Lale Gül Bir Balaban Hasan Hikâyesidir: Cehaletle Kuşatılmış İslam Görünümlü Baskılara Bilgi ve Kalemle Direniş
Hollanda’da doğup büyüyen Türk yazarı Lale Gül’ün ailesi tarafından reddedilmesi, İslam adına uygulanan kültürel baskıların sorgulanmasına neden oldu. Gerçek İslam ve özgürlük arasındaki çizgi, Gül’ün kaleminden yükselen felsefi direnişle yeniden tartışılıyor.

YUSUF İNAN YAZDI...
Lale Gül Bir Balaban Hasan Hikâyesidir: Cehaletle Kuşatılmış İslam Görünümlü Baskılara Bilgi ve Kalemle Direniş
Bir Türk kızı Hollanda’da doğdu, büyüdü, yazdı… Ama gerçekte neyle savaştı?
Hollanda’da doğup büyüyen Lale Gül, yalnızca kendi hikâyesini değil, aslında tüm insanlığın vicdanını yazıya döktü. “İk ga leven” – “Yaşayacağım” adlı romanı, hem yaşadığı kültürel çatışmayı hem de İslam adına dayatılan cehaletle örülmüş baskıcı düzeni gözler önüne serdi.
Lale Gül’ün hikâyesi bireysel bir çıkış değil, bir çağrıdır. Bir genç kızın kaleminden akan kelimeler, aslında köklerinden koparılmaya çalışılan binlerce kadının, susturulan çocukların, ötekileştirilen bireylerin sessiz çığlığıdır.
Gerçek İslam’a ve gerçek medeniyete bir davet
Bugün hâlâ kimi aileler, kız çocuklarını gelenek adına baskı altında tutuyor; kadınlara yöneltilen baskıları İslam örtüsüyle gizlemeye çalışıyor. Oysa tarihsel olarak İslam, Arap toplumunun karanlık adetlerine karşı gelmişti. Kız çocukları diri diri gömülürken, Hz. Muhammed onları diriltmişti. Hz. Hatice, Hz. Fatıma, Hz. Ayşe gibi kadınlar İslam’ın ilk halkasında önderlik etmişti.
Peki bugün hangi gelenek, hangi dinî yorum bu kadınları evden kovmayı, düşüncelerinden dolayı dışlamayı meşru kılar?
İslam’ın özü rahmettir, akıldır, adalettir. Cehaletle örülmüş, ataerkil tahakkümle şekillendirilmiş İslam görünümlü baskılar ne dindir ne de kültürdür. Lale Gül’ün savaşı da tam olarak bu ayrımı yapabilen bir bilinçle şekilleniyor: Dine değil, onun kötü temsilcilerine karşı…
Lale Gül: Hollanda’nın kalbinde Türk ve Müslüman bir kadının direnişi
Lale Gül, özgürlük ve gelenek arasında sıkışmış bir hayatın içinde büyüdü. Ailesi tarafından reddedildi. Ölüm tehditleri aldı. Aşırı sağcı siyasetçilerin sözleri, kendi ailesinin öfkesini körükledi. Onun hikâyesi, doğduğu değil büyüdüğü yerle, inandığı değil uygulanan dinle, sevdikleri değil susanlarla bir hesaplaşmaydı.
Amsterdam Belediyesi bir sığınak sundu ona; ama bu genç kız sadece bir barınak değil, gerçek anlamda bir adalet ve anlayış ortamı arıyordu. Aydın bir Müslüman kadın olarak, susturulmak istenen o iç sesi kitaplaştırdı.
Medeniyetler çatışmak zorunda mı, yoksa yüzleşmek mi gerek?
Bugün İslam dünyası, Batı karşısında ya suskun ya da saldırgan bir refleks içinde. Oysa yapılması gereken ne körü körüne savunmak ne de toptan reddetmek. Yapılması gereken, yanlışla yüzleşmek; baskıyla, taassupla, cehaletle mücadele etmek.
Lale Gül’ün yazıları bu anlamda bir meydan okumadır: Cehalete, kadının kimliğini yok sayan aile düzenine, İslam’ın adını kullanarak baskıyı yücelten anlayışlara karşı kalemle verilen bir savaştır bu.
Bu kıza sahip çıkmak, Hz. Muhammed’in mirasına sahip çıkmaktır
Hz. Muhammed’in izinden giden bir toplum, kız çocuklarını dışlamaz. Bir Müslüman aile, düşüncesinden dolayı kızını evinden atmaz. Lale Gül’ü sevmek, yalnızca bir yazarı sevmek değildir; insana, fikre, özgürlüğe ve inanca saygı duymaktır.
Lale Gül Türk’tür. Lale Gül Müslümandır. Ve en önemlisi, Lale Gül Hz. Muhammed'in getirdği gerçek İslam'ın himayesinde bir kadındır. Ona sahip çıkmak, geçmişiyle barışık, geleceğe aydınlık bir toplum kurmanın adımıdır.
Balaban Hasan’dan bugüne: Yeni kuşaklar nasıl direnir?
Lale Gül’ün hikâyesi, İtalya'nın Moene köyünde 356 yıldır yaşayan “Balaban Hasan” efsanesini hatırlatır. Ailesi tarafından dışlanan ama halk için yürüyen, konuşan, yazan kahramanlar gibi… Gül de susmadı, susmayacak. Çünkü onun savaşı dinle değil, dinin yozlaştırılmasıyla. Aileyle değil, ailenin evladını cehaletle reddetmesiyle.
Ve bizler, Lale Gül’ün elinden tutulmadıkça, susturuldukça, geleceğimizin vicdanını da yitirmiş olacağız.
Bu yazı bir savunma değil, bir davettir.
Cehaletle değil, düşünceyle savaşalım. Kadını susturmakla değil, onu konuşturmakla güçlenelim. Lale Gül’e sahip çıkalım. Çünkü Lale Gül bizim de kızımızdır.
YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH
Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected]
Web: www.yerelgundem.com