Polisler: Bu dava Ayhan Bora Kaplan örgütünün operasyonu

"Bu örgüt Organize Şube'ye karşı operasyon yaptı"

Polisler: Bu dava Ayhan Bora Kaplan örgütünün operasyonu

Polisler: Bu dava Ayhan Bora Kaplan örgütünün operasyonu

Ayhan Bora Kaplan davasındaki gizli tanığın yurt dışına kaçmasına ilişkin davada savunma yapan polisler kendilerine karşı operasyon gerçekleştirildiğini söyledi.

Ayhan Bora Kaplan davasının sanığı ve gizli tanığı Serdar Sertçelik'in yurt dışına kaçmasına ve internette yayımlanan ses kayıtlarına ilişkin açılan davada, arasında dönemin Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan'ın arasında bulunduğu 6 polis olmak üzere 11 sanık hâkim karşısına çıktı. Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Kerem Öner dışındaki tutuklu 5 sanık polis de hazır edildi. 

Duruşmada Ayhan Bora Kaplan'ın avukatı, suçtan zarar gördükleri iddiasıyla davaya katılma talebinde bulundu. Sanık polisler, talebin reddini istedi. Mahkeme de Kaplan'ın suçtan zarar görmediğini belirterek, talebi reddetti. 

İlk olarak savunma yapan eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, 29 yıllık polislik geçmişi olduğunu, 17 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi süreçlerinde görev yaptığını anlattı, suçlamaları reddetti. Savcının varsayımlarla hareket ettiğini öne süren Çelik, "Bana bağlı 50 şube var. Her şeyde sıralı amirler tutuklanırsa devlette zafiyet yaşanır" dedi. 

"Ayhan Bora Kaplan'a operasyonu bizzat ben yaptım "

Hiçbir suçluyu kayırmadığını ve Ayhan Bora Kaplan'a operasyonu bizzat kendisinin yaptığını söyleyen Çelik, "Bora Kaplan'ın eli silahlı bir suç örgütü olduğunu tespit ettik. Bu dosyada kamu görevlileri de var. 22 polis var. Bazı tespitler var. Bunun silahlı kanadı var. Serdar Sertçelik de dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Acayip bilgiler alıyor. Emniyet'ten de bilgi alıyordu. Bu yüzden operasyonu kendim yaptım. Ancak şimdi böylesine bir örgütün karşı operasyonuna maruz kalıyoruz" ifadelerini kullandı.

Emrindeki polislerin Sertçelik'i geri getirmeye çalıştığını savunan Çelik, hiçbir yargı görevlisini etkilemeye çalışmadığını savundu. Çelik, "Hiyerarşik düzen içinde görev yaparız. Bizde iştirak olmaz, emir komuta zinciri olur" dedi.

Çelik, gözaltına alınmadan önce üç telefonunu sıfırladığı iddiasını da kabul etmedi. İkinci el yeni telefon aldığını, eski telefonunu ailesine vermek için sıfırladığını savunan Çelik, yeni aldığı telefonun alınırken sıfırlanmış şekilde olduğunu iddia etti. Çelik, son telefonunun ise iki telefona el konulduktan sonra aldığını öne sürdü. 

Organize Şube Müdürü diğer polisleri suçladı

Dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner de Ayhan Bora Kaplan soruşturması sırasında kendi aralarında bazı içsel sıkıntılar yaşadığını savundu. Yardımcısı Şevket Demircan'ın kendisine bilgi vermeden soruşturmada bazı işler yaptığını öne süren Öner, o dönem Kuzey Kıbrıs'tan getirilen Serdar Sertçelik'in gizli tanık olduğunu ancak ifadesinden sonra öğrendiğini kaydetti. Sertçelik ile görüşmediğini belirten Öner, "Ben onun ne yerini ne numarasını bilirim de ne gördüm" dedi. 

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının ikinci dalga operasyonunda, 24 Kasım 2023'te Sertçelik hakkında yakalama kararı çıkarıldığını anımsatan Öner, Sertçelik'in dört gün önce ayağından vurulduğu için gözaltına alınamadığını kaydetti. Bunun üzerine 25 Kasım'da savcının Sertçelik'in evinde ifadesinin alınması talimatı verdiğini kaydeden Öner, "İfadesini aldıktan sonra savcı talimatı olmadığı için başında polis bırakmadık. Elektronik kelepçe tedbiri devam ediyordu. 27 Kasım'da savcı, adliyede hazır edilsin diye talimat verdi. Ekipler eve gittiğinde kaçmıştı. Bunun üzerine savcı, Serdar'ın neden gözaltına alınamadığına ilişkin tutanak tutulması talimatı verdi. Onun yakalanması için hudut kapılarına yazıyı ben yazdırdım. Şüpheliyi kayırmam söz konusu değil. Bu dosyada 97 şüpheliyi yakalattık"

Atamaları eleştirdi

Öner, yardımcısı Demircan'ın Sertçelik ile olan görüşmelerden haberinin olmadığı, sistemin işlemesi için elinden geleni yaptığını iddia etti. Organize Şube'de Şube Müdürü olarak kendi onayı olmadan yapılan bazı atamalardan duyduğu rahatsızlığı önce Murat Çelik'e ardından Emniyet Müdürü Engin Dinç'e ilettiğini anlatan Öner, "Başmüdüre görevden affımı istedim. Bu şartlar altında çalışamayacağımı, emirlerimi dinletemediğimi bildirdim. Başmüdür ise 'Ayhan Bora Kaplan soruşturması yapıyoruz, eğer seni alırsak basında haber olur' diyerek izin vermedi. Daha sonra vali yardımcısına bu durumu anlattım" dedi.  

Sertçelik'in adli kontrolü ihlal etmesiyle ilgili sorumluluğun tanık koruma şubesinde olduğunu belirten Öner, Sertçelik'in yurt dışında kaçmasında sorumluluğunun olmadığını kaydetti. 

Demircan: Gizli tanığın güvenini kazanmak için görüştüm

Tutuklu sanık Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Şevket Demircan da suçlamaları kabul etmeyerek göreve aykırı davrandığına ilişkin delil olmadığını, bütün işlemleri savcının ve sıralı amirlerinin talimatı ile yaptığını öne sürdü. Serdar Sertçelik ile telefonda yaptığı görüşmeleri kabul eden Demircan, şunları savundu:

"Bu görüşmeler usulsüz değildir. Dosya savcısı ve başsavcı vekilimiz ve mahkeme başkanının bilgisi dahilinde görüşmeler yaptım. Sıralı amirlerime bilgi verdim. Kerem Gökay Öner'in üç görüşmeden haberi yoktu. Çünkü o dönem izindeydi. Serdar Sertçelik'e etki etmem söz konusu değil. Zaten yurt dışındaydı. Görüşmeler gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve şahsın Türkiye'ye gelmesine ikna etmek ve güven vermek amacıyla yapıldı.". 

"Bu örgüt Organize Şube'ye karşı operasyon yaptı"

Mahkeme hakiminin, bu görüşmelerde Bekir Bozdağ'ın arasında bulunduğu bazı siyasilerin adının geçtiğini anımsatması üzerine Demircan, "Ses kayıtlarında görüleceği üzere herhangi bir isim zikretmedim. Kendisi isim zikretti. Bu benim yaptığım görüşmelerin tamamı Serçelik'i rahatlatmak için yapılan görüşmelerdir. Çünkü o dönem öldürülme tehdidi aldığını söylüyordu. Ben de devletimiz yanındadır imajı vermek için bu konuşmaları yaptım. Adli makamlar görüşmeleri biliyordu ancak içeriklerini bilmiyordu. Amacım tamamen bunu rahatlatmak ve bize suç örgütünün deşifresinde daha çok yardımcı olması ve rahatlayarak gelmesiydi" iddiasında bulundu.

Demircan, Sertçelik'in yurt dışına kaçmasında kendilerinin bir menfaatinin olmadığını belirterek "Aslında kaçması bizi zor duruma sokmuştur" dedi. Demircan, Sertçelik'in ayağından vurulduktan sonra "gözaltına alınması sakıncalıdır" şeklindeki doktor raporunu hangi polisinin aldığını bilmediğini kaydetti. 

Kendilerinin Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne operasyon yaptıklarını kaydeden Demircan, "Bu örgüt ve uzantıları tarafından Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne operasyon yapılmıştır. Bora Kaplan'ı gözaltına alan üç kişiydik. Üçümüz de burada tutukluyuz" ifadelerini kullandı. Tutuklu komiser Ufuk Gültekin de Demircan'ın gizli tanık ile görüşmesini internetten öğrendiğini, kaçtıktan sonra Sertçelik ile görüşmediğini belirterek suçlamaları kabul etmedi.  

Şube komiserleri de suçlamaları kabul etmedi

Tutuklu Organize Şube komiserleri Metehan İlkyaz ve Gökhan Karaca suçlamaları kabul etmedi.

Karaca, "Serdar Sertçelik ile bu zamana kadar herhangi bir irtibatım, görüşmem olmadı. Serdar Sertçelik'in ayağından vurulma olayının örgüt nedeniyle yapılıp yapılmadığının araştırılmasında görev aldım. Bu dosyanın sorumlu amiriyim. Ben ve bana bağlı olan 10 polis memuru var. Biz bu konuyu araştırırken Ayhan Bora Kaplan örgütünde olan pek çok olayın münferit gösterilmeye çalışıldığını tespit ettik.  Biz de tam tersi suç örgütü dahlinde yapıldığını ortaya çıkarmak için yoğun bir şekilde çalıştık" dedi. 

Mahkeme, duruşma sonunda yalnızca Metehan İlkyaz'ın tahliyesine karar verirken diğer sanıkların tutuklu halinin devamına hükmetti. Davada böylece tutuklu sanık sayısı 7'ye düştü.

DW