke çapında siyasi şiddet ve toplumsal huzursuzluğun artmasından endişe ediliyor. Amerikan toplumundaki kutuplaşmayı önlemek mümkün mü?

"Bu cinayet teşebbüsü günümüz kutuplaşmış ABD'sinde yaşanabilecek en kötü olaydı. Daha fazla şiddete hazır olmak zorundayız."

X'te yaklaşık 800 bin takipçisi olan ABD'li siyasi analist Ian Bremmer'in bu sözleri, eski Başkan Donald Trump'a yönelik saldırının dramatik sonuçlarına işaret ediyor. Geçen Cumartesi günü Pensilvanya eyaletinde, seçim kampanyası kapsamında bir konuşma yapmak üzere kürsüye çıkan Trump'a ateş edilmiş ve kulağından yaralanan 78 yaşındaki siyasetçi, korumaları tarafından yere çöktürülerek güvenlik çemberine alınmıştı. Cumhuriyetçilerin başkan adayı saldırıyı hafif yaralı olarak atlattı.

Kişilere yönelik saldırılar çoğalıyor

Trump'a yönelik saldırının ardından endişelerini dile getiren Bremmer kaygılanmakta haklı. Reuters haber ajansının geçen yıl yayımlanan bir araştırmasına göre ABD'de siyasi saiklerle yaşanan şiddet olaylarında, 1970'li yıllardan bu yana en büyük artış yaşanıyor. Ancak araştırmanın raporu, 70'lerden farklı olarak günümüzdeki şiddet olaylarında mülklerin değil kişilerin hedef alındığını ortaya koyuyor. 

6 Ocak 2021'de, Trump taraftarlarının ABD Kongresi'ni basmasından bu yana Reuters'in verilerine göre ülke çapında 213 siyasi şiddet olayı kayıtlara geçti. Bunların üçte ikisi kişilere yönelik fiziksel saldırılardan oluştu ve bu saldırılarda 18 kişi hayatını kaybetti.

Trump'a yönelik saldırı da Trump'ın resmen Cumhuriyetçilerin başkan adayı olarak açıklanacağı parti kongresinin başlamasına iki gün kala gerçekleştirildi. "Cumhuriyetçilerin Ulusal Kongresi 2024" 15-18 Temmuz tarihleri arasında, Wisconsin eyaletinin en büyük kenti Milwaukee'de yapılıyor.

Tehdit edilen başkanlar

Chicago Üniversitesi'nden siyaset bilimci Robert Pape, İngiliz gazetesi Guardian'a verdiği röportajda, "Trump'a ateş edilmesi, ülkemizde siyasi şiddete verilen büyük desteğin bir sonucu. Olası bir intikam saldırısıyla ilgili olarak Biden'ın da tehdit altında olmasından endişe duymalıyız" ifadelerini kullandı. Üniversitenin, "Güvenlik ve Tehditler" başlığı altında gerçekleştirdiği proje kapsamında yayımlayan bir kamuoyu araştırmasında, ABD'de şiddet olaylarının artmasının en büyük nedenleri olarak siyasi sorumluluk sahibi kişilere duyulan güvensizlik ve komplo teorilerine inanma eğilimi gösteriliyor.

İlgili anket Trump'a şiddet uygulanmasını isteyenlerin sayısının da arttığını ortaya koyuyor. ABD'li yetişkinlerin yüzde 10'u, bir başka deyişle yaklaşık 26 milyon kişi, Trump'a şiddet uygulanması fikrine destek veriyor. Yüzde 6,9'luk bir kesim, yani yaklaşık 18 milyon insan ise Trump lehine şiddete başvurmaya hazır olduğunu ifade ediyor.

"Siyasi şiddet Amerikanvari değil"

Eski ABD Başkanı Trump'a yönelik silahlı saldırıya bir yandan dünyanın dört bir yanından geçmiş olsun ve kınama mesajları gelirken diğer yandan sosyal medyada, karşıt görüşlü kişiler arasındaki tartışma çok sert bir şekilde devam ediyor.

Adı Trump'ın başkan seçilmesi hâlinde olası başkan yardımcıları arasında da geçen, Ohio eyaletinin Cumhuriyetçi senatörü James David Vance, sosyal medya hesaplarından paylaştığı mesajında, "Biden'ın seçim kampanyasının ana fikri, Donald Trump'ın otoriter bir faşist olduğu ve ne pahasına olursa olsun, her halükarda durdurulması gerektiği üzerine kurulu" ifadelerini kullandı. 

Demokrat Partili eski Temsilciler Meclisi üyesi Gabrielle Dee Giffords ise X hesabından, "Siyasi şiddet Amerikanvari değil ve hiçbir zaman kabul edilmemesi gerekir, asla! Ben eski Başkan Trump'ı da siyasi şiddete maruz kalmış ve kendini savunamayan tüm kişiler gibi kalbimde tutuyorum" mesajını paylaştı. Ocak 2011'de kendi de siyasi şiddet kurbanı olan Giffords, o tarihte düzenlenen bir silahlı saldırıda başına isabet eden kurşunla ağır yaralanmış ve sonrasında yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle politikayı bırakmak zorunda kalmıştı.

Şiddet 2016'dan bu yana artıyor

13 yıl önce Giffords'a yapılan saldırı, sonraki dönemde giderek artan benzer olayların bir habercisi gibiydi. Maryland Üniversitesi'nden kriminolog Gary LaFree, Trump'ın ABD Başkanlığı görevine aday olduğunu açıkladığı 2016 yılından bu yana ülkede siyasi şiddet vakalarının arttığını dile getiriyor. LaFree'nin oluşturduğu terörizm veri bankasında, 1970-2020 dönemindeki tüm siyasi şiddet olayları da kayıt altına alınmış. Bunlar arasında Michigan'ın Demokrat Valisi Gretchen Whitmer'in, FBI (Federal Soruşturma Bürosu) tarafından engellenen 2020 yılındaki kaçırılma girişimi ve eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin eşi Paul Pelosi'ye, Ekim 2022'de evinde düzenlenen saldırı da yer alıyor.

Chicago Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada çıkan sonuçların aksine kriminolog LaFree, "Sağ ve İslamcı aşırıların siyasi şiddet uygulamaya, aşırı solculara kıyasla hem ABD'de hem de tüm dünyada daha meyilli olduğunu" dile getiriyor.

Geçmişin anımsattıkları

ABD medyası, Trump'a yönelik saldırıyı, 1981 yılında dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan'a düzenlenen silahlı saldırıdan bu yana ülkede yaşanan "en dramatik şiddet eylemi" olarak nitelendiriyor. Trump'ın kulağından yaralanmasına neden olan saldırı, aynı zamanda 1963'te dönemin ABD Başkanı John F. Kennedy'e ve 1968'de başkanlık yarışında olan kardeşi Robert Kennedy'e düzenlenen suikastları anımsatıyor.

"Trump'ı hedef alan saldırının bir siyasi şiddet ve sosyal huzursuzluk dalgası yaratmasından" endişelendiğini ifade eden siyasi analist Bremmer, X hesabından şu mesajı paylaşıyor: "Aslında şu an ülkenin ihtiyacı olan şey siyasi şiddetin net bir dille kınanması. Ancak korkarım bu olmayacak."

DW