Üstad Bediüzzaman Kurban Kestirdi mi, Hacca Gitti mi? Risalelerde Kurban Bayramı Nasıl Anlatılıyor?

Bediüzzaman Said Nursî’nin kurban ibadeti ve hacca gitme arzusu hakkındaki bilgileri, Risale-i Nur’da kurban bayramının manevi boyutuyla birlikte ele aldık. Kurbanın anlamı, ibadet olarak değeri ve Risalelerdeki yeri detaylı şekilde açıklandı.

Üstad Bediüzzaman Kurban Kestirdi mi, Hacca Gitti mi? Risalelerde Kurban Bayramı Nasıl Anlatılıyor?

Üstad Bediüzzaman Kurban Kestirdi mi, Hacca Gitti mi? Risalelerde Kurban Bayramı Nasıl Anlatılıyor?

BİLGE TABİRCİ / TÜRKİYE

Bediüzzaman Said Nursî'nin Kurbanla İmtihanı

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin kurban kesip kesmediğine dair kesin ve açık bir bilgiye ulaşılamamıştır. Bu konuda Risale-i Nur Külliyatı'nda veya yakın talebelerinin hatıratlarında net bir rivayet bulunmamaktadır. Ancak bu durum, onun kurban ibadetine verdiği değeri veya bağlılığını sorgulatacak nitelikte değildir.

Üstad Bediüzzaman, Şafiî mezhebine tabi bir âlimdir. Bu mezhebe göre kurban kesmek vacip değil, sünnettir. Dolayısıyla bir Müslüman, şartlar oluşmamışsa kurban kesmediği için dinen kusurlu sayılmaz. Şafiî mezhebine göre kurban, zenginlik şartına bağlı bir sünnet olduğundan, maddi durumu elverişli olmayan kimseler için bir yükümlülük teşkil etmez. Üstad'ın özellikle sürgün, mahkûmiyet ve yoklukla geçen hayatı göz önüne alındığında, kurban kesmemiş olması sünneti terk ettiği anlamına gelmez.

Kurban Bayramı Risalelerde Nasıl Anlatılır?

Kurban Bayramı’na dair Risale-i Nur'da doğrudan hüküm içeren fıkhi açıklamalardan ziyade, bu ibadetin ruhuna, manevî boyutuna, tevhid ve teslimiyetle olan ilişkisine dair çok kıymetli tefekkürler yer alır. Özellikle Kurban Bayramı’nın tekbirleri, haşr-i cismanî, ubudiyetin hikmetleri ve Hz. İbrahim’in kıssasıyla olan derin bağları, eserlerde sıkça vurgulanır.

Bediüzzaman, Kurban Bayramı'nda yükselen “Allahu Ekber” sadâsının yeryüzünü sarsan bir zikir gibi bütün müminlerin kalplerini birleştirdiğini ifade eder. Bu seslenişin, hem bireysel ubudiyetin hem de ümmetin kolektif şuurunun bir göstergesi olduğunu dile getirir. Kurban ibadeti ise nefsi feda etmeyi, dünyevî bağlardan sıyrılmayı ve Allah’a mutlak teslimiyeti sembolize eder.

Hz. İbrahim’in (a.s.) evladını Allah yolunda kurban etmeye hazır oluşu, bu teslimiyetin en yüce örneğidir. Risalelerde bu kıssa, ilahî aşkın ve fedakârlığın zirvesi olarak yorumlanır. Üstad'a göre kurban, sadece bir hayvan kesimi değil, aynı zamanda nefsi, tabiatı ve masivayı Allah yolunda terk etmeye işaret eden sembolik bir eylemdir.

Hac Niyeti ve Üstad'ın Hicaz Hasreti

Bediüzzaman Said Nursî’nin hacca gitmek istediği ancak bu isteğini gerçekleştiremediği, bizzat kendi ifadeleriyle ve talebelerinin hatıralarında teyit edilmiştir. Darü’l-Hikmet-i İslamiye’de görev yaptığı dönemde aldığı maaşın bir kısmını Hac için biriktirdiği, fakat sürgünler, takibatlar ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle bu niyetini gerçekleştiremediği bilinmektedir.

Emirdağ Lahikası’nda yer alan mektubunda, Hac için ayırdığı ve uzun yıllar muhafaza ettiği doksan liralık birikimini, Risale-i Nur’un neşri için harcadığını ifade eder. Bu mektupta geçen şu cümle dikkat çekicidir:
“...Hacca gitmek niyet ettiğim ve yirmi otuz seneye yakın bir zamanda benim ihtiyat erzakım bulunan doksan banknot -ki, nazarımda bin banknot kadar kıymeti vardı...”

Bu ifadelerden, Üstad’ın Hac ibadetini ne denli arzuladığı; fakat yaşadığı zor şartların onun bu arzusunu gerçekleştirmesine engel olduğu açıkça anlaşılır.

Risalelerde Ubudiyetin Zirvesi Olarak Kurban

Kurban, Risale-i Nur'da mana-i harfiyle değerlendirilen en önemli ibadetlerden biridir. Kurbanın hakiki anlamı; kişinin kendini, nefsini, arzusunu Allah’a teslim etmesi ve sevdiği her şeyi O’nun yolunda feda etmeye hazır olmasıdır. Bu yönüyle kurban, sadece hayvan kesmek değil; manevi arınmanın, teslimiyetin ve kulluğun bir ifadesidir.

Üstad, kurbanın gerçek anlamını şu şekilde özetler:
“Kurban, hayatı veren Zât’a karşı, hayatı farazî olarak O’na feda etmek demektir. Hayvanın boğazına sürülen bıçak aslında nefsimize, hevamıza, tabiata yöneliktir.”

Bu ifade, kurban ibadetinin ruhunu ve müminin içsel dönüşümünü veciz şekilde ortaya koyar.


www.bilgetabirci.com