Türkiye yıllardır yanlış ekonomi politikalarının uygulanması ile hem ekonomik anlamda hem de uluslararası itibar anlamında her geçen gün seviye düşmeye devam etti. Göz göre göre bozulan ekonomi politikasını düzeltmek için ekonominin dümenine Türkiye’nin yakından tanıdığı, bir dönem ekonominin yine kendisine emanet edildiği Mehmet Şimşek getirildi.

Göreve geldiği günden bu yana faizlerin kat be kat artması fakat enflasyonun düşmemesi, Liradaki sıkılaşma kararlarına rağmen dolar kurunun bir türlü inmemesi gibi nedenlerden dolayı eleştirilen Şimşek ve yönetimi, çareyi deyim yerindeyse başka ülkelerin kapısına giderek sermayeyi Türkiye’ye davet etmekte buldu.

SİNAN ATEŞ, AYM KARARLARI, PAŞALARA KUMPAS, GEZİ PARKI

Ankara’da sokak ortasında vurularak cinayete kurban giden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinde son günlerde kabul edilen, fakat içerisinde eksik bilgilerin ve kendi ifadesinin olmadığı eşi Ayşe Ateş tarafından dile getirilen iddianame.

İşin içerisinde bugün siyasette aktif olarak rol alan kişilerin olduğu muhalefet dahil her kesimden dile getirilse de, iddianamede bu kişilerin isminin geçmemesi ve hukukun tam olarak işlenmediği, adaletin yok sayıldığı bir cinayet vakası olarak son zamanların en çok konuşulan ana gündem maddesi.

Gazeteci İsmail Saymaz Mehmet Şimşek’in içinde bulunduğu durumu madde madde özetleyerek Türkiye’ye neden yabancı sermaye gelmediğini açıkladı.

AYM ve AİHM kararlarına rağmen hapiste tutulan ve daha sonra da Milletvekilliği, olması gereken yerde; Mecliste düşürülen Can Atalay davası.

İsmail Saymaz bu konuda adım atılacağını ifade etti. Bunların hemen öncesinde ise 28 Şubat davaları ve bir kumpas yapılarak içeriye atılan Atatürkçü subayların da tahliye edileceğini ifade eden Saymaz, bunların hepsinin olacağını çünkü Mehmet Şimşek’in kapı kapı gezerek kredi aradığını, “Mehmet şimşek şu an Medine fukarası gibi kapı kapı geziyor uyguladığı ekonomik programa kredi açılmıyor” sözleri ile ifade etti.

Türkiye’nin hukuk devleti görünümü vermediğini bundan sebeple sermayenin gelmediğini “

“Çünkü Türkiye hukuk devleti görünümü vermiyor yani parayı verirseniz geri alabileceğinize dair kanaatiniz yok.”

“ÖNGÖRÜLEBİLİR DEĞİL”

Türkiye’nin öngörülebilir bir hukuk devleti olmaktan çıktığını açıklayan Saymaz, hangi davranışın suç hangisinin hak olduğunun kişilere göre değiştiğini belirten Saymaz, “Türkiye öngörülebilir bir hukuk devleti olmaktan çıktı. Kimin ne zaman hangi davranışı suç, ne zaman hak olduğu kime göre suç kime göre hak olduğu belli değil artık bu ülkede.

İki insan aynı davranıştan ötürü bir insan müebbet hapis cezası alırken öbür insan milletvekili oluyorsa bu Türkiye’nin hukuk devleti olmadığının somut göstergesidir.”

YENİÇAĞ