Berzah Alemi: Zamanın Kapandığı Bilinç Hâli
İbn Arabi’nin tasavvufi yaklaşımıyla berzah alemi nedir? Rüya, uyku ve ölüm arasındaki bağlantılar neyi işaret eder? Zamanın dışındaki bu bilinç hali haberimizde.

Berzah Alemi: Zamanın Kapandığı Bilinç Hâli
BİLGE TABİRCİ / TÜRKİYE
Rüya, Uyku ve Ölüm Arasında Bir Eşik: Berzah
İbn Arabi’nin tasavvuf mirasında sıkça geçen bir kavram olan berzah alemi, rüya, ölüm ve uyku gibi insanın gerçeklik algısını dönüştüren hallerle ilişkilendirilir. Peki, berzah tam olarak nedir? Bu kavram neden bu kadar önemlidir? Ve insan bu eşikten nasıl geçer?
İbn Arabi’ye göre berzah, ne tam bu dünyaya ne de tamamen öte aleme ait olan, iki uç arasında duran ama ikisine de tam anlamıyla dahil olmayan metafizik bir hâl. Varlıkla yokluk, uyku ile uyanıklık, ölüm ile dirilik arasındaki geçiş noktası.
Zamanın Susturulduğu Yer
Berzah, zamanın işlevsizleştiği, dakikaların anlamını kaybettiği bir bilinç düzlemidir. İbn Arabi’nin ifadesiyle, “Zaman Allah’ın tecellilerinin sayılmasıdır.” Bu sayıların durduğu, yönlerin anlamını yitirdiği, hedeflerin kaybolduğu yerde zaman kapanır ve berzah başlar.
Bu durumda insan, artık bir fail değil, şahit haline gelir. Eylem sona erer, izlenim başlar. Bu noktada berzah, bir yargı mekanı değil, bir yansıma sahasıdır. Kişi kendi ruhsal halini seyretmeye başlar.
Rüya Berzahın Gölgesidir
Tasavvufta rüya, berzahın küçük bir yansıması olarak kabul edilir. Rüya gören kişi hem vardır hem yoktur. Gördüğü şey gerçekliğin suretidir ama bu suret ne dünyada ne de tamamen hayal ürünüdür. Rüya, zamanın çözülüp sembollerin konuştuğu alandır.
İbn Arabi’ye göre rüyada yaşanan zaman, fiziksel zaman değildir. Bazen bir saniyelik uyku, bir ömürlük deneyim barındırabilir. İşte bu çelişki, berzahın doğasıdır.
Uyku ve Ölüm: Aynı Kapının Anahtarları
Kur’an’da “uyku ölümün kardeşidir” denir. Çünkü her ikisinde de ruh bedenden çekilir. Uyku esnasında da insan zamanın dışına çıkar ve ruh başka bir boyutta seyreder. İbn Arabi bu hali, ilahi hakikatin ruha fısıldadığı an olarak tanımlar.
Ölüm ise bu geçici yolculuğun kalıcı hale dönüşmesidir. Ruh artık bedene dönmez ama zaman da onun için durmuştur. Bu durumda kişi, kendi iç âleminde olanları berzah aynasında izler.
İnsan-ı Kâmil: Zamanı Aşan Ruh
İbn Arabi’nin en önemli kavramlarından biri de insan-ı kâmildir. Bu kişi, sadece berzahı geçen değil, berzahı bilen kişidir. Onun için rüya bir mecaz değil, hakikatin suretidir. Ölüm bir son değil, ilahi bir başlangıçtır.
İnsan-ı kâmil, zamanı yaşamakla yetinmeyen, zamanı idrak eden ve onun ötesine geçebilen ruhtur. O artık zamanı kullanmaz, zaman onun içinden geçer. Çünkü onun kalbi, arşın gölgesindedir.
İlham: Berzahın Sesi
İlham, berzahın dilidir. Herkes konuşamaz ama herkesin ruhuna konuşulur. Kalp sükunete vardığında, kelimelerden değil, sezgilerden gelen bilgi ortaya çıkar. Bu bilgi kitaplardan değil, doğrudan ilahi tecelliden gelir.
İbn Arabi, ilhamın zamanın kapandığı anda geldiğini söyler. Zihin susar, kalp açılır ve hakikat fısıldanır. Bu fısıltı sadece duyulmaz, yaşanır.
Son Söz
Berzah alemi, insanın kendiyle yüzleştiği, zamanın çözüldüğü, kelimelerin anlamını yitirdiği bir eşiği temsil eder. Rüya, ölüm ve uyku bu eşikten geçiş anlarıdır. Ve bu geçişlerde insan, sadece beden değil, bilinçtir.
Zaman kapandığında, kelimeler susar. Ve işte o sessizlikte, hakikat konuşmaya başlar.