Natanz ve Fordo Vuruldu mu? ABD Füzesi Şüphesi Gündemde

İsrail’in İran’a düzenlediği saldırılarda Natanz ve Fordo nükleer tesislerinin hedef alınıp alınmadığı tartışılıyor. ABD yapımı sığınak delici bombaların kullanıldığı iddiaları gündemde. Detaylar haberimizde.

Natanz ve Fordo Vuruldu mu? ABD Füzesi Şüphesi Gündemde

Natanz ve Fordo Vuruldu mu? ABD Füzesi Şüphesi Gündemde

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

İsrail’in Operasyonu Nükleer Eşik mi Aştı?

İsrail'in İran’a düzenlediği hava saldırılarında hedef alınan stratejik nükleer tesisler dünya kamuoyunun gündemine oturdu. Özellikle Natanz ve Fordo gibi yerin yüzlerce metre altına inşa edilmiş tesislerin vurulup vurulmadığı ve saldırının kapsamı tartışma konusu oldu. Gözler, bu tesislerin gerçekten imha edilip edilmediğine ve saldırının arkasında Amerikan yapımı gelişmiş mühimmatın olup olmadığına çevrildi.

İsrail ordusu, Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesisini hedef aldığını doğruladı. Saldırının, santrifüjler, elektrik altyapısı ve yeraltı sistemlerinin giriş noktalarını kapsadığı belirtilirken, İran Atom Enerjisi Örgütü ise hasarın daha çok yüzeyde kaldığını savundu.

Tesisler Ne Kadar Derin?

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, İran’ın bazı nükleer tesislerinin “yarım mil (yaklaşık 800 metre) derinliğe” kadar inşa edildiğini söylemişti. Grossi’ye göre, bu derinlikteki tesislere ulaşmak için uzun spiral tünellerden geçmek gerekiyor ve bu da saldırının teknik zorluklarını ortaya koyuyor.

Fordo nükleer tesisi, bu zorlukların başında geliyor. Yer altındaki bu tesisin yapısı, 90 derece kıvrımlı tüneller, özel beton yapılar ve İsrail’in saldırı kapasitesinin ötesinde olmasıyla dikkat çekiyor. IAEA, Fordo’nun bu saldırılarda zarar görmediğini belirtiyor.

ABD Mühimmatı Kullanıldı mı?

İsrail’in, bu kadar derin hedefleri vurma kapasitesi sınırlı. Ancak ABD’nin envanterinde bulunan 13 tonluk GBU-57 sığınak delici bombalar ve onları taşıyabilen gizli bombardıman uçakları bu tarz hedefleri yok etmek için tasarlandı. Bu nedenle birçok analist, saldırıda ABD destekli mühimmat kullanılmış olabileceğini öne sürüyor.

İsrail Hava Kuvvetleri’nin GBU-28 tipi sığınak delici mühimmat taşıyabilen F-15 savaş uçaklarına sahip olduğu biliniyor. Ancak bu bombalar yalnızca 5–6 metre derinliğindeki beton yapıları delme kapasitesine sahip. Uzmanlara göre, İsrail’in tek başına bu kadar derin hedefleri vurabilmesi için aynı bölgeye defalarca saldırması gerekebilir.

İsrail, Derin Siperlere Ulaşmakta Ne Kadar Başarılı?

Jerusalem Post, İsrail’in özellikle yeraltı hedeflerine yönelik kabiliyetlerini geliştirdiğine dikkat çekiyor. Gazete, Hamas’ın tünellerine yapılan operasyonları ve Lübnan’da Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın yeraltı komuta merkezinde öldürülmesini örnek gösteriyor. Ancak Financial Times, bu ilerlemelerin Natanz ve Fordo gibi kompleks hedefler karşısında yetersiz kalabileceğini vurguluyor.

İran'ın Cevabı ve Bölgesel Yansımalar

İran, saldırılar sonrası resmi ağızlardan sınırlı açıklamalar yaptı. Ancak sosyal medyada yayılan bazı videolarda, İran’a ait olduğu iddia edilen süpersonik füzelerin denizaltından fırlatıldığı görülüyor. Bazı uzmanlar bu görüntülerin son saldırılarla doğrudan ilişkili olabileceğini iddia ederken, İran makamları henüz bu bilgiyi doğrulamadı.

İran medyasında yer alan bir başka dikkat çekici iddia ise Lübnan’daki Hizbullah’ın da İsrail’e füze fırlattığı yönünde. Ettelat gazetesine göre Hizbullah, İran’ın yanında yer alarak saldırıya destek verdi. Ancak Lübnan basını bu iddiayı yalanlayan ve Hizbullah’ın mesafeli durduğu yönünde haberler yayımladı.

Küresel Dengelerde Yeni Bir Sayfa mı Açılıyor?

Ortadoğu’daki askeri dengeyi ve nükleer caydırıcılığı doğrudan etkileyen bu gelişmeler, İran’ın nükleer programına dair güvenlik algısını da sarsmış durumda. İran yıllar boyunca bu tesisleri sadece inşa etmekle kalmadı, aynı zamanda “vurulamaz” hale getirmeye çalıştı. Şimdi bu savunma anlayışının ne kadar geçerli olduğu sorgulanıyor.

Saldırılarda ABD'nin doğrudan rolü olmasa bile, kullanılan silah sistemleri ve hedeflerin hassasiyeti, bölgede yeni bir askeri teknolojik eşik geçilmiş olabileceğini düşündürüyor. İran’ın ne zaman ve nasıl bir misilleme yapacağı ise henüz net değil. Ancak Ortadoğu’da suların kolay kolay durulmayacağı kesin.

www.yerelgundem.com