Açılım Komisyonuna Farklı Yaklaşımlar: AKP Hızlı ve Etkili Bir Yapıdan Yana
Açılım sürecinde Devlet Bahçeli’nin komisyon önerisi tartışma yarattı. AKP, hızlı karar alacak dar yapılı bir komisyon istiyor. Sahada ise PKK’nın silahsızlandırılmasına yönelik çalışmalar sürüyor.
Açılım Komisyonuna Farklı Yaklaşımlar: AKP Hızlı ve Etkili Bir Yapıdan Yana
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Açılım süreci, yeniden Türkiye'nin siyasi gündeminin merkezine oturdu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önerdiği geniş katılımlı komisyon modeli, özellikle AKP kanadında tartışmalara yol açtı. AKP, 100 kişilik ve 16 partinin yer aldığı büyük bir yapının karar alma süreçlerini yavaşlatacağını ve süreci sekteye uğratabileceğini savunuyor. Bunun yerine daha kompakt, hızlı karar verebilecek, etkin bir komisyon modeli öneriliyor.
AKP kurmayları, sürecin sekteye uğramaması ve kararların vakit kaybetmeden alınabilmesi adına, destek verecek partilerle sınırlı bir yapının daha işlevsel olacağını savunuyor. Parti içerisinde hâkim olan görüşe göre, açılım sürecine karşı olmayan unsurlardan oluşacak bir yapı oluşturulmalı.
Komisyon tartışmalarının gölgesinde, sahada da bazı önemli gelişmeler yaşanıyor. Türkiye’nin oluşturduğu özel bir heyetin, YPG bölgesindeki PKK unsurlarının bölgeden çıkarılması ve silahların teslimi konularında Suriye’de çalışmalar yürüttüğü bildiriliyor. Bu heyetin üç aylık raporlarını Ankara’ya sunmasının ardından yeni kararlar alınması planlanıyor.
AKP içinde bazı isimler, sürecin geniş katılımlı yürütülmesi adına tüm partilerin destek vermesini istese de, CHP’ye yönelik süren siyasi operasyonlar nedeniyle bu desteğin zora girdiğini düşünüyor. Bu görüşte olanlara göre, belediye başkanları ve partililere yönelik adli süreçlerin sürdüğü bir ortamda, muhalefetten açık destek beklemek hayalci bir yaklaşım olur.
Cumhur İttifakı’nın DEM Parti’nin desteğiyle gerekli yasal düzenlemeleri geçirecek sayısal çoğunluğa sahip olduğu vurgulanırken, bu tercihin siyasi sorumluluğunun da Cumhurbaşkanlığı ve AKP yönetimi tarafından üstlenilmesi gerektiği ifade ediliyor. Sürecin tüm partilerin mutabakatıyla yürütülmesi isteniyorsa, başta muhalefete yönelik operasyonların durması gerektiği düşüncesi de yüksek sesle dile getiriliyor.
Öte yandan sahadaki gelişmeler sadece komisyon boyutuyla sınırlı değil. PKK’nın kendini feshetme süreci kapsamında teröristlerin çıkacağı bölgeler, silah bırakılacak noktalar gibi detaylar üzerinde teknik çalışmalar sürüyor. Türkiye, Suriye’de YPG kontrolündeki bölgelerde bulunan yaklaşık 2.500 kişilik bir PKK listesinin tamamen bölgeden çıkarılmasını talep ediyor. Ayrıca bu listeye, bölgede istenmeyen 50 kadar üst düzey PKK yöneticisi de dahil edilmiş durumda.
İstihbarat kaynakları, bu sürecin başarısı konusunda temkinli bir iyimserlik taşıyor. ABD Başkanı Donald Trump döneminde yapılan bazı açıklamalar ile Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şara ile varılan mutabakatlar, ABD’nin artık YPG’yi birincil ortak olarak görmediği ve bu yapıya sağlanan desteğin kesilmeye başlandığı yönünde yorumlanıyor. ABD’nin kişi başı aylık 300 dolarlık maddi desteği de sona ermiş durumda. Bu gelişmeler, özerklik taleplerinin karşılık bulmadığını ortaya koyuyor.
Tüm bu gelişmeler, açılım sürecinin seyrinin önümüzdeki haftalarda nasıl şekilleneceğine dair güçlü işaretler veriyor. Ankara, sahadan gelecek raporları beklerken, siyasi alanda da sürecin mimarisi üzerinde yoğun bir hazırlık yürütüyor.
Kaynak: Nuray Babacan / Nefes













