12 Eylül Askeri Darbesi: ABD’nin Mesajı ve Gizli Belgeler
ABD ve Türkiye İlişkilerinin Geleceği
12 Eylül Askeri Darbesi: ABD’nin Mesajı ve Gizli Belgeler
YEREL GÜNDEM / ANKARA
12 Eylül 1980 sabahı Türkiye, tarihinin en büyük askeri darbelerinden birini yaşadı. Türkiye'nin siyaset sahnesini kökten değiştiren bu darbenin ardından, dünya da bu gelişmeyi yakından takip etti. Özellikle ABD, darbenin hemen ardından Türkiye'deki gelişmeleri dikkatle izleyen başlıca ülkelerden biriydi.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Spain, 12 Eylül sabahı darbeden sadece birkaç saat sonra Washington'a bir diplomatik nota gönderdi. Bu notta, ABD’nin Türkiye’deki askeri liderleri yakından tanıdığını ve Türkiye’nin dış politika ya da savunma politikalarında bir değişiklik olmayacağına dair güvence verdi.
ABD’nin Mesajı: Endişeye Gerek Yok
Büyükelçi Spain, darbeden sonra kaleme aldığı notta, ABD'nin Türkiye ile olan ilişkilerinde bir sorun olmayacağına dikkat çekti. Özellikle NATO üyeliği ve Türkiye'nin güvenlik politikalarının sürdürüleceği vurgulandı. ABD için Türkiye’nin stratejik önemi göz önüne alındığında, bu açıklama Washington’da rahatlatıcı bir mesaj olarak değerlendirildi.
Belgeler, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından daha sonra kamuoyuna açılan ve gizliliği kaldırılan yazışmalar arasında yer aldı. Bu yazışmalar, ABD'nin Türkiye’deki askeri liderlerle olan ilişkisini ve darbe sonrasında ABD’nin Türkiye'deki gelişmelere nasıl baktığını gözler önüne seriyor.
"Bu bir Latin Amerika Darbesi Değil"
Büyükelçi Spain, gönderdiği notta, darbenin bir Latin Amerika cunta darbesi olmadığını ve Türkiye’nin köklü demokrasi geleneklerine sahip olduğunu belirtti. Türkiye’deki askeri liderlerin, terör ve kamu düzeni konularındaki gelişmeler sonucunda zorunlu olarak harekete geçtiğini savundu.
Bu değerlendirme, ordunun darbenin sorumluluğunu devralmasının ardından ABD'nin Türkiye ile ilişkilerinde bir kopma olmayacağını işaret ediyordu. Spain, orduyu ve askeri liderleri iyi tanıdıklarını ve Türkiye’nin gelecekte de ABD'nin müttefiki olarak kalacağını vurguladı.
Ekonomik ve Savunma İlişkileri Sürdü
Spain’in notunda dikkat çeken bir diğer nokta da, ekonomik ve savunma alanlarındaki işbirliğinin süreceğine dair güvenceydi. Türkiye, ABD ile Savunma ve Ekonomik İşbirliği Antlaşması (SEİA) kapsamında stratejik bir işbirliği içindeydi. Bu işbirliği, Türkiye'deki askeri üslerin kullanımını ve ABD'nin Türkiye'ye sağladığı ekonomik yardımları kapsıyordu. Darbeden sonra bu anlaşmaların devam edeceği, ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinde kesinti olmayacağı mesajı verildi.
Siyasi Liderlerin Gözaltına Alınması ve Demokrasiye Dönüş Süreci
Darbenin hemen ardından dönemin başbakanı Süleyman Demirel, ana muhalefet lideri Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş gibi siyasi figürler gözaltına alındı. Spain, bu gözaltılarla ilgili ABD'nin bir süre sessiz kalması gerektiğini belirtti. Demokrasinin yeniden tesis edilmesi sürecinde askeri yönetimi gereksiz yere eleştirmemek gerektiğini vurguladı.
ABD’nin gözünde Türkiye’nin en kısa sürede demokrasiye dönmesi ve sivil yönetime geçmesi önemliydi. Ancak Spain, bu geçişin aceleye getirilmemesi gerektiğini, terörle mücadelede önemli adımlar atılmadan demokrasinin tam anlamıyla geri gelemeyeceğini belirtti.
ABD ve Türkiye İlişkilerinin Geleceği
ABD'nin Türkiye'deki askeri liderlerle olan ilişkisi, özellikle Soğuk Savaş döneminde stratejik bir öneme sahipti. Türkiye’nin NATO’daki rolü, ABD için vazgeçilmez bir unsurdu. Spain'in notlarında da bu stratejik işbirliğinin önemi tekrar vurgulandı ve ABD’nin Türkiye ile olan ilişkilerinde uzun vadeli çıkarlarının korunacağına dair güvence verildi.
ABD’nin bu yazışmaları, Türkiye’deki darbeyi sadece bir iç mesele olarak değil, küresel güvenlik politikalarının bir parçası olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Darbenin hemen ardından ABD’nin verdiği mesajlar, Türkiye’nin NATO ve Batı dünyasındaki yerini koruyacağına dair güvence niteliğindeydi.
Sonuç: Darbe ve ABD’nin Rahat Tutumu
12 Eylül 1980 darbesinin ardından ABD'nin Türkiye'ye yönelik endişeleri asgari düzeyde kalmış, askeri liderlerin Batı yanlısı politikalarını sürdüreceğine dair güvence verilmiştir. James Spain, ABD'nin bu süreçte dikkatli bir tutum izlemesi gerektiğini, ancak Türkiye'nin demokratik geleceğine olan güvenin devam ettiğini vurgulamıştır.
What's Your Reaction?