İran Hürmüz Boğazı’nı Kapatırsa Avrupa’yı Ne Bekliyor?
İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma ihtimali Avrupa için ciddi enerji, ticaret ve güvenlik tehditleri oluşturuyor. Küresel ekonomik şok ve bölgesel savaş riski artıyor.

İran Hürmüz Boğazı’nı Kapatırsa Avrupa’yı Ne Bekliyor?
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
İran'dan Tehdit Gibi Açıklama: Stratejik Geçit Tartışma Konusu
İran Devrim Muhafızları Komutanı Serdar İsmail Kowsari, ülkenin Hürmüz Boğazı’nı kapatma olasılığını açıkça gündeme taşıdı. Yerel basına konuşan Kowsari, “Düşmanı cezalandırma konusunda elimiz sonuna kadar açık. Hürmüz Boğazı’nın kapatılması da değerlendiriliyor,” diyerek İran’ın elindeki tüm seçenekleri masada tuttuğunu belirtti.
Dünyanın en kritik enerji geçiş noktalarından biri olan Hürmüz Boğazı, küresel petrol ve doğalgaz arzının yaklaşık yüzde 20’sine ev sahipliği yapıyor. İran’ın bu geçiş yolunu ablukaya alması, özellikle enerji ithalatına bağımlı Avrupa için büyük bir ekonomik ve stratejik risk anlamına geliyor.
Enerji Güvenliği Tehlikede: Petrol ve Gaz Tedariki Kesilebilir
Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkelerinden Avrupa’ya yapılan petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatı büyük oranda Hürmüz Boğazı üzerinden gerçekleştiriliyor. İran’ın boğazı kapatması durumunda, Avrupa’nın bu kaynaklara erişimi aniden kesilebilir. Bu da özellikle kış aylarında enerji arz güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturur.
Petrol fiyatlarında yaşanacak ani artışlar, zaten yüksek seyreden enerji faturalarını daha da yukarı çekebilir. Bu durumdan en fazla etkilenecek olanlar ise Almanya, İtalya ve Fransa gibi doğrudan Orta Doğu’ya bağımlı ülkeler olacak.
Ekonomik Sarsıntı Kapıda: Enflasyon ve Piyasa Dalgalanması
Hürmüz Boğazı üzerinden yapılan enerji ticaretinin sekteye uğraması sadece tedarik sorunu yaratmakla kalmayacak, aynı zamanda küresel petrol piyasalarında fiyatların fırlamasına yol açacak. Bu durum, Avrupa genelinde enflasyon baskısını artırarak sanayi, ulaşım ve tarım sektörlerinde zincirleme ekonomik zararlara neden olabilir.
Avrupa borsaları böylesi bir krizde sert tepkiler verebilir. Finansal piyasalarda yaşanacak güven kaybı, ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Askeri Gerginlik ve NATO Riski
İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması yalnızca ekonomik değil, askeri sonuçları da beraberinde getirebilir. ABD, AB donanmaları ve Körfez ülkeleri arasında deniz trafiğini yeniden sağlamak için yapılacak askeri müdahaleler, daha büyük bir bölgesel savaşı tetikleyebilir.
Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin bölgede askeri varlık bulundurması, NATO yükümlülükleri çerçevesinde Avrupa’nın çatışmanın içine çekilmesine neden olabilir. Bu da halihazırda Ukrayna kriziyle mücadele eden Avrupa için ikinci büyük cephe anlamına gelir.
Ticaret Hatlarında Kesinti: Lojistik Zinciri Zorlanır
Hürmüz Boğazı, sadece enerji değil, genel deniz taşımacılığı için de hayati bir güzergâh. Boğazın kapatılması, Avrupa’nın elektronik, makine parçaları, plastik, kimyasal ürünler ve diğer hammaddeler açısından önemli ithalat hatlarında gecikmelere yol açabilir. Sigorta primlerinin artması ve nakliye maliyetlerindeki yükseliş, tüketiciler için fiyat artışları olarak geri dönebilir.
Bu durum özellikle sanayi üretiminde "just-in-time" sistemine dayanan şirketleri zora sokar. Tedarik zincirinde yaşanacak her gecikme, üretim kayıplarına ve istihdam risklerine dönüşebilir.
Avrupa İçin Felaket Senaryosu
Eski Fransız istihbarat yetkililerine göre, İran’ın bu adımı atması Avrupa için tam anlamıyla bir “felaket” senaryosu olur. Diplomatik çözüm arayışlarının ön plana çıkarılması çağrısı yapılırken, İran’ın geçmişte siber saldırılarla gösterdiği kapasite göz önünde bulundurulduğunda, Hürmüz Boğazı üzerinden yaşanacak bir kriz, yalnızca konvansiyonel değil hibrit tehditleri de beraberinde getirebilir.
Böylesi bir adım, sadece enerji politikalarını değil, Avrupa’nın dış ticaret, güvenlik ve ekonomik istikrar haritasını da yeniden çizmek zorunda bırakır.