Türkiye son 20 gündür Pençe-Kilit Harekâtı bölgesindeki PKK saldırılarında hayatını kaybeden askerleri konuşuyor. CHP’nin hafta sonu yaptığı açıklamada 20 günde yaşanan 21 ölüme dikkat çekilerek 6 soruya yanıt istenmişti. Kamuoyunda da benzerleri yöneltilen bu soruları hatırlayalım.

- 20 aydır süren Pençe-Kilit harekatının siyasi ve askeri hedefleri, bu hedeflere ulaşılma durumu nedir?
- Bölgede teröristlerin faaliyetlerine ilişkin istihbarat temininde zafiyet var mıdır?
- Teröristlerin saldırıları, üs bölgelerinin mevsimsel koşullara karşı yeterli korumaya ve gerekli tahkimata sahip olmaması sebebiyle mi önlenemiyor?
- İnsansız hava araçlarının mevsimsel koşullar nedeniyle uçamadığı durumlarda gözetleme zafiyetini giderecek ilave tedbirler alınıyor mu?
- Üs bölgelerinin termal kamera vb. gözetleme sistemleri nicelik ve nitelik olarak yeterli mi? Yetersizse neden hızla giderilmiyor?
- Özellikle ‘altın saat’ olarak tabir edilen süre içinde sağlık desteği ve tıbbi müdahale için imkân ve kabiliyetler yeterli mi? Askeri sağlık sisteminin ilga edilmesinin bu zafiyetteki payı nedir?

Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yaşanan bu saldırılardan sonra ortaya çıkan sorularla ilgili bilgilendirme yapmak için Meclis’teydi. İlk kürsüye çıkan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler oldu. Güler, Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki operasyonlar ve yürütülen mücadele ile ilgili bilgi verdi. Pençe-Kilit operasyonlarının Türkiye’nin güvenliği için önemine işaret eden Güler, “Şu an orada olmasaydık örgütün sınırlarımıza saldırıları önceki gibi devam edecek, şehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik” dedi.

SALDIRIYLA İLGİLİ SORULARA TEK SOMUT YANIT: OLUMSUZ HAVA KOŞULLARI

Arka arkaya yaşanan saldırıları son çırpınışlar olarak nitelendiren Bakan Güler, “Teröristlerin kalbi olan Zap’a ulaşmamız örgütün son dirençlerini ciddi şekilde Pençe-Kilit sahasında ortaya koymasına sebep oldu. Hain PKK’lı teröristler tarafından 22-23 Aralık ve 12 Ocak tarihlerinde üs bölgelerimize gerçekleştirilen alçak saldırılar olumsuz hava koşullarında ve görüş mesafesinin olmadığı bir ortamda kalleşçe gerçekleştirildi” dedi.

Somut saldırıda yaşanan duruma dair sadece hava koşullarının olumsuzluğunu anlatan Bakan Güler teçhizat, sağlık desteği ile ilgili eksiklik iddialarını da reddetti. Bakan Güler sınır ötesi operasyonlarda yer alan askerlerin “üs bölgelerinde her türlü donanıma sahip bir şekilde” görevlerini yürüttüklerini, “teknolojinin sağladığı imkânları en etkin şekilde kullandıklarını” söyledi, ihtiyaç duyulan her türlü silah, araç gereç ve mühimmat ile lojistik, iaşe ve ikmal malzeme akışının kesintisiz ve tam karşılandığını anlattı. Bakanın açıklamasına göre her kol ve bölükte sıhhiyeciler ve acil tıp teknisyenleriyle sağlık desteği de veriliyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise artan saldırılar için, "Bölücü terör örgütünün sınırlarımıza ve Suriye Geçici Hükûmetinin kontrolündeki bölgelere yönelik taciz ve saldırı girişimlerinin sürdüğü, DEAŞ’la mücadele bahanesiyle destekçileri üzerinden edindiği yetenekleri çeşitlendirmeye çalıştığı, uluslararası kamuoyunun dikkatinin Gazze’ye odaklandığı bir ortamdan kendi zehirli gündemini ilerletmek için faydalanmaya gayret ettiğini görmekteyiz" değerlendirmesi yaptı. Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (IKYB) Süleymaniye ve çevresinde PKK’ye alan açmasının örgütün bölgede giderek güçlenmesine neden olduğunu söyleyen Fidan, “Süleymaniye’ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen KYB PKK’ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz" dedi.

'GAZETE HABERLERİ ANLATILDI'

Bakanların 40 dakikayı geçen "bilgilendirmesi" saldırı sonrası sorulan sorular için tatmin edici yanıtlar içermedi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da, “Millî Savunma ve Dışişleri Bakanlarını dinledik, gazete haberlerinden başka bir şey duyan varsa gelsin bize iletsin” dedi.

Son 20 günde 10 km yarıçapın içinde 3 önemli saldırı olduğuna dikkat çeken Günaydın, “Burada diyorlar ki: 'Terörün kökünü kazıdık, teröristler göz açamıyorlar.' Arkadaşlar, sayenizde en büyük propagandayı yapıyorlar. Ben soruyorum: 22-23 Aralık saldırılarından sonra gerekli önlemleri aldıysanız 12 Ocak niye oldu? Bugün, bu 12 Ocak'tan sonra gerekli önlemleri aldınız mı ve bize yeni çocuklarımızın toprağa düşmeyeceğini, şehit olmayacağını garanti edebiliyor musunuz?” diye iki yeni soru sordu. Böylece yanıtlanması istenen 6 soru cevapsız kalırken bunlara 2 yeni soru daha eklenmiş oldu. Bakanların açıklaması Meclis kulisinde "bilgisiz bilgilendirme", "yasak savma" olarak nitelendirildi.

MECLİS GÜNDEMİNİ BOZACAK MI? İSVEÇ PROTOKOLÜ 42. SIRADA

Meclis’in son birkaç aydır önemli gündem maddelerinden biri İsveç’in NATO’ya üyelik protokolü. 26 Aralık 2023’te Dışişleri Komisyonu’ndan geçen teklifin Meclis Genel Kurulu’nda ne zaman görüşüleceği merak konusu.

AK Partili yetkililer bugün için yürütmeden özel bir talep gelmezse protokolün gündem sırası geldiğinde görüşüleceğini söylüyor. Meclis Genel Kurulu gündemine bakıldığında “Kuzey Atlantik Antlaşmasına İsveç Krallığının Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi” 42. sırada yer alıyor. Ancak bu sıralamada değişiklik yapmak mümkün. AK Parti eğer isterse yarın da bu teklifi gündeme alabilir. AK Parti’de bu konudaki sorulara, "İsveç yasal düzenleme ve uygulamalar açısından iyiye gidiyor, ABD’nin tutumunu izliyoruz, ama bu hafta zor. Aciliyet gerektirecek bir durum, öne çekme gereği şu an yok. Yürütmenin talebine, bakanın değerlendirmesine bakılır, buna göre bir planlama yaparız" yanıtı veriliyor. Bu açıklamalar İsveç’in kısa bir süre daha genel kurul gündeminde bekleyeceği anlamına geliyor.

ATALAY’IN MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞÜRÜLECEK Mİ?

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği "ikinci hak ihlali" kararı da uygulanmadı. Yargıtay ikinci kez Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için hakkında kesinleşen hükmü Meclis’e gönderdi. AK Parti’de Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili, “AYM-Yargıtay krizinde taraf değiliz. Bu oylama konusu da değil. Meclis’e gönderilmiş kesin bir hüküm var ve bu hüküm Meclis Genel Kurulu’nda okunmalı. Kararın okunması Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi anlamına geliyor ama bu da bir bitiş değil, yeni bir süreci başlatmak demek" değerlendirmesi yapılıyor. Burada milletvekilliğinin düşürülmesi sonrası AYM kararı ile Meclis’e dönen milletvekilleri Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun yaşadığı sürecin tekrarlanması öngörülüyor.

Tartışmalara karşın Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi sürpriz olmayacak. Ancak bunun takvimi de Meclis Başkanvekillerinin nöbet takviminde gizli olabilir. Bu hafta Meclis’i yönetecek olan CHP’li Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın kararı okumak istemeyeceği kaydediliyor. Gelecek hafta nöbet sırası gelecek olan DEM Partili Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder kararı okumayacağını önceden duyurmuştu. Bu durumda Atalay hakkında kesinleşmiş hükmün en erken MHP ve AK Partili Meclis Başkanvekillerinin sırasıyla görev alacağı 30 Ocak haftasından sonra okunması sürpriz olmayacak.

NERGİS DEMİRKAYA / DUVAR