Anayasa Mahkemesi Üzerindeki Tartışmalar ve Hukukun Üstünlüğü
Devletin ciddiyetini ve hukukun üstünlüğünü korumak
Editor1
Anayasa Mahkemesi Üzerindeki Tartışmalar ve Hukukun Üstünlüğü
Bazı siyasiler, özellikle Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kapatılmasını savunabilirler. Ancak, bu düşünceyi hayata geçirmek sanıldığı kadar kolay değildir. AYM’nin kaldırılması, köklü bir hukuk sistemi değişikliğini gerektirir ve bu, Anayasa’nın tamamen değiştirilmesi anlamına gelir. Bu değişiklik için Meclis’te nitelikli çoğunluğun sağlanması veya referanduma gidilmesi gerekir.
Bahçeli'nin bu tür beyanları, gerçekte uygulanabilir olmaktan uzak, ütopik bir söylem olarak değerlendirilebilir. AYM’nin kapatılması gibi bir konu, hem iç hukukumuzda hem de uluslararası hukukun geçerli ölçütlerine göre mümkün değildir. Pozitif hukuk, yani mevcut ve geçerli hukuk sistemine göre AYM’nin kararlarına uymak zorunludur. Bu kararlara uymamak, hukukun üstünlüğünü zedeleyen bir durum yaratır ve ülkemizi uluslararası alanda itibarsızlaştırır.
Cumhurbaşkanı danışmanlarının, AYM’nin kararlarını yok sayan açıklamaları, hukukun üstünlüğüne aykırı ve tehlikeli bir durum yaratmaktadır. Bu tür beyanlar, ülkemizin hukuk endekslerinde düşmesine ve uluslararası camiada güvenirliğini kaybetmesine neden olur. Devlet yönetiminin ciddiyet gerektirdiğini anlamak zorundayız. Anayasa Mahkemesi, usulüne uygun şekilde kaldırılmadığı sürece varlığını sürdürür ve kararlarına uymak zorunludur. Bu gerçeği göz ardı eden söylemler, ülkemizi daha da zor duruma sokar.
Hukukun üstünlüğü, bir ülkenin en önemli değerlerinden biridir ve bu değeri korumak hepimizin sorumluluğudur. Anayasa Mahkemesi’nin varlığı ve kararlarının geçerliliği, hukukun üstünlüğünün bir gereğidir ve bu durumu kabul etmeyen açıklamalar, ülkemizin hukuk sistemine zarar verir. Devletin ciddiyetini ve hukukun üstünlüğünü korumak, her birimizin görevidir.
Kaynak: Şevket Bülend Yahniciler / Gaze-temiz.com
