AK Parti'nin Çözüm Stratejisi DEM ve Sol İttidara Alan Açıyor
AK Parti’nin çözüm stratejisinin mevcut siyasi dengelere etkisi, DEM Parti'nin yükselişi ve olası sol iktidar senaryoları analiz ediliyor. Yargı bağımsızlığı, iç barış ve ekonomik kriz konularında dikkat çekici tespitler yapılıyor.

AK Parti'nin Çözüm Stratejisi DEM ve Sol İttidara Alan Açıyor
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM / ANKARA
Külliye’nin 1000 Odasında Strateji Üretiliyor mu?
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki 1000 odanın her birinde uzmanlar tarafından Türkiye’nin geleceğine dair stratejiler üretildiği konuşuluyor. Medyaya sızan kulis bilgileri, bu odalarda bilim insanlarından dini önderlere kadar birçok alanda etkili isimlerin görev yaptığını iddia ediyor. Ancak bu bilgilerin doğruluğu hâlâ belirsizliğini koruyor.
Hakan Fidan Dönemi ve Stratejik Hatalar Zinciri
AK Parti iktidarının PKK ile mücadelesindeki kırılma noktası, Hakan Fidan’ın MİT Başkanlığı’na atanmasıyla başladı. Başbakanlık ofisine yerleştirilen dinleme cihazları, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları, MİT TIR'ları krizi ve 15 Temmuz darbe girişimi bu dönemde yaşandı. Hakan Fidan’ın yönetimindeki MİT, PKK tarafından ele geçirilen üst düzey istihbaratçılarla büyük bir darbe aldı. Bu olaylar, kamuoyunda “başarısızlığın tescili” olarak yorumlandı.
Devlet Bahçeli’nin Hamlesi: PKK'yı Düz Zemine Çekme Girişimi
Devlet Bahçeli'nin İmralı üzerinden yürütülen yeni çözüm arayışlarında aktif rol alması dikkat çekti. DEM Parti'nin de bu süreçte öncülük ettiği görüldü. Ancak süreç, infaz düzenlemesinde tıkanarak ilerleyemedi. Sızdırılan MİT raporlarında, PKK’nın silah bırakmaya samimi yaklaşmadığı bilgisi yer aldı. Bu durum, stratejinin hedefine ulaşamayacağının sinyalini verdi.
Demokrasiye Dönüş Türkiye’nin Kaderini Değiştirebilir
Yargı bağımsızlığının sağlanması, demokratikleşmenin tamamlanması ve mağduriyetlerin giderilmesi durumunda Türkiye’nin sorunlarının büyük kısmı çözülmüş olacak. PKK’nın toplumsal taban bulduğu mağduriyet ortamı da böylelikle ortadan kalkacak. Bu tür bir normalleşme süreci, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için de siyasi ömrü uzatıcı bir etki yaratabilir.
Ekonomik Kriz ve Sosyal Patlama Eşiği
Vatandaşın mutfaktaki yangını giderek büyüyor. Pazardan eli boş dönen yurttaşların sayısı her geçen gün artıyor. Cezaevlerinde 450 bini aşkın tutuklu ve hükümlünün bulunması, yargıya güveni zedeliyor. Küçük koğuşlara tıkılan binlerce insan, devletin hukuk sistemine olan inancını kaybediyor. Yargı reformu ve infaz düzenlemeleri konusundaki tıkanıklık, AK Parti’ye olan desteğin erimesine neden oluyor.
DEM Parti ve Sol İttifak Yükseliyor
DEM Parti milletvekillerinin TBMM’de yaptığı son açıklamalar, yeni bir siyasal yapılanmanın ayak sesleri olarak yorumlanıyor. İnfaz paketinin Ekim ayına ertelenmesi sonrasında yapılan çıkışlar, DEM’in PKK gölgesinden uzaklaşıp demokratik meşruiyet alanında konumlanmaya başladığını gösteriyor. Bu durum, Türkiye’de sol bir iktidarın önünü açabilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Türkiye İç İstikrarını Sağlamadan Bölgesel Güç Olamaz
İç barışı sağlamayan, vatandaşını yoksullukla sınayan bir Türkiye’nin Ortadoğu’da oyun kurucu olamayacağı vurgulanıyor. ABD’nin YPG’yi bölgesel denklemde konumlandırdığı ve Barzani ile kurulan ilişkilerin benzerinin YPG ile kurulabileceği öne sürülüyor. Bu çerçevede PKK'nın da sürece dahil edilmesiyle Türkiye’nin bölgedeki etkisini artırabileceği dile getiriliyor.
Sonuç: Şefkatli Devlet Anlayışı ile Büyük Türkiye
Devletin yeniden “devlet baba” kimliğine dönmesi, sopa yerine şefkat eli uzatması gerektiği dile getiriliyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik giderildiğinde, demokratik zemine dönüş sağlandığında Türkiye’nin hızla toparlanacağı belirtiliyor. Bugünkü kriz ortamı, çözümden uzak bir stratejinin sonucu olarak karşımıza çıkarken, siyasi aktörlerin halkın sesine kulak vermesi gerektiği vurgulanıyor.
Türkiye’de yeni bir sol-demokratik iktidarın yükselişi mi geliyor? Bu soru giderek daha çok ses buluyor…
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM