İsrail’in İran’a Saldırısında Derin İstihbarat Operasyonu Etkili Oldu

New York Times’ın haberine göre, İsrail’in İran’a yönelik son saldırısı, yıllar süren istihbarat faaliyetlerinin ürünü olarak gerçekleşti. Nükleer tesislerin hedef alındığı operasyonda, dronlar ve ajan ekipler kullanıldı. Bölgesel dengeler sarsılıyor.

İsrail’in İran’a Saldırısında Derin İstihbarat Operasyonu Etkili Oldu

İsrail’in İran’a Saldırısında Derin İstihbarat Operasyonu Etkili Oldu

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Yıllara Yayılan Casusluk Operasyonunun Meyvesi

New York Times’ın haberine göre, İsrail’in İran’a geçtiğimiz Cuma günü düzenlediği kapsamlı saldırılar, sadece bir askeri harekât değil; yıllar süren çok katmanlı bir istihbarat operasyonunun sonucuydu. İsrail istihbarat birimleri Mossad ve askeri istihbarat direktörlüğü tarafından ortaklaşa yürütülen çalışmalar kapsamında İran’a sokulan silahlar, dronlar ve gizli operasyon ekipleri devreye girdi.

Kod adı “Aslanın Gücüyle” olan operasyonda, nükleer tesislerin vurulması, üst düzey İranlı komutanların ve bilim insanlarının öldürülmesi gibi çok yönlü hedefler yer aldı. Saldırının hem zamanlaması hem de kapsamı, İsrail’in bölgedeki caydırıcılığını artırmak adına yeni bir dönem başlattığını gösteriyor.

İran’a Sızan Ajanlar ve İçeriden Fırlatılan Dronlar

İsrailli ve İranlı yetkililere dayandırılan habere göre, saldırıların bazıları doğrudan İran toprakları içerisinden gerçekleştirildi. İran’a önceden sızmış ajan ekipleri, belirlenen hedeflere füze ve patlayıcı dronlar fırlattı. En az 100 savaş uçağının katıldığı hava saldırılarında Natanz gibi nükleer yakıt tesisleri hedef alındı.

Aynı zamanda İran’ın hava savunma altyapısını da hedef alan operasyon, Tahran'da yapılan gizli komando faaliyetleriyle desteklendi. İsrail’in, İran’ın uzun menzilli füze stoklarını da ciddi biçimde zayıflattığı bildirildi.

Hedefte Bilim İnsanları ve Komuta Kademesi Vardı

Haberde aktarılan detaylara göre saldırılar; İran’ın nükleer programını yöneten bilim insanları ve İran Devrim Muhafızları’ndaki üst düzey subayları hedef aldı. Bu bağlamda geçmişte gerçekleştirilen Muhsin Fahrizade suikastı, Albay Sayad Khodayee cinayeti ve Hamas lideri İsmail Haniyeh’in öldürülmesi gibi operasyonlar, bu istihbarat zincirinin devamı olarak gösteriliyor.

Geçtiğimiz yıl Hizbullah’a yönelik operasyonda kullanılan taktiklerin benzerleri bu saldırılarda da kullanıldı. Uzaktan tetiklenen patlayıcılar, iletişim hatlarına yapılan siber sızmalar ve içerden gelen istihbaratla hedeflenen komuta noktaları dikkat çekti.

İsrail’in Yeni Doktrini: “Ez ve Yok Et”

İsrail ordusu istihbarat direktörü Tümgeneral Shlomi Binder, saldırının ardından yaptığı açıklamada, “Bizi yok etmeye çalışan bir düşmana karşı varoluşsal bir mücadele veriyoruz. Bu tehdidi bozmayı, zayıflatmayı ve ortadan kaldırmayı hedefliyoruz” diyerek operasyonun temel amacını özetledi.

İsrail'in amacı sadece misilleme yapmak değil; İran'ın bölgedeki askeri etkinliğini kalıcı biçimde çökertmek. Bu bağlamda “direniş ekseni” olarak bilinen İran destekli grupların; Hamas, Hizbullah, Husi milisleri ve Suriye üzerindeki etkisinin kırılması hedefleniyor.

Bölgesel Denge Değişiyor

Saldırıların ardından İran cephesi henüz tam bir karşılık veremedi. Suriye’de Beşar Esad yönetiminin Aralık ayında devrilmesiyle İran’ın Arap dünyasındaki etkisi azalmış, Yemen’deki Husi güçlerine yönelik saldırılar da devam etmişti. İsrail’in eşzamanlı çok cepheli operasyonları, İran’ın doğrudan karşılık kapasitesini sınırlamış durumda.

Yeni saldırılar, nükleer müzakereleri de zora sokabilir. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın “İran bir şey kalmadan önce anlaşma yapmalı” sözleri, bölgedeki diplomatik belirsizliği daha da derinleştiriyor.

İsrail’in istihbarat gücü ve operasyonel kabiliyeti, sadece İran’a değil; tüm bölgesel dengelere uzun vadeli etkiler yaratabilecek yeni bir stratejik sürecin işaretçisi olabilir.

www.yerelgundem.com