Türkiye: Nuh’un Gemisi mi, Yoksa Buzdağına Doğru İlerleyen Bir Titanik mi?

Türkiye’nin siyaset sahnesindeki çalkantılar, liderlik eksiklikleri ve demokrasi ihtiyacı analiz ediliyor. Nuh’un Gemisi benzetmesiyle, ülkenin geleceği tartışılıyor.

Türkiye: Nuh’un Gemisi mi, Yoksa Buzdağına Doğru İlerleyen Bir Titanik mi?

YUSUF İNAN YAZDI...

Türkiye: Nuh’un Gemisi mi, Yoksa Buzdağına Doğru İlerleyen Bir Titanik mi?

Türk siyaseti ve toplumsal yapısı, Nuh’un gemisine benzetilebilecek bir durum içinde. Dümensiz bir gemi misali, Türkiye’nin kaderi güçlü bir irade, strateji ve adalet çizgisinde şekillenmek yerine, kaotik dalgalarda savruluyor. Peki, bu gemi güvenli bir limana yanaşabilecek mi, yoksa içsel çekişmelerle bir buzdağına çarparak Titanik gibi batacak mı?


Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Dümensiz Gemi Sendromu

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türk siyaseti için dönüm noktası oldu. Ancak, bu sistemin partiler üzerindeki etkisi, beklenenin aksine merkeziyetçilik yerine dağılmayı beraberinde getirdi. Meclisin etkisizliği ve muhalefetin güç kaybı, siyaset kurumlarını kitlelerin gözünde güvenilir olmaktan uzaklaştırdı.

AK Parti bu sürecin merkezinde yer aldı. Uzun yıllar halk desteğiyle güçlü bir iktidar sergileyen parti, bugün derin iç çekişmelerle yüzleşiyor. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın ayrılığı, buzdağının görünen kısmıydı. Bugün AK Parti içinde bir sonraki lider figürü yok denecek kadar az. Erdoğan sonrası dönemin belirsizliği, parti içinde yeni bölünmeleri tetikleyebilir.


CHP: Kırılgan Bir Muhalefet

AK Parti’nin kendi içinde çatlaklarla boğuştuğu bir dönemde CHP’nin durumu daha da karmaşık. Özgür Özel liderliğindeki CHP, hem ideolojik hem de yapısal kırılganlıklarla karşı karşıya. Özel’in, Kılıçdaroğlu döneminden devraldığı dağınık tabloyu toparlayamaması, partiyi daha da parçalı hale getirdi. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun siyasi ağırlığı, liderlik yarışında kafa karışıklığına neden oluyor.

CHP’nin, Cumhuriyet’i kuran parti olmanın tarihi mirasını taşımasına rağmen, bu mirası siyasi bir avantaja dönüştüremediği açık. Özellikle Kürt meselesi ve Alevi kimliği konusundaki söylem hataları, partinin geniş kitlelere ulaşmasını engelledi.


MHP ve Devlet Bahçeli’nin Stratejik Yanılgıları

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), iktidar ortağı olarak stratejik gücünü artırmaya çalışsa da Devlet Bahçeli’nin, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın TBMM'de Gazi Meclis'te konuşmasını gündeme taşıması gibi girişimler, halk tabanında ciddi rahatsızlıklara neden oldu. Bu adımlar, 15 milyon şehit ailesinin ve gazinin hassasiyetlerini göz ardı ettiği izlenimi veriyor.

Bahçeli’nin, çözüm olarak demokrasi ve hukuku değil, statükocu yaklaşımları tercih etmesi, partiyi uzun vadede erime riskiyle karşı karşıya bırakıyor.


Türk Siyaseti: Dönüşüm Şart

Siyaset, halkın sorunlarını çözmek ve ülkenin geleceğini inşa etmek için bir araçtır. Ancak Türkiye’de siyasetin ana unsurları olan partiler, bu amaca hizmet etmek yerine, güç savaşlarına ve iç çekişmelere odaklanmış durumda.

  1. Demokrasi, Hukuk ve Adalet: Türkiye’nin hem ekonomik hem de toplumsal sorunlarını çözebilmesi için demokrasi, hukuk ve adalet çizgisine dönmesi gerekiyor. Bu temel unsurlar olmadan, halkın devlete olan güveni yeniden tesis edilemez.

  2. Yeni Liderlik Modelleri: AK Parti ve CHP gibi partilerin liderlik boşlukları, yeni bir vizyonla doldurulmalıdır. Erdoğan sonrası dönemde, AK Parti’nin liderlik sorunu daha da belirginleşecektir. CHP’nin ise kuruluş ideallerine dönerek, güçlü bir liderlik modeli geliştirmesi şart.

  3. Toplumsal Uzlaşı: Türkiye, kutuplaşma ve ayrışma yerine toplumsal uzlaşıyı hedeflemelidir. Siyasetçiler, milletin ortak çıkarlarını önceleyen bir dil benimsemeli ve radikal söylemlerden kaçınmalıdır.


Sonuç: Türk Milleti’nin Umudu

Türkiye’nin mevcut siyasi yapısı, halkın sorunlarına çözüm üretmekten uzak. Cemaatlerin, tarikatların ve siyasi kliklerin çatışmaları, toplumsal yapıyı daha da zayıflatıyor. Bu süreç, ülkenin uluslararası arenadaki konumunu da zedeliyor.

Türk milleti, demokrasi, hukuk ve adalet değerlerini benimseyen bir siyasi yapıya ihtiyaç duyuyor. Bu değerler, sadece bir parti ya da liderin değil, 85 milyonun ortak çabasıyla hayata geçirilebilir. Aksi halde, Türkiye’nin geleceği, Nuh’un Gemisi gibi sadece Allah’ın takdirine kalacaktır.

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM

www.yerelgundem.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016

E-Mail: [email protected]