Kutuplaşma sertleşiyor, kulislerde yeni anayasa ve adaylık planları konuşuluyor

Siyasette tansiyon artarken hem muhalefet hem iktidar kanadında büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Erdoğan sonrası senaryolar, AKP içindeki hoşnutsuzluklar, ekonomideki çatlak sesler ve yeni anayasa çalışmaları Ankara kulislerinin sıcak başlıkları arasında.

Kutuplaşma sertleşiyor, kulislerde yeni anayasa ve adaylık planları konuşuluyor

Siyaset geriliyor: AKP'de çatlak sesler, Erdoğan sonrası senaryolar tartışılıyor

Kutuplaşma sertleşiyor, kulislerde yeni anayasa ve adaylık planları konuşuluyor

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Türkiye siyasetinde tansiyon her geçen gün daha da yükselirken, sadece muhalefet değil, iktidar bloğu içinde de ciddi bir hareketlilik dikkat çekiyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik saldırı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve ekonomiyle ilgili artan rahatsızlıklar, siyaseti adeta kaynama noktasına taşıdı. AKP cephesinde ise hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden adaylık planları hem de Erdoğan sonrası senaryolar tartışılıyor.

Erdoğan sonrası hazırlıklar hızlandı mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa gereği 2023 seçimlerinde son kez aday olmasıyla birlikte, 2028 sonrası için “kim devralacak?” sorusu gündemde. Kulislerde öne çıkan isimler arasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve damatları Berat Albayrak, Selçuk Bayraktar bulunuyor. Bu isimlerin çevresinde profesyonel ekiplerin hazırlık yaptığı belirtiliyor.

Siyaset Bilimci Burak Bilgehan Özpek’e göre, sistemin kime devredileceği sorusu Erdoğan sonrası döneme dair en kritik başlık. Özellikle Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’yi yeniden meşru zemine taşıyan açıklamaları da bu geçiş sürecinin bir parçası olarak yorumlanıyor.

AKP içinde hoşnutsuzluk artıyor

Siyaset Bilimci İbrahim Uslu ise AKP içinde uzun süredir konuşulan memnuniyetsizliklerin artık bastırılamaz bir hal aldığını savunuyor. Uslu’ya göre, partinin tabanında ve teşkilatlarında hukuk ihlalleri, sertleşen dil ve ekonomik sorunlara dair ciddi kaygılar var. Ancak bu kaygılar parti içi toplantılarda dillendirilse bile açık kamuoyuna taşınmıyor. "Milletvekilleri Erdoğan’la baş başa kaldıklarında eleştiri yapmaktan çok övgüye yöneliyorlar" diyen Uslu, bu durumun yapısal bir sessizlik doğurduğuna işaret ediyor.

İktidardan istifa ve eleştiri sesleri yükseliyor

Bu rahatsızlık sadece akademik analizlerde değil, siyasette de görünür hale geliyor. Son olarak Üsküdar Belediyesi’nin AKP’li Meclis Üyesi Ekrem Baki, “muhalefete yönelik baskılar” gerekçesiyle partisinden istifa ettiğini duyurdu. Baki’nin istifası, özellikle Milli Görüş kökenli muhafazakâr seçmende yeni bir sorgulama sürecini tetikleyebilir.

TÜSİAD ve TOBB cephesinden de çatlaklar var

Ekonomik cephede ise AKP’ye yakın iş dünyası temsilcileri arasında da farklı sesler yükseliyor. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, vergi uygulamaları ve mali denetimlerdeki baskıcı yöntemleri eleştirerek, “Her işletmenin kapısına vergi memuru koyarak sistem kurulmaz” dedi. TÜSİAD’ın bazı yöneticilerine açılan davalar ve soruşturmalar da Ankara-iş dünyası ilişkisinin gerildiğini gösteriyor.

Kabine değişikliği ve Meclis Başkanlığı seçimleri gündemde

Kulislerde yaklaşan Kabine değişikliği ve 7 Haziran’da sona erecek TBMM Başkanlığı süreci de yakından takip ediliyor. Numan Kurtulmuş’un yerine kimin geçeceği ve bu pozisyonun Erdoğan sonrası güç dağılımı açısından nasıl şekilleneceği merak konusu. Meclis Başkanlığı seçimi, AKP içindeki hiziplerin pozisyonlarını netleştirecek bir gösterge olabilir.

Anketler ne söylüyor?

Nisan ayı itibarıyla yapılan son anketlerde CHP'nin yüzde 34-36 bandında birinci parti olduğu, AKP'nin ise yüzde 27-30 bandına gerilediği görülüyor. SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı, kutuplaşma stratejisinin artık AKP’ye oy kazandırmadığını, aksine parti tabanında da hoşnutsuzluk yarattığını ifade ediyor. Bayrakçı, “İktidarın bu sertlik politikası ters tepiyor. Bu dönem mağdur olanlar, toplumdan karşılığını alıyor” diyor.

Yeni anayasa ve erken seçim senaryoları

Tüm bu gelişmelerin ışığında, Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için ya anayasa değişikliği ya da TBMM kararıyla erken seçim olasılığı değerlendiriliyor. Ancak bu senaryoların hayata geçmesi, muhalefetin tavrı kadar, AKP içindeki dengelere de bağlı olacak gibi görünüyor.

www.yerelgundem.com

Kaynak: DW Türkçe