Teğmenler Kılıçları Çekti, Darbe Tartışmaları Başladı!

AK Parti İçerisinde Tartışmalar

Editor1

Sep 3, 2024 - 03:01 Updated: Sep 3, 2024 - 11:38

Teğmenler Kılıçları Çekti, Darbe Tartışmaları Başladı!

YUSUF İNAN YAZDI...

Teğmenler Kılıçları Çekti, Darbe Tartışmaları Başladı!

Teğmenlerin bir kadın teğmen öncülüğünde “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” şeklinde slogan atması, Türkiye’de tedirginliğe neden oldu. AK Parti içerisinden tepkiler gelirken, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, teğmenlerin bu sloganı atmasını ve harbiyeli yeminini birlikte okumalarını “muhalefet” olarak değerlendirdi. Davutoğlu, "Muhalefet görevi subayların değil bizimdir" dedi.

Ahmet Davutoğlu’nun bu açıklaması, siyasetteki tedirginliğin korku ve endişe boyutuna ulaştığının bir işareti olarak değerlendirildi. Davutoğlu, sıradan bir vatandaş ya da milletvekili değil; hem üniversite hocası hem de başbakanlık yapmış bir siyasetçi. Eğer o, teğmenlerin attığı sloganı ve harbiyeli yeminini muhalefet olarak değerlendiriyorsa, bu durumun ciddi bir endişe kaynağı olduğu söylenebilir.

Davutoğlu, yaklaşık bir buçuk ay önce Başkan Erdoğan’a "hukuka dön, devletin içinde rövanşistler var" şeklinde uyarılarda bulunmuştu.

“Çok Ciddi Şahsi Tehlikeler”

Davutoğlu’nun Erdoğan’ın karşı karşıya bulunduğunu söylediği şahsi tehditler üzerine yaptığı açıklamalar şu şekilde:

“Sayın Erdoğan; benim siyasi hayatımda da daha öncesinde de hukukum olan bir insan. Şu anda ayrı düşmemiz şahsi bir ayrılık değil. Onunla herhangi bir şahsi ihtilaf içinde olduğumu düşünmüyorum. Hatta onun şahsını da ilgilendiren bazı tehlikeler karşısında onu savunmaya çalıştığımı düşünüyorum.”
“Şu anda Erdoğan’ı bekleyen çok ciddi şahsi tehlikeler var. Türkiye demokratikleşmezse, hukuk kuralları işler hale gelmezse, Erdoğan dahil herkes bir rövanşizm tehlikesi karşısındadır. Türkiye’nin demokratikleşmesi ve meşru hukuk düzeni kurulması, en çok da Sayın Erdoğan’ı koruyacaktır."

Davutoğlu’nun bu açıklamasından yaklaşık 45 gün sonra genç teğmenlerin slogan atmasıyla Davutoğlu yeni bir açıklama daha yaparak darbe imasında bulundu.

Eski bir başbakanın verdiği tepkiyi önemsememek olmaz. Ancak Türkiye bu noktaya kendi kendine gelmedi.

AK Parti İçerisinde Tartışmalar

Eski AKP milletvekili ve MKYK üyesi Metin Külünk, bir televizyon programında AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “zirvedeyken bırakması” gerektiğini söyledi. Külünk, AK Parti’nin kuruluş ilkelerinden sapmasının ardından halk desteğini kaybettiğini dile getirdi. AK Parti’yi yönetenlerin artık kurucular olmadığını belirtti.

Metin Külünk’ün anlattıkları AK Parti içerisinde herkesin bildiği gerçekler. Eğer bir darbe ihtimali varsa, bu durumu en iyi bilmesi gereken AK Parti yönetimidir. Ancak AK Parti, teğmenlerin kılıçlarını kaldırıp slogan atmasından önce, partiye sızmış illegal unsurlardan tedirgin olmalı değil miydi?

İndirilen Türk Bayrağı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafları.

İzmir Adliyesi’nde terör örgütlerine milyon dolarlık rant aktarılırken AK Parti İl Başkanlığı, AK Parti İzmir Milletvekilleri ve AK Parti yönetimi sessiz kaldı. Ukrayna’da Türk bayrağı indirildiğinde yine sessiz kaldılar. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafları indirildiğinde de sessiz kaldılar.

Bir gazeteci, bu konularda bine yakın haber ve makale yazdı, ancak hiçbirine tepki vermediler. Hukuk ihlallerine sessiz kaldılar. Normal vatandaşın haklarını koruyamadıkları gibi, kendi partilerinin kurucularına bile sahip çıkamadılar.

Şimdi 900 genç teğmen "Mustafa Kemal’in Askerleriyiz" diye slogan attı, harbiyeli yemini ettiler. Bu durum, AK Parti içindeki tedirginliği daha da artırdı. Ancak esas tedirgin olunması gereken husus, teğmenlerin kılıç çekmesi değil, AK Parti’nin el değiştirmesidir.

Beşikteki çocukları babasından ayıran, aileleri parçalayan bir AK Parti nasıl iktidarda kalabilir?

Türk milletine ihanet eden hakimler ve savcılar, AK Parti ve Başkan Erdoğan’ın arkasındaki halk desteğini eritmek için hukuk ihlallerini zirveye çıkarırken, AK Parti yönetimi, Adalet Bakanı ve HSK sessiz kalıyor.

AK Parti, Ukrayna'da indirilen bayrağı yerine asamadığı gibi, Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğraflarını dahi geri asamıyor.

Ak Parti Hükümeti, Ak Parti'ye ve Başkan Erdoğan'a halk tabanından tepki oluşturmak için hukuk ihlallerini artıran, toplum vicdanını kanatan, terör örgütlerinin emrinde kararlar veren, terör örgütlerine milyon dolarlık rant aktaran, bunu 7 yıldır devam ettiren hakimler ve savcılardan bile hesap soramıyor.

Bundan daha büyük bir darbe olabilir mi?